hesabın var mı? giriş yap

  • ben bunu ne zamandır evde yapmayı istiyordum ama üşeniyordum. nihayet üşengeçliğime bir son verdim, ve sonuç: muazzam.

    - 200 ml krema
    - 200 ml yoğunlaştırılmış süt
    - 200 ml viski
    - bir shot kahlua

    ben sadece yukarıdakilerle yaptım. içine renk versin diye karamel şurubu yada çikolata sosu koyanlar da var. bir çok tarifte yer alan granül kahve yerine direkt kahve likörü * ekledim.

    * burada en önemli kısım yoğunlaştırılmış süt konusu. asla normal süt olmamalı. bildiğiniz süt reçelinin biraz daha cıvık hali olacak. ben evde yaptım, 1 lt süte 1.5 bardak şeker. sütün yarısından fazlasını uçuracak şekilde neredeyse 45 dk kaynattım. sarı renkli pekmezden daha kalın kıvamda olacak sonunda.

    sonra tüm içerikleri bir blenderde 30 sn karıştırdım. viski olarak jameson kullandım.

    toplam maliyet bana 80 tl olarak geldi yine 75cl likör elde ettim. amaç tasarruftan ziyade zevkinde zaten, ama yine daha ucuza geldi tabi..

  • başlık: otobüsle eve giderken daha önce

    "yapmadığım bişey yaptım ve sessiz bi şekilde osurdum. ortama yayılan kokunun farkındaydım ama kimse benim yaptığımı bilmiyordu. kulaklıklarımı taktım ve çevreyi süzdüm. yüzü ekşiyen kızlar, suçu birbirine atan liseliler, eşarbıyla ağzını kapatan teyzeler...
    bir anda popüler olmuştu osuruğum ve ıkınarak bi tane daha çıkardım. cam açanlar, daha çok rüzgar gelsin diye gaza basan şoför, nefesini tutmaktan mosmor olmuş bi kaç amca...
    en sonunda bu zevki katlamak istedim ve allaaaaahhhhh nidalarıyla koltuğa sıçtım." (yarim altin)

    -------------------------------

    evet piçler yine sandalyeden düşürdünüz.

  • öküz senin babandır it oğlu it. sen öküz oğlu öküz oğlu eşşek oğlusun. oraya gelirsem ağzının orta yerine sıçarım. ibne. pezevenk...

    (bkz: pardon)*

  • türkçe öğrenen belçikalı bir arkadaşımın okuduğu kitapların yazarı. kendisi bu kitapların daha önce okumaya çalıştığı ama pek de başarılı olamadığı çocuk kitaplarından daha anlaşılır ve basit bir dille yazıldığı konusunda ısrarcı.

  • oncelikle sunu dikkatli bir okumak gerekiyor. ozellikle su kismini:

    "...o dönemde köşk'teki müstahdemin, yaverlerin, muhafız polislerinin iaşesi ve köşk'ün diğer masrafları da atatürk tarafından karşılanıyordu. başvekil ve vekillere ödenen harcırah cumhurbaşkanı için söz konusu olmadığından seyahatlerde ulaşım dışındaki, yemek ve içki dahil bütün masraflar, tamamen kendi kesesinden çıkıyordu... "

    o zaman neredeyse cumhurbaskanligi butcesi anlamina gelen bir parayla bugunku cumhurbaskani maasini karsilastirirsan boyle oran cikar tabii.
    (bkz: beyin bedava)

  • tarihi binalarla kaplı, çok büyük olmayan, yine de çok büyük bir şehre yakın mesafede olan, orta büyüklükte herhangi bir avrupa şehri.

    (bkz: brugge)
    (bkz: gent)
    orta büyüklükteler, birer alışveriş merkezleri var. etrafta kafeteryalar var. birkaç gece klübü de var. kolayca yeşil alan bulunabiliyor. şehir sıkıcı gelince hafta sonu kolayca brüksel'e veya amsterdam'a günü birlik geziler yapabiliyorsun. hatta biraz kasarsan paris'e, köln'e falan da gidebilirsin. şehirde trafik yok, banliyöden şehir merkezine otobüsle 20 dakika, otobüste de kolayca oturacak yer bulunuyor; mis.

    not: fiziksel olarak 20 yaşındayım; ruhum emekli amca kafasında.

  • mükemmel bir ışıktır.

    bu başlığı burada görmekse son derece şaşırtıcı oldu benim için. zira yalnız yaşıyorum mutfak ve salonun bir olduğu küçücük bir evde.

    uyku problemimden dolayı 2 odada da uyumayıp, kanepelerden birini yatağa çevirdim. yemek yaptığım, yediğim, misafir ağırladığım ve uyuduğum yer aynı anlayacağınız.

    ve ışık da sevmiyorum. hava kararınca o aspiratör ışığından başka aydınlatan bir şey olmaz evi şu anda da olduğu gibi. çok ışığa gelemediğim gibi karanlığa da gelemem, uyurken de açık bırakırım o yüzden.

    o aspiratör ışığı benim 3 yılım, tam karşımda yanıyor şu anda. son 10 günü kaldı, 10 gün daha yanıp dinleyecek beni.

    sonrasında yollarımız ayrılıyor. bu şehre dair en çok özleyeceğim şeylerden biri o aspiratör ışığı. hakkı ödenmez.