hesabın var mı? giriş yap

  • neredeyse tüm batı avrupa'nın çalışma şartlarında, hatta daha fazla, çalışıp 2500 lira para kazanmaktır. bir de buna asalaklık, rahatlık, tembellik, ücretli işsizlik diyen çıkabilir bu memlekette. çünkü bizim ülkemizde patron arkadaşlar bir insana üç kuruş maaş veriyorsa gece gündüz, haftasonu çalıştırmalı, asgariden sigorta yapmalı - ya da hiç yapmasa daha iyi, 2500 lira verdiği için ruhunu bile satın alabilmeli. yoksa ne olur? hop başka ülkeye taşınır, sizi işsiz bırakır, ekmek vermez. ekmek parası kazanacaksanız evinize makul saatte dönmeyi, ailenizle de vakit geçirmeyi düşünmeniz asalaklıktır, tembelliktir, işe yaramazlıktır.

  • ördek bara girer ve barmen'e:
    - ekmek var mı
    - yok
    - ekmek var mı
    - yok
    - ekmek var mı
    - yok
    - ekmek var mı
    - yok dedik ya
    - ekmek var mı
    - eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim
    - çivi var mı
    - yok
    - ekmek var mı?

  • ennio morricone'in the thing filmi için yapıp filmde kullanılamayan müzikleri, quentin tarantino'nun the hateful eight filminde kullanılmıştır. ironik bir şekilde, morricone'nin the thing müzikleri en kötü film müziği için razzie'ye (bkz: altın ahududu) aday gösterilirken, the hateful eight ona oscar kazandırmıştır.

    tarantino filmini çoktan çekmişti ve sadece bir ay içinde müziğin tamamlanmasına ihtiyacı vardı. tarantino, morricone ile buluşma ayarladı. nihayetinde kendisi western film müziklerinin duayeniydi. ne yazık ki ilk buluşmalarında bestecinin film için tam bir müzik yazmaya vakti olmayacağı anlaşıldı. tarantino filmi çoktan çekmişti ve sadece bir ay içinde müziğin filme eklenmesi gerekiyordu.

    ancak yönetmen, müzik için morricone ile yaptığı görüşmeden çok etkilenmişti. bu yüzden morricone'nin klasik müziklerinden john carpenter'ın the thing'ine kadar elindeki müzikleri kullanmayı önerdi. the thing için yazılan müziğin çoğu filmde yer almadığından, bunun inanılmaz derecede ilginç ve uygulanabilir bir fikir olduğunu düşündüler.

    tüm müzikler film için "orijinal" olarak nitelendirilmediğinden bu durum morricone'nin müziğinin oscar için uygun olmayacağı anlamına geliyordu. ama oscar tarihinde enteresan bir ilk yaşanarak film, müzik dalında oscar almayı başardı. ve nihayetinde film ve müzik meraklıları için, bir korku klasiğinde kullanılmayan müziğin artık şiddetli bir modern western'de yaşadığını bilmek de ilginç bir deneyim olarak kalmıştır.

  • yediği haltı önce salih bozok'un farkettiği sakar kişi. şimdi diktatör denilen ve özellikle giyim konusunda son derece titiz bu adama yapılanı kışladaki başçavuşa yap bakalım yarma şeftalinin çekirdeğini sonra nerenden çıkıyor?
    not: bilerek adam dedim çünkü bu aralar o kadar zor ki adam gibi adam görmek...

  • genel sebep enerji bağımlığı meselesi gibi. rusya ukrayna savaşı tüy dikti. ab'de bu oran (ithal enerji kaynağı / tüketim) %60a varıyor. bir kısmı cezayir gibi nüfus alanından olsa da, çoğu arap ülkelerinden ve rusyadan (gaz ve petrol).

    abd ise tükettiğinden çok üretebiliyor. ithalatı da büyük oranda meksika ve kanada gibi yancılarından.

    ve avrupanın dışarı verdiği petrol parası ihracat yoluyla geri dönemiyor. para büyük oranda çin'e gidiyor ki arkasında gene çinde yatırım yapmış avrupa firmaları var. sistem yürümez böyle, bir şeyler olacak.

  • rizespor taraftarının haklı isyanı. ağların yırtık olması kuşku uyandırıcı. gollerin bazıları değil, neredeyse bütünü usulsüz. ayı gibi vuruyorlar toplara.