hesabın var mı? giriş yap

  • sahilyolunun ibb'nin yetki alaninda oldugunu bilmeyenlerin kadikoy belediyesine sallamaya calistigi kale. kadir abinin boklarini kadikoy belediyesinin ustune atmaktan vazgecmek lazim.

  • duygu sömrüsü sevmeyen yazarlardır. fragmanına bile dayanamadım. duygu sömrüsünden ibaret bir film olduğu çok belli. tek amaç ağlatmak. bunun üzerine kurulu bir filme benziyor. hayatta izlemem.

    edit: ne çok mesaj geldi. arkadaş yönetmen bu kadar savunmamıştır. filmin nasıl bir film olduğunu anlatmaya çalışanları anlarım da sırf filmi sevmedim diye küfredenleri anlamıyorum. sanki filmi beğenenlere küfretmişim gibi davranmışlar. arkadaş bir filmin fragmanının bende uyandırdığı izlenimi yazdım. tümüyle kişisel bir tercih. sen beğenebilirsin. içtenlikle saygı duyarım. siz de beğenmeyenlere saygı duyun.

  • sadece bu olaya bakılarak atatürk'ün ne kadar kıymetli bir adam olduğunu anlayabilirsiniz. burada din satan, bilhassa kadınların buna çok dikkat kesilmesi lazım. aklınızı başınıza alın. şöyle bir durum bu memleketin başına gelse ; öyle kıçınızda kot pantolon, başınızda türban gezemezsiniz. cumhuriyet değerlerine bu sebeple sahip çıkın.

    ayrıca destek verdiğiniz şahsın “taliban'ın bu görüşmeleri türkiye’yle çok daha rahat yapması lazım, çünkü türkiye'nin taliban'ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok.” dediğini de unutmayın.

  • - oyunculuğunun yanı sıra aynı zamanda kayıtlı bir ‘greenpeace’ aktivisti .. ocak 2018’den bu yana greenpeace’in, ‘antarktika’nın korunması ile ilgili çevreci çalışmalarına katkıda bulunuyor ..

    - televizyona ilk çıkışı 6 yaşındayken, ‘el picaro’ adlı bir ispanyol dizisinde aldığı küçük bir rolle oluyor .. elbette rolü, aynı dizide oynayan aktris annesi ‘pilar bardem’ sayesinde alıyor .. görsel

    - greenpeace delegasyonu adına new york times meydanı’nda gerçekleştirdiği 19 ağustos 2019 tarihli eylemiyle ‘küresel okyanus antlaşması’na dikkatleri çekiyor .. görsel

    - birçok röportajında da belirttiği üzere ehliyeti yok, araba kullanmayı bilmiyor ve öğrenmeyi de istemiyor .. görsel

    - 14 yıllık bir ‘rugby’ kariyeri var .. uzun bir süre ispanya genç milli rugby takımında oynamış .. görsel görsel

    - her daim idolü olan ‘al pacino’dan bahsederken “ben tanrıya inanmam, al pacino’ya inanırım” sözünü sarfediyor çok defa .. 2000 yılında bir akşam evine geldiğinde telesekreterinde ‘al pacino’nun sesli mesajını buluyor .. ‘al pacino’ onu, kübalı edebiyatçı ‘reinaldo arenas’ı canlandırdığı ‘karanlıktan önce’ adlı filmdeki performansından dolayı tebrik ediyor mesajında .. ‘javier bardem’ bu sesli mesaj için ‘hayatımda almış olduğum en büyük hediyeydi’ diyor .. görsel

    - ‘no country for old men’ (ihtiyarlara yer yok) filminde rol alması için kendisine teklif getiren ‘coen kardeşler’i “araba kullanmayı bilmiyorum, ingilizcem çok kötü ve ayrıca şiddetten nefret ederim” diye uyarıyor javier bardem .. coen kardeşler’in yanıtı kısa : “bu yüzden seni istiyoruz” .. görsel

    - yirmili yaşlarına kadar sayısız kavgaya karıştığını söylüyor .. ama beladan uzak durmaya kesin karar vermesini ve hayatının kalanında her türlü şiddete karşı nefret duymasını sağlayan bir anısı var : 22 yaşındayken arkadaşlarıyla gittiği bir barda yalnız olduğunu düşündüğü bir kıza yaklaşmaya çalışıyor aşırı alkollü bir halde ve kızın aniden ortaya çıkan erkek arkadaşına sataşıyor.. sonuç ise bar çıkışında kalabalık ve korkunç bir kavga .. ‘eğer takım arkadaşlarım yanımda olmasaydı o gece ölmüştüm’ diyor ‘bardem’ .. kavganın ona hediyesi ‘kırık bir burun’ ..

