hesabın var mı? giriş yap

  • hakem dayak yedikten sonra sahadan ayrılmaya çalışırken , sevinç içinde hakem aleyhinde bağırmaya devam eden, yabancı madde atan, başkanın hastane çıkışında büyük başkan llölololo diye tezahürat yapan insanlara serseri demeleri gerçekten üzücü olmuş.

    halil umut meler, tff ve mhk hep birlikte çıkıp a.gücü camiasından özür dilemeli bence.

  • ulan bildiğin ortalık karıştı, biz(fenerbahçe) tamamen olayların dışındayız... bi burukluk var içimde, resmen bizsiz kaos yaşıyor insanlar. alışık değiliz olm biz, dışardan olayları izlemeye.

  • sene başında yeni tanıştığım öğrencilere flüt tutmayı gösterirken en öndeki öğrencimin sol elinin küçük parmağını da kullandığını gördüm, uyardım. çocuk geveledi. neden geveliyor diye dikkatlice bakınca anladım ki sağ elinin bir parmağı eksik ve bunu gizlemeye çalışırken ben de onu uyarmışım, bir şey diyemiyor, bir yandan da eziliyor yanlış tuttuğu için. o an dedim allah'ım ne olur bir dakika öncesine dönelim ve ben bu çocuğu uyarmadan önce bu ince ayrıntıyı görmüş olayım. ama olmadı tabii. gözler doldu, boğaz düğümlendi, diğerlerine çaktırmamaya çalışılarak göz kırpıp "süpersin böyle devam et" denildi ama ne fayda. her şeyi geçtim, o çocuk eksik parmağıyla bütün bir dönem en zor parçaları bile flütle çalmaya uğraştı, oysa kıytırık(!) müzik dersi işte.
    demem o ki hatırlandığında bile göz dolduran, iç cızlatan detaylardır.

  • sayin cem yılmaz'dan telifi filan geçtim, en azından bir gala daveti beklediğim filmdir. saygılarımla,

    geç kalmış edit: valla ilk günden iletişim kuruldu, cicili bicili zarfta davetiyem ulaştı elime. biz davete icabet edemedik ani bir iş sebebiyle ankara'dan, ama yine de teşekkürü borç bilirim.

  • obsesif bozukluk kişinin aklından geçen saçma sapan düşünceler, kompülsif bozukluk da bu düşüncelerin getirilerinden kurtulmak için akabinde yapılanlar efenim. ben yaşadım, biliyorum, o bakımdan. birkaç örnekle konuyu açıklayacağım şimdi sizlere. başlıyorum.

    ***

    ben sorunlu bir evlat idim. evliya sabırlı bir de annem vardı. hikayeledim burada fakat hala var. ama artık ben sorunlu değilim. neden? çünkü çözdüm ben olayı.

    ***

    şimdi en başlarda aklımdan şu şekil düşünceler geçiveriyordu. hakim olamıyordum kendime.
    "eğer annemi yatmadan kırk bir kere öpmezsem annem bu gece ölecek."

    yani bu derece ciddi bi şey geçiriyorsunuz aklınızdan, hem de kontrolünüz dışında geçiveriyor böyle. gidip paşa paşa öpüyordum. sonra rutine bağladım tabii. her gece yatmadan önce annem ölmesin diye gidip kırk bir kere öpüyordum annemi. çoğu kez abim dövüyordu öpücük törenini müteakiben; halbüse anlatsam anlamazdı ki, ben orada annemi kurtarıyordum sadece.

    böyle oya yapar olurdu, parmağına doladığı ipi çözerken "ay lanet evlat, deli midir manyak mıdır bıktım senden..." der, bazı bazı ağlardı. cefalı annem benim... neyse.

    bi sene filan öptüm heralde.

    muhabbet kuşu ölmesin diye her elime aldığımda üç kere göğsünden, üç kere gagasından öper, üç kere de sol kanadını açıp kapardım.

    babamı da yedi kere öpme kararı aldım sonra. de babam sinirli insandır laf aramızda. yedi mi, hayır. sonra onu öpmekten doğal koşullar sebebi ile vazgeçtim.

    hepsi için toptan güzel bir şey yapmaya karar verdim sonra sonra, her gece mutfak lambasını yedi kere açıp kaparsam ailecek kurtulacaktık. babam fark etti bunu da, her gece malum saatte gelip mutfağa oturmaya başladı. "patlatacaksın ampulü eşşolunun." diye kovaladı sonra bi gün. ben ne yaptım, alarmı kurup gece kalkıp yakıp söndürmeye başladım. böylece babamı atlatmış oluyordum.

    bunlar işin geyik tarafı tabii. her terliği sola çevirme, nefesini tutup bildiğin duaları okuma (morarabilir kişi bunu yaparken) ve gitgide bana fizyolojik olarak da zarar veren benzeri davranışlarım artınca...

    bir gün dedim ki;

    "lan eğer bir daha böyle yapmaya devam edersem, ailecek yarına çıkamayalım."

    o gün bu gündür yapmam hiç öyle. valla bu şekilde kurtuldum. tavsiye ederim.

