hesabın var mı? giriş yap

  • algınızı değiştirin:
    bir süreliğine sıradan olun. programlı yaşamayı deneyin. genellikle diğerlerinden farklılaştıkça veya kıyasladıkça kötü hisseder insanlar. bu başarısızlık, ayrılıklar, farklılık, düşünce ayrılığı, değerinizin azaldığını düşünmeniz, yediğiniz kazıklar, öfke, "bunu bana nasıl yapar düşüncesi" olabilir.

    boş durmayın.
    araştırmalara göre insan en fazla bir şey yapmadığı zaman negatif düşüncelere dalıyor.
    kendinizi kendinize ispatlayabileceğiniz işler yapın, bir günde bir kitap okuyamaya çalışın? ilgili olduğunuz konun bayiden gidip dergilerini alın. sırf onları okuyun. normalde kendi işinizle yapabileceğiniz ve en az 1 hafta sürecek bir işi 3 günde bitirmeye çalışın. risk odaklı basit işler yapın. örneğin en yakın markete değil, bir sonrakine farklı bir yoldan gidin. öğlen yemeğinde ya da bir buluşmada geri dönmeniz veya yetişmeniz gerekirken yakındaki değil, daha uzaktaki kafeye gidin. risk hayatı zenginleştirir. düşünceninizin odak noktaları değiştikçe, siz de farklı düşünmeye başlayacaksınız.

    iletişim ve sosyalleşme yaratın.
    kendi derdinize gömülmeyin. başka insanları dinleyin. bazen öyle insanlar karşınıza çıkıyor ki onun derdini dinlerken kendinizinkini unutuyorsunuz, bir nevi terapi gibi oluyor. üstelik onun sorununa yapacağınız basit br yorum sonunda alacağınız "teşekkürler iyi geldin" cümlesi bile iyileşmeniz de büyük bir adım. kendinizi tekrardan eskiden olduğu gibi önemli ve yararlı olduğunuza kendinizin inanması lazım. araştırmalara göre sadece ortalama üstünde kazanan veya zeka seviyesi yüksek kişiler çöküş yaşarmış. bu sebeple sırf bunu yaşamanız bile sizin yararlı olabileceğinizi ve muhtemelen olduğunuzu veya potansiyelinizi gösteriyor.

    tarihe yön vermiş değerli insanları okuyun:
    büyük düşünürleri örnek alın, sizin yerinizde şu an einstein olsa veya camus olsa ne düşünürdü? oturup böyle ağlar, zırlar mıydı? bu beni hep iyi hissettirmiştir. o da bir insandı, mükemmel değildi ve sizin yaptığınızı yapmazdı. bilmiyorsanız kitaplarını okuyun, bir çok farklı yazarı okuyun. farklı görüşler, düşüncelerinizi ve sizi zihinsel olarak geliştirir.

    spor yapın ve iyi beslenin:
    spor yapın, erkekler için o testosteronu yükseltmenin en kolay yanıdır. bir kas grubunuzu düzenli geliştirmeyi deneyin, valla öyle bir oluyor ki mucize yaşıyorsunuz. örneğin "hiç bu kadar kol kasım olmamıştı, vücutum şekilleniyor" dedikçe iyi hissedeceksiniz. ne yerseniz o olursunuz. iyi beslenirseniz, vücudunuzdaki hormonlar ona göre sentezlenir ve iyi hissedersiniz. şurada açıklamıştık:
    (bkz: depresyon döneminde yenilen yiyecekler/@karanlikruya)

    sonuç:
    bekleyerek dipten çıkamazsınız, evet belki depresyon döneminde elinizden bir şey gelmeyecek ama bir yerde buna dur demelisiniz, emek sarfetmelisiniz. fark edeceksiniz ki yaptıkça daha rahat yapıyorsunuz. sizin sadece kendinize ihtiyacınız var. emin olun siz fiziksel ve zihinsel gelişimi yaşadıkça sosyal çevreniz bile yeniden şekillenecek, bir noktada neye üzüldüğünüzü bile hatırlamayacaksınız.

    ilgili diğer bir konu için:
    (bkz: aşk acısı/#103665101)

    debe edit: geçmiş olsun.

  • işitme cihazı kullanan biri olarak kızların bu sıçtığım cihazı gördükten sonraki tavırlarından farkı sezinlediğim için uzun zaman oldu uğraşmıyorum..

