ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
camel'ın fiyatının düşmesi
-
(bkz: güle güle viceroy)
seni hiç unutmayacağım.
edit: yalan habermiş amk. hayallerimi sktiniz ulan.
(bkz: hoşgeldin viceroy)
kırılmadın di mi canım viceroy? seni bırakır mıyım? vaysroyum benim, sana vikeroy diyenlerin allah evlerine ateşler salsın, viseroy diyenlerin yuvalarını başlarına yıksın.*
edit2: oha, fotoşok değilse biri karfur fişi koymuş, 6,5 tl lan camel. sktir git vikiriy.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"aşkım baban iflas mı etti kanka"
volkan şen vs lionel messi
-
(bkz: hahahahahahahahah)
lan gülmekten ölücem. adam versus'a ciddi ciddi cevap vermiş bir de altına not düşmüş fenerbahçeliyim diye. yani diyor ki fenerli olmama rağmen yiğidin hakkını teslim ederim diyor. messinin volkan'dan iyi olduğunu bizlere hatırlattığın içi sağol koca yürekli fenerli.
üniversitede dinle dalga geçenlere baskın
-
sen milletin içkisine, eteğine karışmamayı öğrendiğin gün beklediğin saygıyı göreceksin efendi.
parasına kesinlikle değen şeyler
-
(bkz: deodorant)
sürün amk ölmezsiniz ya.
debe edit : iş bu entry üsküdar/dudullu minibüsünde girilmişti.
tunnelbana
-
metronun temelleri 1950 yılında atılmış. bugün ise kullanımda 100 istasyonu mevcut. yer altında olan 47 istasyon ise kayaların oyulmasıyla yapılmış ve bu kayalık ortam olduğu gibi bırakılarak göreni büyüleyen ambiyans ortaya çıkmış.
dünyanın en uzun sanat galerisi olarak da tanımlanan metro ağının 100 istasyonundaki gravürlerden resimlere, tesisatından heykellerine 150'den fazla sanatçının eli değmiş. gri, kasvetli halleriyle bile etkileyici olabilen metro istasyonları, stockholm metrosu'ndaki gibi oyulmuş kayalarla görkemli hale de gelebiliyormuş.
ilk uçak yolculuğu
-
2 sene önce istanbul-stockholm arasıydı benimki. uçuş boyunca en korktuğum an tuvalette işimi hallettikten sonra sifona benzeyen bir şeye basmam sonrası kopan gürültüydü. o kadar derinden, o kadar dehşet vericiydi ki "uçağı düşür düğmesine mi bastım lan!!!?" diye sırtımdan kıçımın arasına doğru anında bir ter süzülmüştü. gürültünün sürdüğü o 5,6 saniye içerisinde national geographic'deki "uçak kazası raporu" programının bizim uçağın düşüşünü konu alan bölümünü bile kafamda canlandırmıştım. hem bok yoluna gidecek, hem de uçağı benim düşürdüğüm ortaya çıkınca "dünyanın en gerzek uçak yolcusu" olarak anılacaktım. sesler kesildiğinde yanlış bir şey yapmadığımı anlayıp, 40 yıllık uçak yolcusu gibi gözüm kapalı sifona basabildiğim için övündüm kendimle. tuvaletten çıkıp koltuğuma doğru yürürken de herkesin suratına "işte bu iş böyle yapılır. tuvaleti yaptıysan sifonu çekecen abi." gibisinden bakarak gururlu bir tavır takındım.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
+beş sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz
-yatakta görüyorum kendimi, koynumda siz de varsınız. iki tane tosunumuz olmuş, tarkan ve hakan... bir tane de kız istiyorum diyorsunuz kulağıma, takatim kalmadı diyorum, mırıldanıyoruz, pelin için çalışıyoruz...
emma watson
-
kendisi turk olsaydi ismi kesin ozge olurdu.
nusret'teki 999 liralık ramazan menüsü kampanyası
-
fakirlerin halini anladıktan sonra, zenginlerin halini anlamamızı hedefleyen menü.
halil söyletmez'in ekşi sözlük'e sallaması
-
alnına 50cm kaş boyayınca kendini komik sanan bir iqsuzun ekşisözlük yorumu