hesabın var mı? giriş yap

  • - elektrikli süpürge, hortumu olan ve bagiran korkunç bir canavar degildir. siradan bir temizlik aletidir.
    - ekmek kizartma makinesine çok yaklasirsam, kizaran ekmekler firladiginda korkudan tezgahtan düsebilirim. bunun için sahibe miyavlamaya hakkim yoktur.
    - televizyonun üstüne çikip, kuyrugumu ekrana sarkitarak bir o yana, bir bu yana savurursam, sahibimin televizyon izlemesini engellerim.
    - mamayı begenmiyorsam, ona bok muamelesi yaparak, üstünü kapatmaya çalismam, hiçbir ise yaramaz. bir süre sonra o mamayi yerim.
    - sahip uyumaya giderken aniden cinlesip oyun oynamamak lazimdir. saat gecenin körü olmussa, oyun oynanmaz. sahip sabah erken kalkip, ise gidecektir. birakayim da uyusundur.
    - içi sivi dolu olan her kapta su yoktur. öyle her bardaga lap lap lap diye dilimi sokarsam, canim aciyabilir. dikkat etmek lazimdir.
    - evin içinden, pencereye gelen kediye dayilanmak ayiptir. o kedi bir gün açik pencereden içeri girebilir ve kafama güzel bir pati patlatabilir.
    - sahibimin tirmalamam için türlü maymunluklar yaptigi sey, tirmalama tahtasidir. koltuklar yerine, onu tirmalasam hos olur.
    - koltukta oturan sahibi, patilerimle çaktirmadan iterek, koltuktan düsürebilirim.
    - buzdolabinin altina kaçan oyuncak, miyavlayinca geri gelmez.
    - su akan bir muslugun altina kafami sokarsam, kafam islanir. bunun için sahibe küsmeye gerek yoktur.
    - perdeye tirmanmak kolaydir ama inmek zordur. perdenin tepesine çikip sonra "beni indir burdan!" diye sahibe bagirirsam, o da bana bagirabilir.
    - yeni bosaltilmis bir valizin içine girersem, sahip orada oldugumu fark etmeyebilir. sonra o valizi kapatip, dolaba kaldirir. bütün gün orada miyavlasam da duyulmaz.
    - kablo isirmanin hiçbir bahanesi yoktur.
    - açik olan her dolabin, özellikle buzdolabinin içine girmek, tehlikeli ve yasaktir. dolap kapanabilir, kiçim donabilir.

  • ilkokulda 4. sınıfa kadar birlikte okuduğum erhan'dır benim için. çocuk belki lazım olur diye kocaman bir el çantasına ne kadar alet-edevat bulursa doldurup okula geliyordu. ihtiyaç duyduğum ne varsa erhan'ın çantasında bulabiliyordum. makas, tornavida, conta, maşa, kerpeten bir düşünüşte aklıma gelenler. kendisiyle bir daha irtibat kuramadım. onunla ilgili aklımda tek bir soru var, kaç yaşına kadar o çantayla gezdiği.

  • celal şengör'ün az önce teketek programında sarfettiği söz. hocaya olan sevgimden dolayı sert eleştirmekten her zaman kaçındım ancak bu sefer kantarın topuzunu kaçırdı diye düşünüyorum. bülent ecevit bu ülkedeki en iyi eğitim almış başbakanlardan birisidir.
    gelen mesajlar üzerine edit:
    bazı arkadaşlar bülent ecevit'in lise mezunu olduğundan bahsederek mesajlar atıyorlar. duyanda sanır şişli endüstri meslek lisesi mezunu. ecevit robert koleji mezunudur beyler bayanlar. ankara dil tarih fakültesi'nde ve londra üniversitesinde eğitim gördü. bu üniversiteleri bitirmedi ama kapasitesi yetmediği için bitirmediğini zannetmiyorum. ki daha sonra burslu olarak harvard üniversitesinde bir yıla yakın süreyle birtakım akademik çalışmalarda bulundu. bu üniversitelerin önünden dahi geçemeyecek adamlar “ama lise mezunuuu” dedikleri zaman kafayı yiyorum.

  • daha geçen hafta imamoğlu, fenerbahçe kadın basketbol takımının fiba euroleague final maçını tribünlerden izledi. emin değilim ama ali koç bile salonda değildi muhtemelen.

    uğur dündar daha neyin jestini bekliyormuş.

  • özellikle şu aylarda akşamüstleri severek yaptığım eylemdir. dikimevi metro civarından başlanır, göbeğe gelinince lipa'dan bir top damla sakızlı, bir top kakaolu dondurma alınır ve aşşa kurtuluş parkı'na doğru salınılır. itfaiyenin önünden karşıya geçilip kurtuluş parkı'na girilir. yer yer kuş boklarıyla bezeli park asfaltı arşınlanır, bağıra çağıra oynayan, paten kayan, bisiklet süren çocuklar, genç - yaşlı çiftler izlenir, çocukluktan beri girilemediği için içte kalan çocuk trafik eğitim merkezine buruk bi bakış atılır, pinpon masalarının karşısındaki havuzdan gelen yosun kokusu içe çekilir ve kolej üzerinden kızılay'a yürümeye devam edilir. kolej-kızılay arasındaki yolda yürürken yerlere atılmış "evde banu" "arabada seray" kartları incelenir. devam edilir, ziya gökalp'teki türkü barlardan gelen gürültüden türkünün ne olduğu çözülmeye çalışılır. soysal pasajının önünden karşıya geçilir, karanfile doğru çıkılır, vs vs.....

  • evet. ben deniz'den 4 yaş büyüğüm. akrabamız olur.

    edit : yaşlılıktan olacak ; bir mesajı cevaplarken nasıl oldu bilmiyorum entry olarak çıktı.