  • temelde ses ile anlam arasındaki ilişki nedensizdir. yani "masa" sözcüğü ile [m,a,s,a] seslerinin bir araya gelip anlamlı bir kavram şeması oluşturması, yeterince geriye gittiğimizde, tamamen sebepsizdir. konuyla alakalı bazı okumalar için anahtar sözcükler; (bkz: saussure)(bkz: chomsky)(bkz: gösterge)(bkz: sözce)

    yine de biyolojik çerçevede bakarak mantık odaklı bazı çıkarımlar yapmak mümkündür. iki ayak üstünde yürüme, akciğerlerin kapasitesinin artması, başparmağın çoklu hareket becerisi, ses aygıtının gelişmesi vb. evrimsel süreçler dilin "doğuşunun" kaynağıdır. aynı zamanda bu sürecin bir uzantısı olarak beyin mekanizmalarına doğrudan bağlıdır. yani insan vücudunun ve beyninin evrimsel sürecine bakarak dilin kronolojik bir haritasını (kesin tarihler olmasa da) çıkarabiliyoruz. tabii burada bahsettiğimiz dil günümüz dilleri gibi hem kültürel hem de toplumsal bir sistem değil, insan beyninde oldukça büyük bir etkinliğe sahip dil "becerisidir".

    biyolojik evrim sonrasında dili "üretebilecek (production)" ve "gerçekleştirebilecek (realization)" noktaya varan insan, yakın dış dünyasını adlandırmaya başlayacaktır. bu noktada yansıtma kuramını'nın geçerliliğinden bahsedebiliriz ancak durum elbette bu kadar basit değildir. çünkü dil, her şeyden önce, insan hayatının devamlılığını sağlamada oldukça hayati bir araçtır. bu yüzden de salt iletişimden ziyade (ilkel de olsa) sosyal hayatın faydası için kullanılan bir mekanizma olarak düşünmek en doğrusu olur. bu konuyla ilgili bazı abahtar sözcükler; (bkz: biyodilbilim)(bkz: pragmatics)(bkz: nörodilbilim)(bkz: dilin evrimi)(bkz: sinirbilim)

    şu ana kadar yazdıklarım dilin oluşumunu nasıl açıklıyor, bir örnek üstünden birlikte bakalım.

    --- örnek ---

    çok fazla ağaç olmayan, afrika savanalarına benzer bir yerde yaşadığımızı hayal edelim. bize zarar verebilecek canlıların olduğu bir ortam içindeyiz. bu yüzden bir kısmımız avlanırken etrafı gözlemleyerek önceden haber verebilecek kişiler seçiyoruz ve avlanmaya başlıyoruz. derken biri bir aslan görüyor, bunu gruba bildirmek istiyor ve aslanın o grup içindeki adıyla bağırıyor.

    "ba!"

    böylece grup aslan geldiğini anlıyor ve oradan kaçıyor. şimdi aynı grubun göç ettiğini ve daha yeşil, ormanlık bir alana geldiğini varsayalım. grubumuz bu yaşam alanını "to" olarak adlandırsın ve ortamdaki tehlikeli canlı da kaplan olsun. yine bir av sırasında benzer bir durum olduğunda aynı kişi farklı bir ad kullanma ihtiyacı duyacaktır. kaplan genel anlamda aslana benzer bir fizyolojiye sahip olduğundan ilk benzettiğimiz canlı o olacaktır elbette. ama hem farklılıklarından hem de ortam değişikliğinden dolayı ekstra bir betimleme yapmamız gerekecektir. çünkü sonuçta aslan, "kaplan" değildir. bu noktada yapılacak en mantıklı betimleme kaplanı "orman aslanı" olarak tanımlamak olduğundan nöbetçi şöyle seslenecektir;

    "to-ba!"

    --- örnek ---

    bu örnekten de anlaşılacağı üzere insan dili kavramlar arasında ilişkiler kurarak gelişir ve büyür. anlambilimsel şemalar pek çok diğer şemaya uzantılar geliştirerek dilin örüntüsel yapısını besler. yani olguları başka olgulara benzeterek, benzemeyen noktalarda ise farklılıklarını tanımlayarak adlandırırız. bir başka deyişle temelde dilin altında yatan mekanizma, insan aklını karmaşık bir yapı haline getiren örüntüler üzerinden işler. bu kez anahtar sözcüklerimiz ise şöyle; (bkz: semantics)(bkz: anlambilim)(bkz: budundilbilim)

    elbette dilin oluşumsal süreci bu kadar basite indirgenecek bir konu değildir ancak şimdilik burada bırakmak yeterli olur diye düşünüyorum. işbu entry dilin kültürel bağlamına çok da girmeden yazılmıştır. ilerde dil ve kültür için de ayrı bir entry girerim.

