hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • “doğurmak istemeyebilirdim. bu beni daha az kadın yapmazdı. anne olmak istemeyen kadınları daha az kadın yapmıyor. anneliğin kutsanmasından çok rahatsız oluyorum. bunun da kadınlara bir baskının yolu olduğunu düşünüyorum. dünyada herhangi bir canlıya karşılıksız emek veren herkes benim için annedir."

    bence çok ince düşünceli ve güzel bir annesin. her konuda mütevazi duruşun takdire şayan.

  • dünya'da batıya gittikçe eğitim, öğretim, görgü, medeniyet çoğalır, türkiye'de 1925'lere gittikçe.
    atatürk türkiye'nin batısıdır.

  • (bkz: kurtlarla koşan kadınlar)
    (bkz: clarissa p. estes)

    herkesin okuyabilecegi bir kitap degil, belli bir birikime ve okuma kulturune sahip olmak gerekir. isminden de anlasilacagi uzere daha cok kadinlara yonelikmis gibi gozukuyor. dogru da keza. fakat hassas, duyarli ve karsisidakini anlamaya odakli erkeklerin de kendilerine cok sey katabileceklerini dusundugum bir kitap.

    dunyaya, kendinize, insanlara ve her anlamdaki ikili iliskilere bakis acinizi degistirebilecek derinlikte bir kitap gercekten. kendinizle ve karsinizdaki kisilerle daha saglikli iliskiler kurdugunuzu fark edeceksiniz okuduktan bir süre sonra.

    (bkz: düşünce gücüyle tedavi)
    (bkz: louise hay)

    kendine karsi sevgisiz ve ozguvensiz kisilere cok faydali olacagini dusundugum kisisel gelisim kitabi. bana cok sey katmisti okudugum donemde. hicbir zaman ozguven sorunu olan bir insan olmadim ama kendimi hic dusunmeden, sirf baskalarinin beklentilerine gore yasardim. sanki boyle yapmazsam kotu biri olurmusum gibi manasiz bir dusuncem vardi. fakat 'ben' demenin bencillik olmadigini, onemli olanin kendi isteklerim ve dusuncelerim oldugunu icsellestirmemi saglamakta ciddi manada etkisi oldu bu kitabin. baskalarinin yorumlarina ve yersiz beklentilerine kulak tikamakta zorlaniyorsaniz, kesinlikle okuyun derim bu kitabi. ve ayni zamanda bedensel rahatsizliklarimizin ve hastaliklarimizin tumunun zihnimizde urettigimiz hangi düşüncelerden kaynaklandigini da acikliyor kitabin sonunda. ayni yazarin 'kalp gucuyle tedavi' isimli diger kitabini da okursaniz cok daha etkili olur hatta.

    (bkz: düğümlere üfleyen kadınlar)
    (bkz: ece temelkuran)

    ece temelkuran'in beyrut, libya, tunus ve misir'da gecen, 5 ayri kadinin hikayesini anlattigi romani. baslangicta fazlasiyla sinematografik ve melankolik bir anlatimi var kitabin. kadinlarin hikayesinin arka planindaysa her birinin ulkesinde yasanan siyasi cikmazlari ve toplumlarinin gosterdigi-goster(e)medigi reaksiyonlardan bahsediyor. mutsuz ve umutsuz bir sonla bitecegini dusunurken cok baska bir sonla karsilasiyorsunuz. kitabi bitiripte elimden biraktigimda, soyle dedigimi hatirliyorum: 'oh be! gercekten yahu!' cunku bu kitap bana kadin olmanin her seyden evvel ne anlama geldigini, bunun bana ve yasamima gercekte ne anlam kattigini kesfetmemi sagladi. evet, bir nevi bu kitapla kesfettim ben gucumu. ciddi bir uyanis ve cok icten bir 'iyi ki!' getirdi bu kitap bana. 'kadinim, ve iyi ki boyle. aklimla, kalbimle, vicdanimla, merhametimle ve gozu karaligimla iyi ki ben benim' diye dusunup yazmistim hatta bir yerlere. beni bana kavusturan kitaplarin basinda gelir, dugumlere ufleyen kadinlar. bilhassa kendini gucsuz ve savunmasiz hisseden kisilerin mutlaka okumasi gerek bence.

    (bkz: güneş çavması)
    (bkz: esra van der wiel)

    yasadigi hayattan mutlu olmayanlarin, 'olmam gereken kisi bu degil' diye dusunenlerin, kendini ve hayatini degistirmek isteyip bunu nasil yapacagini bilemeyenlerin ve kendindeki degisimden dahi korkan insanlarin muhakkak okumasi gereken cok da surukleyici bir roman.

    kendi bedeninde ve beyninde 'baskalari' odakli yasamanin ne kadar sacma oldugunu, aslolanin mutlu olmak ve mutlu etmekten baska bir sey olmadigini, basit yasamak gerektigini ve baskalarini mutlu etmenin yolunun onlarin kontrolunde yasamak degil, kendi istek ve beklentilerimize göre yasamaktan gectigi sonucunu cikaracaginiz, okumasi keyifli bir kitap. kendinize, arkadasiniza, anne babaniza ya da sevgilinize; yani etrafinizdaki herkese benzeyen cok sayida karakterin oldugu 2 ciltlik roman. 'kendimi mutsuz hissediyorum' diyen herkese onerebilecegim bir kitap ayni zamanda.

  • -selam!
    +selam!
    -babanız overlokçu galiba..
    +nerden çıkardınız?
    -böylesine bi güzelliğin insanın ayağına kadar gelmesi..ne biliyim başka bi açıklaması olamaz heralde!
    +ahhahhah.. adınız nedir?
    -taylan, siz?
    +ben de nurdan, memnun oldum taylan!

  • kararına saygı duymam için o kararın sonuçlarının sadece seni bağlaması lazım. öyle olsaydı senin sefil hayatın ve fikirlerin umrumda olmazdı zaten. ama burda durum öyle değil. gerçi bu da belki yüz kere anlatıldı her yerde, hala anlamıyorsanız ya da anlamak işinize gelmiyorsa ümitsiz vakasınız.

  • telefon numarasını bilen biri falan varsa arasın faşist kelimesinin ne demek olduğunu anlatsın kendisine.

    o zaman o salonda olan herkes kendisinin içtiği gibi sigara içsin bakalım o duman kimlere nerelere ulaşıyor... en büyük özelliği gevezelik olan tatlı su solcusu, umarım faşistten başka kelimeler kullanmayı da öğrenir ayrıca orada onun saçma sapan laflarını alkışlayan ve gerektiği kadar ağzının payını veremeyen öğrencilere de yazıklar olsun...

    zöge: insanların böyle bir konuda bu adama nasıl hak verebildiklerini anlayamıyorum, onu geçtim hak versinler tamam ama o üslubu nasıl savunuyorlar orası gerçekten inanılmaz.

    edit: bir zamanlar zamanının ötesindeydi artık değil, istismar ediyor gibi olmayayım.

  • ahmet çakar: fatih terim'in konuşmasında bir kaç tane paradoks var. mesela diyor ki "siyasetçiler futbola karışmamalıdır"
    rok: hahahahahahaha bunu dedi mi gerçekten? bunu diyen fatih terim mi? yahu bu aynı benim "ekranlarda bağırmamalıyız, hep sakin olmalıyız" demem gibi bir şey hahahaha