hesabın var mı? giriş yap

  • kötü bir dönem geçirmiş ve sevilen kişiden ayrılmış bir şekilde ailemi ziyaret etmek üzre uçağa bindim. duygular tavan. tek yapmak istediğim kulaklığımı takıp müzik dinleyerek uyumak. fakat koltuğuma oturur oturmaz başladım ağlamaya. zaten ağlak bir insanım ama insanların içinde genelde ağlamam. tutamadım kendimi, iki gözüm iki çeşme ağlıyorum. yalnız hıçkırık yok, damla damla gözyaşlarım süzülüyor. ama nasıl, dur durak bilmiyor. ben bir tane siliyorum, ardından iki tane daha geliyor. önce yolcular soruyor ne var diye, bir şey yok diyorum. sorular arttıkça hostesler olaya dahil oluyor. ne var diyorlar, bir şey yok diyorum ama damlalar aksini söylüyor. uçağın bir bölümü durmuş beni izliyor artık ve yolcular aralarında konuşmaya başliyor, neden ağladığıma dair teori üretiyorlar. bu arada yer görevlileri de olaya dahil oluyor. iyiyim diyorum, kimse inanmıyor. uçak bir türlü kalkmiyor, herkes ağlamama yoğunlaşmış şekilde bana bakıyor. yanımdaki norveçli kadın yolcu, uçuş boyunca elimi tutabilirsin diyor. iyiyim, teşekkür ederim diyorum. o da inanmıyor. sonradan hollandalı olduğunu öğrendiğim bir adam yanıma gelip bir paket cips uzattıyor. "iyi gelir ye," diyor. durumun saçmalığına gülümseyip cipsi kabul edip uçuşa hazır olduğumuzun sinyalini verince herkes alkışlıyor ve gözler üzerimden çekiliyor.

    sorunlarımı cipsle aşmama yardımcı olan hollandalı amcaya "büyüksün" diyorum.

  • örneğin: yolda biriyle karşılaşıldığında, varsa, güneş gözlüğünü çıkararak konuşmak

    böyle bir görgü kuralı var mı bilinmez, ama gözlükle konuşmak ayıpmış gibi geliyor bünyeye.

  • kahvedeki hikmet dayıyla flört eden yazarın isyanı. kafayı dışarı çıkarınca 500 tl gidiyor zaten amk.

    tostuna eşli batak mı oynadınız?

  • meşakatli, masraflı fakat bir o kadar da keyifli bir iştir. plağın seçimi, temizliği, muhafazası ve dinleme şekli plak koleksiyonunun en sorunsuz biçimde uzun yıllar korunabilmesi için dikkat edilmesi gereken noktalardır.

    plak seçimi: plak seçimininde etkili olan bazı unsurlar vardır.

    plağın fiziksel durumu: plak, yapısı gereği çizilmeye müsait bir metadır. zarfında/kabında saklanmayarak ortalıkta gelişigüzel bırakılan veya üst üste koyulan plaklar kaçınılmaz olarak bir süre sonra sürtünmeden dolayı çizilmeye maruz kalacaktır. uygun koşullarda saklansa bile sık kullanılan plakların kabından sürekli çıkartılması zamanla zarf sıyrıklarına yol açacaktır. bu sıyrıklar çok önemli değildir ama derin çizikler plağın cızırtılı çalmasına hatta atlamasına neden olur. derin olmasa bile çok miktarda çizik de sürekli bir dip sese sebep olacağı için ses kalitesini ve dinleme zevkini azaltacaktır. genel kanı bütün plakların cızırtılı ses verdiği yönünde olsa da aslında yeni bir plağın ses temizliği neredeyse cd'ye muadildir. ayrıca bazı plaklarda çatlak, kırık veya kopmuş kısımlar olabilir. koleksiyon amacı dışında dinlemek için bu tür plakları almayın. bunların dışında nemli ortamda muhafaza edilen plaklarda bazı lekeler oluşabilir. bu tür plakları tercih etmediğim için lekelerin dinlemeye olan etkisini ayrıntılı olarak deneyimleyemedim ama çizikler kadar olmasa da etkisi olacağını tahmin ediyorum. görsel açıdan ise kötü durduğu bir gerçektir. sonuç olarak plağın fiziki durumu hem dinleme kalitesini hem de koleksiyon değerini direkt etkiler. eğer plağı alırken dinleme imkanı yoksa plağın durumunu iyi aydınlatılmış bir ortamda incelemek gerekir. zira plağın görüntüsü dinleme kalitesini çok büyük oranda yansıtır.

    plak kabının durumu: genel olarak plağın koleksiyon değerini etkiler. temiz, yırtığı, eksiği ve kat izi olmayan kapak hem görsel olarak daha hoş durur, hem de plağın daha iyi muhafaza edilmesini sağlar. bununla birlikte alınacak plağın promosyon özelliklerinin de bilinmesi önemlidir. zira bazı lp plaklar şarkı sözlerini ve/veya müzisyene/gruba ait fotoğrafları içeren bir kitapçığa, özel tasarımlı bir iç zarfa ve şömize sahip olabilir. ayrıca zarf veya açılır kapak olarak iki farklı şekilde sunulmuş olabilir. eksiksiz bir plağın koleksiyon değeri artacağı için bu noktalara dikkat etmek gerekir. 45'lik plaklarda ise böyle ayrıntılar yoktur. genel olarak kağıt zarf, az bir kısmı ise karton zarf/açılır kapak şeklinde sunulur.

