ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
21 cm'nin üstünde 5 saat zıplamak
-
lan allah belamı versin topuklu ayakkabıdan bahsettiğini entryleri okuyunca anladım. içimin bu kadar fesat olduğunu bilmiyordum. kız çok fena gaf yapmış yalnız, yazık.
ince düşünen insan
-
ben.
mesela buraya 'ben' yazarken bile acaba egoist bi tavır olur mu lan diye düşünüp tereddütte kaldım, mesela bu açıklamayı yapınca da aynı şüpheye düştüm.
detaylı, yoğun, ince ve çok düşünen bir insan olmak demek zeki bir insan olmak demek değil tabi. kendimden biliyorum.
kış günü tişört giyen insan
-
başlıkta kundak aradım, bulamadım. demek ki kimse yazmamış, ben yazayım.
sebebi yetiştirilme şekli. bebekliğini dört bir yanını saracak şekilde kundakta, çocukluğunu "aman çocuğum üşütüp hasta olacaksın şu kazağı ve montu da giydirelim sana" sözlerini işiterek ve çevredeki herkesten soğuk betona oturma, terli terli su içme gibi kibar uyarıları alarak geçiren biri büyüdüğünde soğuk havada tişört giyemez. soğuk havada kazağının altından belin açıkta kalsa cırcır olacak şekilde geçer hayatın.
abd'de mesela soğuk havada yürü sırtına montu geçirip, sokaklarda kıçında şort ayağında şıpıdık terlikli insanlar görürsün. sen montunun ceplerine ellerini iyice sokuştururken düşünürsün bu adam nasıl üşümüyor diye.
anadolu insanı kundağı sever. ister ki bebeğinin, çocuğunun açıkta bir yeri kalmasın, üşütüp hasta olmasın. hayatımızın ilk bir kaç yılını ne kadar giyinik geçirdiysek, geri kalanını da aynı oranda giyinik geçiriyoruz.
insanımızın evladına olan aşırı ilgisi karakterimizi de olumsuz olarak şekillendiriyor. örneğin, sendeleyip düşen bir çocuğa koşup, daha durumunu tespit etmeden ve kendi kendine kalkıp kalkamayacağını bile beklemeden elinden tutup ayağa kaldırıyoruz. tek başına bir halt yapamayacağını düşündüğümüzü ve zor anlarında hep başkalarından yardım beklemesi gerektiği mesajını çocuğun beynine beynine veriyoruz. oysa doğrusu, ciddi bir durum olmadığı belliyse çocuğun kendi kendine ayağa kalkmayı denemesini beklemek. memleketimizde malesef, her düşen çocuk bir yerine zarar gelmemiş olsa dahi ağlar. gel der, sen de gidersin. ağlamak daha kolay, o yüzden kendi çabasıyla ayağa kalkmayı denemez bile çocuk artık. güçlü bir birey olarak yetişmekten uzaklaşır. sadece türkiye'ye özel olmayan kültürel bir sorun sanırım.
neyse, nereden nereye. anlayış değişse de yeni nesilller marul gibi gezmese bari.
kefenimle yola çıktım deyip markete saklanan lider
-
aynı zamanda birilerinin (bas bas haykırdıkları üzere) yıllardır beklediği liderdir. değdi mi lan beklediğinize? bence değmedi.
neyse, bugün soma'da bir süpermarket, yarın umarım malezya'nın ücra bir köşesi.
eskiden lüks bugün sıradan olan markalar
-
aston martin'i eskiden lüks bugün sıradan marka olarak gösteriyorsanız, marka sıradanlaşmamış siz zengin olmuşsunuz demektir.
başlıklarını engelle
-
neredeyse 1999 yılından beri konuşulagelen "başlık engelleme" fasilitesi nihayet hayata geçirildi. mr. kanzuk daha iki gün öncesi talimat verdi coderlara, şak diye yaptı adamlar. ufacık bi buton için bunca yıl yalvartmanın alemi var mı ya? sanki her şeyi sil baştan kodlayacaklarmış gibi...
yazarın yanı sıra, açtığı tüm başlıkları da engellemiş oluyorsunuz böylelikle. sanki moderatörsünüz de herifi sözlükten uçurmuşsunuz gibi.
şimdi lord eddard stark düşünsün.
bim'in başarısının sırrı
-
yoksullukla doğrudan alakalı olmayan sır. almanya'da da benzer bir market zinciri var, aldi. onlar da çok başarılı ama almanya'da yoksulluktan söz etmek çok mümkün değil.
olay operasyon maliyetini en aza indirip aynı ürünü rakiplere göre daha uygun fiyatla satmak sadece.
arkadaşlığın bir üstü sevgililiğin bir altı
kewell'ın bordeaux'ya attığı gol
-
o değilde gene çıtayı çok yükselttik bu gol sayesinde, hiç bi boku beğenemiycem ben bundan sonra.
- aşkım önemli değil her erkeğin başına gelir arada bu...
- adriana allahın adını verdim sus!...
apple logosu
-
apple logosunun çeşitli anlamları olduğu öneri sunulmaktadır. ilk tasarlanan apple logosunda ünlü fizikçi isaac newton elma ağacının altında oturmaktadır. daha sonraki apple logosu tasarımı rob janoff tarafından tasarlanmıştır. bu logo bildiğimiz renkli çizgiler ve ısırılmış elmadan oluşmaktadır. şirket bu logoyu 1976 ile 1998 yılları arasında kullanmıştır. tasarlanan logoda elmanın gene ünlü fizikçi isaac newton'un bulduğu yer çekimi kanununa adandığı düşünülüyor. diğer bir düşünce ise matematikçi alan turing ve bilgisayar için önemli olan bu kişi için adandığı düşünülüyor. sebebiyse bu matematikçinin elmanın içine zehir koyarak kendini öldürmeye çalışmasıdır. apple bu logoyu 1998 yılında değiştirerek tamamen siyah yapmıştır. siyah olan bu logosunu ise 2000 yılına kadar kullanmıştır. daha sonra logosunu gri yapan apple bu logoyu halen kullanmaktadır.
ilk apple logosu: http://upload.wikimedia.org/…a/apple_first_logo.png
gökkuşağı şeklindeki apple logosu: http://upload.wikimedia.org/…puter_logo_rainbow.svg
siyah apple logosu: http://upload.wikimedia.org/…a/apple_logo_black.svg
gri tonlu ve halen kullanılan apple logosu: http://www.highyieldbond.com/…go-apple-picture1.jpg
edit: sevgili esmeraldasarisinalma ve imarah'in bildirisi üzerine ölmüş olan linkler güncellendi
sinema tarihinin en hüzünlü sahnesi
-
forrest gump'ta forrest ve jenny arasında geçen şu konuşma, (esasında forrest'in son cümlesi)
forrest: "will you marry me? i'd make a good husband, jenny."
jenny: "you would, forrest."
forrest: "but you won't marry me."
jenny: "you don't want to marry me."
forrest: "why don't you love me, jenny? i'm not a smart man, but i know what love is."
güne güzel başlamanın yolları
-
kesinlikle insanlarla iletişime geçmektir.mesela;
otobüs şoförüne günaydın deyin, o da size geldi yine tipine soktumunun bakışı atsın süper oluyore.
thy'de maybach saltanatı
-
haydaaa adamlar maybach'tan aşağısına binmesin diye bizim başlığı yasaklamışlar.
ilahi saltanat müminleri sizi.