    - 'burnuma bakmaya dayanamadığım için rol aldığım filmleri izlemeye tahammülüm yok' diyor bir röportajında asla şeklen tam düzelmemiş olan burnunu kastederek ve ekliyor : 'en iyisi yalnızca oynamak çünkü oynarken burnumu görmüyorum' .. görsel

    - madrid’de, ‘la bardemcilla’ adında, ailesine ait olan ve kız kardeşi ‘monica bardem’in işlettiği bir restoranları var .. görsel

    - 2004 yılı yapımı ‘içimdeki deniz’ filminin çekimleri sırasında 35 yaşında .. ama filmde canlandırdığı 55 yaşındaki karakter olan ‘ramon sampedro’ya dönüşebilmesi için her seferinde 5 saat süren makyaja maruz kalıyor .. görsel

    kaynak : greenpeace.org, imdb, greenpeace aktivisti javier bardem, gq magazine (uk), toronta sun, lecturas.com (görsellerle alakalı olarak telif hakkından doğan bir engel görmedim ancak engel teşkil eden varsa derhal kaldırabilirim, kastı aşan amaç yoktur)

  • muhtemelen maymunlar cehennemi'ne benzemeyen bir ülkede yaşayan mükemmel bir teyzedir, kendisinin bisiklete de binen versiyonu olmak istiyorum.

    gençken kendi korkunçlu kayınvalidesinin boyunduruğu altında, ya da kaynanası ölüp başından gitmişse bile "en temiz ev benim olmalı", "eve gelen herkesi çatlatana kadar yapılması en zor yemeklerle beslemeliyim", "hayatımın en önemli amacı balkona en temiz çamaşırı yaymak" gibi düsturlarla sürekli dizlerinin üzerinde yer silmek, düşüp ölmeyi göze alarak cam silmek, temiz halıyı 80. kez yıkamak, "filanca hanım çok misafirperver, evinde bi rahat ediyoruz bi rahat ediyoruz" diye adı çıkana kadar milleti yedirmek, içirmek, ağırlamak için geberinceye kadar uğraşıp akrabalar arasında nam salmak için ömür harcayıp, sonuçta kendi oğlu evlendiği gün perte çıkmış bir kocakarı olup, ahiretini kazanmak için dua günlerinde gezip "nasılsa gelin bana bakmaya mecbur" diye ne kadar yağlı, tuzlu, hamurlu, nişastalı şey varsa tıkınıp, orta üstü sayılabilecek bir yaşta yatalak olup kendi gelininin hayatının ortasına sıçarak, kadınlığı bir kısır döngü gibi yaşasa daha mı iyi olacaktı amk?

    mevcut enerjinizi döşeme parlatıp, törensiz ve gergin bir şey olan "yılın über ev kadını" ödülünü almaya değil, kendinize, kitaba, yürüyüşe, kediye köpeğe harcayın.

  • kaynak kodları da yayınlanmıştır.

    // türkiye - ab ilişkileri
    // yılmaz özdil

    #include <iostream>
    using namespace std;

    int main()
    {
    int yil;
    cout << "1 ocak" << endl << endl<< endl;
    cout << "1 ocak 1958, ab kuruldu." << endl << endl;
    cout << "1959, türkiye başvurdu." << endl;

    for (yil=1960; yil<2011; yil++)
    {
    cout << yil << endl;
    }

    cout << "1 ocak 2011..." << endl;
    return 0;
    }

  • hali hazırda mevcut olan vampirlik mefhumunu silbaştan yaratmayı marifet sanan insan evlatları sağolsun, sürekli gözümüze gözümüze sokulan ve en azından beni feci uyuz eden bir zevzeklik.
    sanırsın her yönetmen francis ford coppola, sanırsın her senarist anne rice...

    "vampirler gün ışığında toza dönüşürler, kalplerine kazık çakılınca ölürler sanıyordun değil mi? yanlış!!! vampirler aslında boyunları kırıldığında geberirler...

    ...diye düşünmüş olabilirsin. alakası yok! vampir dediğin yaratık, kafası koptuğunda nalları diker. çok ileri seviyedekileri acil durumlarda yarasaya dönüşebilirler. gün ışığı onları öldürmese de güçlerini söndürür...

    ...gibi gelmiştir allah bilir sana!!! alakası yok... zaten vampir, kabil'in soyundan gelen, ve lanetlenmiş ölümsüz insanlardır aslında. sonsuza kadar yaşayacak ve bu cinayetin lekesini hep üzerlerinde taşıyacaklardır...

    ...diyorsundur şimdi sen! ahahaha... yok artık ya! vampir dediğin clublarda takılan, gün doğumunu ray banle izleyen, olsa olsa yüksek faktörlü krem kullanarak gündüz mündüz caddeye akan, bildiğin gececi havalı kimselerdir...

    ...diye kandırırlar milleti. aslında mısır zamanında yapılmış biyolojik bir deneyin yanlış gitmesi sonucunda........"

    (bkz: akar akar akar)