hesabın var mı? giriş yap

  • mantikli insandir. misal adam dogma büyüme kesanli. keşan nereye bagli? edirne. e edirne kesan arasi 114 km öyle bakirköy-taksim arasi bir mesafe degil, yani belki adam hayatinda 3-5 kere gitti edirne'ye, olabilir mi? olabilir. bir de tabi kesan'da selanik tarafindan göcmenler bulunurken edirne merkezde selanik-makedonya göcmeni sayisi kesanla karsilastirilamaz. kendini dogup büyümedigi bir yere ait hissetmeyebilir. bunun bir benzeri de biga-çanakkale rekabetinde vardir ki asil nedeni aradaki 95 kmlik mesafe degil canakkale merkezin bundan 80-90 sene önce biga sancagina bagli bir ilce hatta bucakken bugün bunun tam tersi biga'nin canakkale'ye bagli bir ilce haline gelmesidir. bunun disinda mesela edremitli, ayvalikli, bandırmalı bir adam gidip de balikesirliyim demez, keza balıkesir ile ayvalık ya da bandırma arasinda her yönden daglar kadar fark vardir, adam haklidir.

    zöge: bunun nesini eksiliyorsun be allahin denyosu?!?! insan gibi aciklama yapiyoruz adam seri eksiye abaniyor hay amk.

  • bilim dünyasının severus snape'i. gizliden gizliye yardımlar yapan ve bunu asla açığa vurmayan güzel insan. vur de vuralım, öl de ölelim howard baba. <3

    einstein garip bir adam vesselam. sınavda önce doğru yapıp sonra titizlik yapayım diye cevapları kontrol ederken cevabı silip yanlış şıkkı işaretleyen manyak öğrencilerin öncüsü adeta. bir gün yine kendi kuramını sorgularken kendi keşiflerinden şüphe duyuyor ve yanıldığına, keşfettiği şeyin aslında varolmadığına dair bir makale yazıp bir dergiye* yolluyor.(bu adam manyak demiş miydim)

    bundan sonrası için iki farklı hikaye var. einstein makalesinin neden physical review letters dergisinde yayınlanmadığını şöyle açıklıyor;

    iddiaya göre einstein amerika'da yeni olduğu için bu makalelerin yayınlanmadan önce kimliği gizli uzmanlarca denetlediğini bilmiyor. o yüzden evine "bak kardeş sen hata yapmışsın. senin problemin çözümünü içeren bi rapor hazırladım zarfın içine koydum onu oku emi aslanım" şeklinde isimsiz bir mektup gelince şaşkına dönüyor.

    hemen dergi editörüne atar yapıp "siz nası benden izinsiz makalemi dergide yayınlanmadan önce başkalarına okutursunuz" diye makaleyi geri çekip o dergide yayınlamıyor. kendisine gelen faili meçhul mektuptaki raporu da okumadan çöpe atıyor.

    tabi bu einstein'ın açıklaması. öte yandan bilim camiasının öne sürdüğü açıklama makaleyi denetleyen gizemli uzmanın einstein'ın makalesini hatalı bularak yayınlamayı reddettiği yönünde. bakın dostlar, buna bilimsel literatürde yürek yemek derler. o güne dek tek bir makalesi bile geri çevrilmemiş, 1919 yılında yaptığı ani ve muazzam çıkışla bilim camiasının tahtına oturmuş ve fizikte devasa devrimler yapmış bir adam einstein. böyle bir adamın makalesini geri çevirmek her babayiğidin harcı değildir. zannımca einstein da bunu gururuna yedirememiş olacak ki ömrü boyunca bir daha physical review letters'ta makale yayınlamıyor. ve en kötüsü ise kendisine anonim olarak gelen raporu okumadan yırtıp atıyor.

    gel zaman git zaman, einstein başka bi dergiye gönderiyor makalesini. fakat dergi tam yayınlanmadan önce asistanı leopold infeld koşa koşa gelip einstein'a "usta dur o makalede hata var hemen geri çek düzeltelim!!" diyor. einstein önce bi atar yapsa da makaleyi geri çekip kontrol ediyor ve hatalı olduğunu görüyor. sonra da makaleyi asistanın söylediklerine göre düzeltip öyle yayınlıyorlar.