  • bu açıklamanın daha vahim tarafı "millet şimdi araba almıyor ,almasınlar!" şeklindeki pespaye cümleyi de sarfetmesidir.hem bir itiraf millet beklemeye geçti hem de millete tepeden bakan esnaf kurnazlığının dışa yansıması,bekçi olmayacak adam ülkede bakan olmuş.

  • sinir sistemiyle bağlantılı akıl hastalıklarıyla ilgilenen bir tıp dalıdır. henüz psikiyatrinin, psikolojiden farklı olarak pozitif bir bilim dalı olduğunu algılayamayan insanların, nöropsikiyatriye önyargılı yaklaşmaları şaşırtıcı olamaz elbette.

    nöroloji ve psikiyatrinin temel eğitimleri aynıdır ancak belli bir yerden sonra iki farklı kola ayrılırlar. ikisi de beyin hasarı ya da hastalığı sonucu oluşan algı ve hareketlerdeki klinik problemlerle ilgilenirler. nörolojinin de, psikiyatrinin de ilgilendikleri esas nokta beyin ve sinir sistemidir. psikiyatri kişisel öznellik ve varoluşsal tasalar tabanlı ve diyalektiktir. nöroloji ise ilişkiseldir. ama nöropsikiyatride, bu iki alan birleşir. yani bir nöropsikiyatrist epilepsi hakkında açıklama yaparken, "temporal lob epilepsisi olan bir kişinin psikotik dünyasının içinde, altında yatan asıl içerik nedir" diye bir soru sormaz. psikiyatri devamlı iki şey arasında karşılaştırma yapar, çelişkilerden, karşılaştırmalardan güç alır. nöroloji ise bağlantılar üzerinden çalışır. karşılaştırma yapmaz. bir psikiyatrist, hasta hakkında yorum yaparken hastanın söylediklerinin ve yaptıklarının altında genelde gizli içerikler arar. ama hastanın tepkileri nöroloğun bildiği yola ters gelmediği sürece nörolog bunu yapmaz. nöropsikiyatri en çok davranışsal nöroloji ile bağlantılı ve benzerdir. psikopatoloji ile bağlantısı da yadsınamaz derecededir.

    nöroloji ve psikiyatrinin arasında gerçek bir birleşme olamaz. nöropsikiyatri, psikiyatri ve nörolojinin er ya da geç tek başlarına gidip de takılacakları yerde ortaya çıkan bir alandır. psikiyatrinin diyalektik ve "altta yatan anlamlar"ını, nörofizyoloji ve nöropataloji temeliyle birleştirir. ortak noktalarının, çıkış noktalarının aynı olduğu alzheimer, epilepsi, serebrovasküler kazalar/hastalıklar, limbik sistem ve benzeri alanlarda iyi bir çalışma alanı olur nöropsikiyatri. amma velakin, insanların var olan temaları ya da bilinçaltı fantezileri, nesnelerle olan ilişkileri, heterosinaptik fasilitasyon veya nmda reseptörleri gibi konularda psikiyatri ve nörolojinin ortak paydada buluşmaları zorlaşır.

    nöropsikiyatrinin evrensel olarak kabul edilen bir tanımı bulunmamaktadır ama en temel özelliği ve önceliği: beyin lezyonları ya da fonksiyon bozukluğu ile bağlantılı psikiyatrik hastalıkların ve bu tarz semptomlara sahip hastaların değerlendirilme ve tedavisidir. nöroloji ve psikiyatrinin arasında kalan alana odaklanır: dikkat bozuklukları, atiklik, algı, hafıza, dil ve zeka gibi.

  • tuttuğum evin iki aylık kirası ve depozitosunu vermiştim. kalanıyla da 12 aylık senet yaparak bi çamaşır makinası bir de yatak almak istemiştim. yatağa para yetmeyince halı aldım. ilk gece o halının üstünde uyudum. sonra belim tutuldu. hangi akla hizmet çamaşır makinası aldım, niye önce yatak almadım onu halen çözebilmiş değilim.