    plak seçimiyle ilgili önerim; kendinize bir kondisyon alt sınırı atayın ve o sınırın altındaki plakları özel durumlar dışında almayın. ancak bu şekilde iyi bir koleksiyona sahip olabilirsiniz. bir koleksiyoner için plak kabı da plak kadar değerlidir. ancak nadir ve iyi durumdaki bir plağı sırf kabı kötü halde diye almamak da olmaz. belki başka bir yerde sadece kapağını veya plağı değil ama kapağı iyi durumda olanını bulma ihtimali olabilir. bunun dışında temiz ve yıpranmamış olmasına rağmen bir şekilde yırtılmış olan kaplar görünmez bantla ve bir kağıt yapıştırıcısıyla kullanılabilir hale getirilebilir.

    plak temizliği: sahaflardan, internetten veya ordan burdan alınan plaklar genelde yıllardır kullanılmamanın veya özen gösterilmemenin sonucu kirli olarak elimize geçmektedir. o nedenle temizliğinden emin olmadığımız plağı aldığımız gibi dinlemeden önce kısa bir temizlik işleminden geçirmemiz gerekiyor. öncelikle tozu çeken ve plağa zarar vermeyecek nitelikte micro fiber yapıda bir bezi distile su ile nemlendirerek plağı tozlarından iyice arındırıyoruz. bunu yaparken plak oluklarının yönünü takip etmek gerekiyor. temizleme işleminin ardından antistatik plak fırçasıyla plak oluklarının üzerinden tekrar geçiyoruz. bu işlemler sonunda plağımız kullanıma hazır hale geliyor. ara ara fırça yardımıyla plağımızda oluşan yeni tozları ve elektriklenmeyi gideriyoruz.

    plağın muhafazası: birinci kural, hiç bir plağı kapsız olarak saklamayın. eğer plağın özgün kapağına sahip değilseniz piyasada bulabileceğiniz plak kaplarından yararlanabilirsiniz. lp plakların ayrıca iç zarfı da olmalıdır. iç zarfları da piyasadan temin edebilirsiniz. daha değerli bir koleksiyona sahip olmak için plakları ayrıca pvc bazlı dış kaplarda muhafaza edebilirsiniz. bunların dışında nemli ve tozlu ortamlar plaklar için risk oluşturacağından bu duruma da dikkat edilmelidir.

    dinleme şekli: plağın temini, temizliği ve muhafazası konularına dikkat edilse bile yanlış kullanımdan dolayı dinleme esnasında plaklar zarar görebilir. o nedenle pikabın gerekli bakımları yapılmalı ve kullanım süresi dolan iğne yenisiyle değiştirilmelidir. ayrıca kol ayarı da en uygun oranda olmalıdır. zira fazla verilen ağırlık plak oluklarına yapılan baskıyı arttıracağından daha çabuk yıpranmasına yol açacaktır. pikap kolunun elle kullanımı da plakların zamanla yıpranmasına neden olmaktadır.

    plak koleksiyonu hakkındaki tecrübelerimi elimden geldiğince aktarmaya çalıştım. eksiklik olmamasına dikkat ettim ama ayrıca sormak istedikleri olanlar iletişime geçebilirler.

    sonuç olarak plak dinlemek kalite ve zevk işidir. plağın bulunması, temizlenmesi, kapağının onarılması, saklanması hatta dinlemek için kabından çıkartılması bile keyif vericidir. dinlemeye başlandığında ise bu keyif daha da artar. plak kaydındaki o sesin ahengi başka hiç bir medyanın veremeyeceği bir etkidedir. keyifli dinlemeler.

  • bir algı operasyonu.

    az önce marketteydim, karpuz seçiyorum. lakin pek anlamam. ortam sakinken karpuzları incelemeye başladım fakat bir anda müşteriler etrafımı sardı. karpuz bakanlar falan da var. hemen o esnada bütün cesaretimi topladım ve “pat pat” karpuzları tokatlamaya başladım. karpuzdan karpuza geziyorum, suratımda memnuniyetsiz bir ifade ile. ama iç dünyamda ne yaptığıma dair bir fikrim yok. derken karpuzun birinde karar kıldım, alıp sağına soluna baktım. “heh tamam aradığım karpuz sesi bu” dercesine tezgahtan uzaklaştım. geride kalanlarda “bu adam bu işten anlıyor” izlenimi bıraktığıma yemin edebilirim ama ispatlayamam.

    aldığım karpuz mu nasıldı? tabi ki dandik.

  • hakkını alamayan insanların sinirini neden hakkını alan insanlar bozuyor? hakkını vermeyenler bozsa ya sinirlerini? belki o zaman bir şeyler değişir.

  • sonuna kadar destekliyor ve yürüyüşe katılanlara durmadan arabistan'a doğru devam etmelerini öneriyorum. bekleme yapmayın.

  • herkesten farklı bı yere çekilen sessiz çocuktum, sonra nasıl böyle oldum bilmiyorum.
    bi keresinde beslenme çantamın fermuarı sıkışmıştı bi türlü açamamıştım, bir oğlan " onu bana ver dün akşam ıspanak yedim açarım" demişti ve gercekten de açabilmişti. çok şaşırmıştım, şimdi düşünüyorum da heralde temel reis cizgi filminin cok izlenildiği yıllardı..

  • adamın fakirlik dnalarına işlemiş, 500 liralık saati pahalı sanıyor.

    yoktur hacı, ikisi de aynı. zamanı gösteriyor.