ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sokakta röveşata çeken adam
-
bir anlık gaza gelen bir adamın yer aldığı videodur. sokakta dans edince ooo çok modern, röveşata çekince sığır demek iki yüzlülük gibi sanki. balon kimseye çarpıp zarar veremeyeceğine göre bence problem yok. ayrıca pozisyon alış ve senkron süper de balonun yavaş ineceğini tahmin edememiş sanki.
not: ayakkabının çıkacağını tahmin edemediğini varsayıyorum. ayakkabı birine denk gelse elbet zararlı olabilirdi.*
edit: zeka ile ne alakası var arkadaş? türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun, aylık geliri 7-8 bin bandında olan ve bir iddia uğruna şunu yapacak en az iki tane arkadaşım var.
geç edit: bu entry adama sığır ve zeka seviyesi düşük diyen iki yazara itafen yazılmıştı. ikisi de yazdığını silmiş. bu arada düşündüm de ben bunu iddia olmadan da yaparım.
amerika'da acilde bir serum 12 bin dolar
-
12 bin dolara yeni, sıfırdan insan yaparsın amerika'da.
misvak dergisinin yaşar nuri öztürk karikatürü
-
bunların lağım çukuruna dönmüş ağızlarını misvak değil kezzap bile temizlemez.
nasıl bir ceza ulan bu aşağılık adamlarla aynı ülkenin vatandaşı olmak, tarihin aynı rezil dönemine denk gelmek.
ne kadar siyasal islamcı köpek varsa allah belasını versin...
laf anlatmak ve dövmek arasındaki kararsızlık anı
-
aritmetik bir islemin yapildigi andir.
lafin anlasilma ihtimali * (lafin anlasilmasinin getirisi - laf anlatma eforu) > etkisiz hale getirme ihtimali * (dunya iklimine marjinal fayda - dovme eforu)
onermesi dogru cikarsa laf anlatilir, yanlissa dovulur.
erkek yazarların saç tıraşı için ödediği ücret
pazar günleri her şeyin kınanabilir olması
-
başına "pazar pazar" eki getirmek suretiyle mümkündür.
örnek veriyorum:
"pazar pazar böyle müzik mi çalınır?"
"pazar pazar ne balesiymiş bu?"
"pazar pazar brent petrolü mü satın alınırmış?"
"pazar pazar sen anandan yine çıkardın amma, baban kimdi bilemezdin şerefsiz!"
vb...
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: hakiki zeytinyağı ile asılıyorum fakir piçler
1.ahahahah dokuyorum böyle kaygan kaygan ahahahahahha aq fakirleri
3. panpa zaten bamyanın hası hakiki zeytinyagı ile olur.
yoğurt değil de neden ayran tuzsuz geliyor
-
yoğurdun lezzeti tuzun belirli bir aralıkta olmasını gerektirir. ayran yapmaya çalışırken kattığın su ile yoğurdu seyrelttiğin için oranı yakalamak için biraz tuz ilavesi yapman gerekir. bu kadar basit. biraz düşüünsen çok basit aslında. basit, basit, basit!
edit: yeni gördüm. sodyum klorür'den başka tuz bilmeyen laf atmaya kalkmış. ne desem bilemedim.
yıllar sonra gelen edit: ara ara oylanıyor bu entry. kendini unutturmuyor. süt, yoğurt, ayran ilişkisinde tuzun yeri üzerine hangi tuzlardan bahsedildiğine dair bir şeyler paylaşayım.
"süt tuzları: sütteki tüm metal iyonlarını, organik ve inorganik anyonları kapsar. bu tanıma göre iyonize gruplar içeren ve katyonlarla tuz benzeri bileşikler içeren süt proteinleri de girebilir.
süt tuzlarının büyük bir kısmı serum içerisinde çözünmüş halde, bir kısmı da kolloidal halde veya yağ globüllerine absorbe edilmiş halde bulunur.
mineral maddeler sütte klor, flor, fosfor asidi, kükürt asidi, limon asidi gibi anyonlarla bileşik oluştururlar. katyon ve anyonların karşılıklı etkileriyle sütün tuz sistemi oluşur. minerallerin toplam miktarı oldukça sabittir. çok az orandaki değişiklik bile tuz sisteminde önemli kabul edilir. diğer süt bileşenleri gibi tuzlar da kandan meydana gelir. ancak filtre sistemi nedeniyle ikisi arasında miktarsal farklılık vardır.
iyonlar önem sıralarına göre aşağıdaki gibidir.
makro elementler :
katyon ( na+, k+, ca++, mg++)
anyon (cl-, po4-, so4-, hco3- sitrat iyonları)
iz elementler :
katyon (fe++, rb++, zn++, li+, cu++, ba++, co++, pb++, al+++, mo++, sn++, ct++, sr++, ti+++, mn++, ag+, v+++)
anyon (f-, j-, br-, b, si, se )
süt tuzlarının miktarları (mg/l)
sodyum - 500
potasyum - 1450
kalsiyum - 1200
magnezyum - 130
toplam fosfor - 950
inorganik fosfor - 750
klorid - 1000
sülfat - 100
karbonat(co2 olarak) - 200
sitrat (sitrik asit olarak) - 1750
kaynak : tıktık