hesabın var mı? giriş yap

  • onunla yemeğe gidin ve bütün yemek boyunca garsonlara olan davranışlarını izleyin. eğer garsonlara bir insan olarak değilde hizmetçileri gözüyle bakıp, biraz sakin olmasını söylediğinizde "ne demek canım onların görevi bu" cevabını alıyorsanız o zaman o erkek insan olarak çiğdir işe yaramaz hem de kalitesizdir. direkt çöp.

  • ilk bilgisayari oyun yuklu sekilde satin almistik sene 2002. icinde tabiki fifa 2002 var, fakat biz kardesimle hayatimizda ilk defa bilgisayar goruyoruz ve ilk defa fifa oynuyoruz o zaman. bilenler bilir, fifa 2002 world cup da takimlari secip turnuva basladiginda her mac baslarken, klavye ile oynamak istedigin takimi her seferinde isaretlemen gerekiyor. eger bu islemi yapmaz ve taraf secmez isen, biligsayar kendisi oynuyor. biz bir yaz boyunca kardesimle oynadigimizi zannedip ekranin basinda cpu nun yaptigi hareketleri izledik.

  • aq müptezeli yalandan hırlarken "ay bırakın nefes alsın adam" diyen tuzu kuru ablalara a101 çalışanının verdiği "çaldığı şeylerin parası senden mi çıkıyor?" cevabı üzmüştür.
    insani koşullarda çalıştırılmayan zincir market çalışanları kasada açık verme korkusunun yanında bir de böyle itle kopukla uğraşmak zorundalar.

  • birilerinin çıkıp "yüksek hızlı trenler" diye böbürlendiği günlerde, pamukova'da 40 kişinin ölümüne neden olan trendeydim.

    kesik kollar gördüm, vücutlardan ayrılmış bacaklar, çaresiz bakışlar gördüm.
    devrilmiş vagonlar, korkudan çıldırmış kadınlar, çocuklarına sahip çıkmaya çalışan babalar gördüm.
    hiç tanımadığı birinin yarasına, elleriyle tampon yapmaya çalışan, kanlar içinde kalan yürekler gördüm.
    minik bakışlar gördüm, korkudan ne olduğunu anlamaya çalışan.

    ölümün ve sorumsuzluğun "yüksek hızla ulaştığı" yerdeydim. o ölümlerin nasıl ört bas edildiğini gördüm.

  • böyle bir saçmalık olabilir mi ya. yemin ediyorum artık tiksindim şu ülkeden.

    ulan benim zamanında 100 100 para biriktirerek, sana da vergisini vererek alın terimle aldığım telefonumu sen şimdi ne hakla iletişime kapatıyorsun. sen kimsin ya. senin varlık sebebin bana hizmet mi etmek bana eziyet mi etmek.
    gece gece bütün sinirlerimi zıplattılar yemin ediyorum

  • mevzu gülo'yu sevmemek değil, paranın öküze harcanması gerekirken karıya harcamasının yarattığı nahoş durumdur.

    sakine kadın bilir ki, karnının doyması için feyzo'nun halvet olması değil, tarlanın sürülmesi lazımdır. bunun için de mevcut öküzün yanına bir tane daha ekleyip, iki öküzle sabanı daha etkin kullanmak ve iş gücünü ikiye katlayarak, işçiliği yarıya indirmeyi hedeflemektedir. bu sayede daha az çalışarak, daha kısa zamanda tarlayı sürecek donanıma erişecektir. lakin tüm çabalarına rağmen feyzo elinden kurtularak, hacı hüso'nun eline varıp da "on bin peşin, on bin senet" şeklinde anlaştığından mütevellit, öküz alınaması gereken parayla "karı alınması" sonucu tüm hesapları boşa çıkmıştır. köy yeridir, söz senettir, dönmek olmaz. bu sebeptendir ki, antakya sıcağı altında sabanın boş olan yerine feyzo'yu koşarak hem bir nebze olsun hesaplarının işlemesini, hem de öküz alınması gereken paranın, iki tarafı da aynı gün çağırarak fiyatı yükselten hacı hüso'ya başlık parası olarak verilmesinin ceremesini feyzo'ya yükler.

    düğünde böyle nemrut bakmasına çok da aldırmamak gerekir. zira finalde, maraba feyzo'ya; "gevura zor kullanmak sevaptır oğul!" diyerek, rahmetli babasının (patlamayan) silahını verir ve ağalık düzeninin yıkılması için, için için yanan o alevin kıvılcımını ateşler. ve der ki: "gelinimi almadan bi yere gitmem!"