ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2 milyon 206 bin malvarlığına sahip milletvekili
-
aktroller gerçekten gerizekalı.cumhurbaşkanı 2002'den beri donunuza kadar soydu sizi.ona hesap sorun yemiyor dimi.resmen cumhurbaşkanının geyşaları,kumalarısınız...
mansur yavaş'ın çalışanlara sakal yasağı getirmesi
-
belediye ciddi bir kurumdur. ve o kurumdaki herkes, jilet gibi olmalıdır. sakallı adam görmek isteyen cemaatlere girsin.
tanım: doğru karardır.
yaran tatlı hayat diyalogları
-
menekşe:ihsan bey,kuzenim için 3000 dolar lazım, siz verir misiniz?
ihsan:ona o parayı ancak bir hıyar verir...
menekşe:yani veriyosunuz!...
29 temmuz 2022 ali erbaş'ın kamuoyuna çağrısı
-
diyanet işleri başkanı ali erbaş'ın, çocukların kuran kurslarına gönderilmesi gerektiği konusundaki çağrısıdır. çocukları birer araptapar gibi yetiştirince kalkınacağımızı falan sanıyor ahaha
--- spoiler ---
4-6 yaş kur'an kurslarımıza ne kadar çok evladımız gelirse, istikbalimiz o kadar aydınlık olacaktır inşaallaaah.
--- spoiler ---
4 yaşındaki çocuğun ne arap tanrısıyla, ne de tecavüzcü yuvası kuran kurslarında işi yok ali. yallah arabistan'a. git orada ara malzemeyi.
kaynak
video
kanzuk onları harcarken alkış tutan zebralar
-
ekşi sözlük yazarlarının değil ekşi şeyler tırıvırı limited şirketinin vekili olan ve bunu altını çize çize yüzlerce kez söyleyen kanzuk nickli avukat, fatih altaylı'ya karşı yazarların değil şirketinin itibarını korumak için açtığı tazminat davasını kazandığını duyurduğunda etrafını sarıp mal mal alkış tutan zebralar.
bu zebralar o kadar maldır ki; kanzuk onlara karşı sözlükte yazdıkları herhangi bir yazıdan dolayı, fatih altaylı, ahmetoğlu hasan veya mehmetoğlu hüseyin dava açtığında hiçbir şekilde ilgilenmeyeceğini söylediği halde hiçbir karar haklarının olmadığı bir şirketin davayı kazanmasından mutlu olurlar.
bu zebralar o kadar maldır ki; yarın çok güçlü birileri avukat ordusuyla onları kişisel olarak dava ettiğinde ki, fatih altaylı yahut başka bir ekşi sözlük şikayetçisi son olanlardan ekşi şirketi yöneticilerinin onlara verdiği bu açık mesajı almadıysa tüm lafları haketmiş demektir, kapısına binbir türlü hukuki cihazla donanmış avukatlar dayandığında piç gibi ortada kalacağını anlamadan alkışlar durur başkasının davasını.
bu zebralar o kadar maldır ki; kazanıldığı ilan olunan tazminat tutarının, çeşitli davalarla uğraşan sözlük yazarlarının masraflarını karşılamakta kullanılmak yerine bir hayır kurumuna bağışlanmasının, ekşi şeyler limited şirketinin kurumsal imajının parlatılması, medyada yerleşik fatih altaylı düşmanları sayesinde ekşi sözlük ve sahiplerinin reklamının yapılmasını amaçladığını bile anlamazlar.
serdar-ı ekrem aslan kanzuk paşa sen az bile yapıyorsun bu mal zebralara.
gitmek mi zor kalmak mı
-
"gitmek bir kere akla dustu mu, kalmak zordur"*
umut sarıkaya
-
benim icin umut bi mizahcidan ziyade biraz felsefeci en cok da bi sosyolog. hayatimdaki en buyuk hayallerimden birisi nuri bilge ceylan'la birlikte film yapmalari. bana bu hayali kurduran sey her ikisinin de dostoyevski'de de vucut bulmus iyi ve kotu kavramlari uzerinde determinist yargilayciliktan uzak durmalari ve bu ikisinin insanin icinde degisik dozlarda bulundugunu onkabul etmislikleri (anlatmalari demiyorum zira boyle bir dertleri de pek yok) bu entryde uzerinde durmak istedigim konu ise daha once de hakkinda baslik acilan umut-varos iliskisi uzerine yapilan tartismalar.
ben umut'u varos olarak degil metropolun kenar mahalle cocugunu/insanini anlatan bir anlatici olarak goruyorum. kenar mahalle cocugu, buyuk bir sehirde dogmus veya erken yasta oraya goc etmistir ve ailesinin bavulunda anadolu'nun karakteristigini tasimaktadir. buyudugu mahalle de buram buram anadolu kokar. fakirlik, muhafazakarlik, kabalik gibi unsurlar vardir bu mahallede ve bavulda. ancak bu kenar mahalle cocugu (tabi burada mahalledeki her cocugu kastetmiyorum, bir sekilde ufku mahallenin otesine tasabilenlerden bahsediyorum) mahallenin otesine cesitli vesilelerle cikar.
mesela ben izmir'de kenar mahallede yasarken ortaokulu ve liseyi alsancak'ta okudum. bu anlamda dersane muessesesi de mahallenin disina cikmak icin bizim jenerasyon icin vesile olmustur. umut tarzi kenar mahalle cocugu, mahalle ve kendisine ugrak noktasi yaptigi sehir merkezi arasinda bir arada kalmislik yasar. ancak surekli surette kenardan merkeze dogru egilimlidir. (buna center ile periphery arasinda kalan semi periphery de diyebiliriz) sehre tutunmaya calisir ve tutunur.
varos nitelemesine karsi cikisimin nedeni de bu. varos, metropol kulturune/normlarina uyum gosterememe, tutunamama ve geri kalmisliktan siyrilamayip dejenere olma durumudur. umut ise metropole kizar ancak; ona egreti ama kararli bir sekilde tutunur. kendi karikaturuyle anlatmak gerekirse sehir onun icin ilkokulda sinir olunan ama kanka olunmak istenen zengin sarisin cocuktur.
umut'u sevmenin mizah anlayisindan cok benzer sosyokulturel seruveni yasamislikla alakasi oldugunu dusunuyorum. facebook'taki kadin anam grubuna (genelde az bilinen karikaturlerin paylasildigi) ilgi gosteren insanlarin bu anlamda onemli bi benzerlik gosterdiklerini gozluyorum.
kısa boylu erkeklere verilebilecek tavsiyeler
-
tek özelliği sizden 3-5 santimetre uzun olmak olan denyoların laflarını bi tarafınıza takmayın.
cıvık komedi filmi çekerek voliyi vurma sanatı
-
(bkz: gora)yı oraya koymak teorinin tüm güvenilirliğini iki paralık etmiştir.