  • --- spoiler ---

    akp adıyaman milletvekili mehmet metiner: sevsinler sizin anayasanızı… anayasanızı ne zamandan beri referans göstermeye başladınız ya. anayasa vesayetin son kalesidir. onu da paramparça edeceğiz merak etmeyin….
    --- spoiler ---

    kaynak

    üzerine yemin ettiği anayasa için söylemiş bunları.
    “namusum ve şerefim üzerine”…

    bu konuşma bana abd başkanı obama’nın şu sözlerini hatırlattı;
    “2. dönemindeyim ancak anayasaya göre devam edemem. seçime girsem kazanırım fakat bunu yapamam. hiç kimse yasanın üstünde değildir,başkan bile. bir lider görevde kalmak için kuralları değiştirmeye kalkarsa ülkesine istikrarsızlık ve çatışma riski getirir”

  • ohoo bu paylaşım az bile.

    size şimdi gün içinde paylaşılan 2 adet kareyi anlatmak istiyorum. lan aslında şeytan diyor direkt koy resmi buraya da hadi neyse. bu kız mafya bozuntusu süper zengin biriyle evli onu da not olarak vereyim.

    paylaşım 1: kızımızın son model bmw'sinin içini kırmızı gül yapraklarına boğmuş beyimiz, 4-5 farklı poz çekilmiş ve ortaya karışık bi kolaj yapılmış. bu paylaşım öğle saatlerinde.

    paylaşım 2: akşam saatlerinde de asıl görüntü geliyor. küvet doldurulmuş, etrafında mumlar loş bir ortam. suyun üstü gül yapraklarıyla dolu. bu paylaşımın en deli noktası da fotoğrafa yapılan yorum "arabayı anladık da banyoda ne işiniz var". lan ne işi olacak, kıza kese atacak hali yok ya.

  • annenin annesinin becerisi yanında sönük kalan.

    fotoğraf makinesi ile dışarı çıkan toruna:

    - dikkat et, gazeteci sanarlar!

    1.5 yıl sonra: haklı olabilir kadın.

  • olmaz diyenler için çorlu belediyesini örnek gösterebilirim. minibüslerden çok şikayet gelince belediye yüz tane otobüs satın aldı. minibüsleri de trafikten men edip daha çağdaş bir ulaşım aracına çok değil 3-5 ayda halk sahip oldu. bu olaydan sonra minibüsçüler çirkefleşti ve yol kestiler, belediye bastılar hatta kendilerini yakmaya kalktılar ama belediye soğukkanlılığını korudu ve taviz vermedi. diğer yerlerde neden olmasın ?

    edit: alın size belediye meclisi üyesi kadını tartaklayan, başkanı dövmeye çalışan minibüsçüler.

    https://www.hurriyet.com.tr/…isinde-arbede-36084820

    edit 2018 : entry tarihinden bu yana değişen bir şey yok. eski minibüsçüler yüz tane dava açtı kazanamadı. belediye de geri adım atmadı. sadece belediye otobüsleri ile mutlu mesut yaşıyoruz.

    edit 2020: belediye otobüsleri tam gaz devam. bir ara minibüsçüler bir idare mahkemesinden yürütmeyi durdurma aldılar, 2 ay çalıştılar, ardından kara iptal oldu. yargıtay da son sözü söyledi. minibüs işi iyice tarih oldu. darısı tüm minibüs terörünün yaşandığı yerlere inşallah.

  • bir gece ablamin bir arkadasinin bizde kalacak olmasi. tam o sirada benim yeni aldigim siyah eldivenleri ve bereyi ablama gosteriyor olmam. akabinde ablamin arkadasinin apartmanin icinde fare gormesi ve cigligini en ust kattan duyup kosmam. tabii benim gibi cigligi duyan herkesin kapilarini acmasi ve merdivenlerden asagi kosan siyah bereli ve eldivenli insan figurunu duyduklari ciglikla da birlestirince hirsiz sanmalari ve pesime dusmeleri. pesimden kosanlardan birinin elinde kurek olmasi. bunlar niye geliyo diye aniden arkami donunce bir anda en ondeki adamin korkup dusmesi. ben asagi indikce cigliktan kacan farenin ablamin arkadasiyla aramda kalmasi ve ona dogru gitmeyi secmesi, yeni cigliklarin yukselmesi. arkamdan kosan annem ve babamin "hirsiz degil o, durun" diye apartman sakinlerini yakalamaya calismasi. sonucta o kuregin fareyi oldurmek uzere kullanilmasi.

    edit: imla