    "ee ne var bunda" diyebilirsiniz. şu var; meğer ilk başta o faili meçhul mektubu gönderen kişi şu an başlığında olduğumuz howard reyizmiş. einstein atar yapıp howard'ın raporunu okumadan başka dergiye gönderince howard gizlice einstein'in asistanına ulaşıp makaledeki hataları açıklamış, sonra da "koş geç olmadan ustana anlat bunu ama benim adımı verirsen dalağını keserim kendim çözdüm diyecen" demiş.

    bu sayede einstein'in çok büyük bir hata yapmasına engel olmuş howard baba. einstein'ın asistanı leopold infeld bunu anlatmasa ve dergi doğrulamasa gerçeği hiç bilemeyecektik belki de. nur içinde yatasın howard reyiz.

    not: robertson'ın einstein'ı ne kadar büyük bir hatadan çevirdiğini hala anlamayanlar için ek bilgi; söz konusu makale meşhur kütleçekim dalgaları makalesi. ya ya.

  • tespitteki bahsedilen tipler bu ülkenin sırtındaki kamburudur. yok olması gerekir.

    debe editi: böyle kekoların üstünden debeye girmek istemezdim.

  • tutuklu gazetecileri , öğrencileri ve siyasileri bırakmak yerine katili sapığı bırakacakları düzenleme

  • çok garip bir hırkadır bu. insan bunu alınca muhtemelen giymez, ama almazsa iliklerine kadar donar, hasta olur.

  • arabasında keser taşıyan bir insanın aşırı minnoş, kalpleri ısıtan pişmanlık hikayesi. dünyanın en naif insanına bunu nasıl yapmışlar?

  • 1997 yılıydı. o dönemde liseyi kazanmıştım. liseye girişte sağlık raporu istenmişti. velhasıl o raporu almak için bakırköy devlet hastanesine gitmem gerekiyordu. fakirlik işte, annem öyle bir para verdi ki muayenelere yola yemeğe yetecek mi bilmiyorum.

    yolda sürekli inşallah çok fazla masraf tutmaz diye içimden geçirdim. hastanede biraz masraf çıktı haliyle. ben paralarımı hesap ederken karnım o kadar açıkmış ki anlatamam. hastanenin önündeki büfeye geldim:

    ben: abi simit kaç para?
    büfeci: ... lira
    ben: peki meyvesuyu kaç para?
    büfeci: ... lira
    ben: o zaman bi simit alayım abi
    büfeci: meyvesuyu vermeyim mi?

    hayatımın o anı sanıyorum kendimi en gariban en yalnız hissettiğim andı. büfeden simit alırken beni gören orta yaşlı bi bayan daha sonra yanıma gelip "ben sana meyvesuyu alayım mı oğlum" demişti en anaç haliyle. beni bi ağlama aldı ama anlatamam sözlük. (bkz: bu da böyle bir anımdır)

  • kızın bunu rahatsız olduğundan değil de 'uff hrks bni svio' tarzı ile paylaşması, doktor olduğunu gözümüze sokmak için steteskoplu profil fotoğrafı tek bir şeyi ifade ediyor.
    (bkz: kezban detected)

  • cogu kisinin kacirdigi nokta, odul teslim alinir, telsim eden sahneyi kazanana birakir ve odulu kazanan kisi konusmasini elinde odulu ile yapar. nihal hanim seyirciyi selamlayip odulu teslim almasi gerekirken dogrudan konuusmaya baslayip tamer karadagliyi arkasinda figuran bekci durumunda birakmistir.

    tamer karadagli gercekten oduluyle komusmasi icin vermis olmasa nihal hanimin tepkisine bu kadar hizli yanit veremezdi.