hesabın var mı? giriş yap

  • ezilenlerin gür sesidir o...
    yetmez ama evet... bu ülkede işçiler hiçbir haklarını mücadeleyle almadı. sendika ve grev hakları bile 27 mayıs darbesiyle verildi.
    tayyip, belediye başkanlığına gelir gelmez sendikalı işçileri bitirip, taşeronları doldurdu. başbakan olunca da sendikaları ve sosyal hakları yok edip, işçilerin pazarlık gücünü bitirip, makarnaya muhtaç etti.
    devam edin bir paket bulgura şükredip, ezilenlerin sesi diye saraylarda ejder meyvesi yiyenleri şakşaklamaya...
    bir zamanlar büyük saygı duyduğum işçi sınıfından soğudum...
    canınız cehenneme...

  • çoğu düğün gibi keyiften çok hüzün dolu bir ortamı iyice üzücü hale getiren olayın kahramanlarından biri.
    iki kişi hayatlarını birleştiriyor, videodaki her detay kırık dökük...

  • bilmeyeneler için bu lafı spor literatürüne ekleyen isim galatasaray eski başkanı ali tanrıyar'dır. 1988 yılında yapılan seçimleri kazanınca tv de naklen yayında"‘galatasaray çağ atlıyor. ben galatasaray’ı seviyorum ve sevmeyen de ölsün.’ der. 1988-89 sezonunun ilk hazırlık maçında sahasında kahramanmaraş ile oynayan fenerbahçe tribünlerinde küçük bir pankart vardır, “fenerbahçe’yi sevmeyen de yaşasın”..

  • 5 yıldır içinde bulunduğum guruh.

    emin olun bir süre sonra sevgilisizlik alışkanlık yapıyor ve karşı tarafa nasıl davranacağını unutuyor insan. en basit yavşama cümlesi bile ağızdan çıkmıyor.

    bu kadar ağır eleştirmeyin lütfen. bizim de bir kalbimiz var. :/

  • yellenmede(osuruk) belirgin koku artışının nedeni, protein tozununun adı üstünde başlı başına protein olmasıdır. yellenme sonucu ortaya çıkan gaz azot (n), karbokdioksit (co2), hidrojen (h), metan (ch4) ve oksijen (o2) maddelerinden oluşur ve bu gaza kokusunu veren ana bileşenler protein ve karbonhidratlardir. protein, amino asitlerden meydana gelen bir polimerdir ve amino asitler, amin(azot bulundurur) ve karboksil(karbon ve oksijen bulundurur) gruplar içeren bir monomerdir.

    yani siz vücudunuza normalde aldığınızdan daha fazla protein aldığınız zaman, kokuda da belirgin bir artış gözleniyor çünkü sindirim sırasında vücut, protein ile almış olduğunuz katı fazındaki azot, karbon ve oksijeni sindirimden sonra gaz fazında dışarı atıyor. (burada dikkat çekmek istediğim bir nokta şu ki vücudunuzun ihtiyacından fazla alıyorsunuz demiyorum, normalde alışık olduğunuzundan daha fazla alıyorsunuz ve alışık olduğunuz kokudan daha yoğun bir koku salıyorsunuz doğal olarak.)

    konu ile ilgili olarak şu (#6165528) entry'e göz atabilir ve vikipediden daha ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.

  • normalde pazartesi sabahi sendromu, cuma aksami mutlulugu olan biri degilim ama pazar gunleri uyandigimda gune mutlu baslarim hep.

    karsi apartmanin tam benimki hizasindaki dairede bir teyze yasiyordu. iki yil boyunca her pazar sabahi bu bayragi asiyordu, bugun oldugu gibi:

    http://i.hizliresim.com/e39avb.jpg

    yurt disinda yasadigimiz icin nadiren karsilasilan boyle seyler hosuna gidiyor insanin. iki yillik komsuyuz fakat neden sadece pazar gunleri bunu yaptigini merak ediyordum. ayni apartmanda olsak belki kapisini calar, kahvesini icerdim de, durum bu sekilde olunca sadece pazar sabahlarina mutlu uyanmakla yetindim uzun zaman.

    yaslica biriydi. ara ara balkona ciktiginda gorurdum. babanne minnoslugu vardir ya hani. aynisi iste. bundan bir ay kadar once teyze yine biraz rahatsizlanmis olacak ki, ayda bir eksik olmayan ambulans yeniden gelmis goturmustu fakat bu defa diger gun getirmedi. bir hafta oldu, bir ay oldu getirmedi.

    bir aydir pazarlarim bayraksiz geciyordu. yokluguna alismasi zor oldu. bugun uyandigimda bir baktim ki bayrak yeniden asilmis. cok mutlu oldum. iyilesmis teyze dedim. durumu facebook sayfamda anlatinca, arkadaslarim "gitsene ziyaretine oglum yaa" dedi hep bir agizdan. cesaretimi toplayip nasil becerdiysem kendimi karsi apatmanda buldum hasta ziyareti edecegim resmen.

    kapiyi bir adam acti, ogluymus. durumu basindan anlattim ayakustu, boyle boyle dedim iste en sonunda geldim. iceri buyur etti sagolsun, esi ve cocuklari da vardi ama teyzeyi goremedim salonda. herhalde icerde yatakta dinleniyordur dedim kendi kendime cunku bayrak var disarida. sonra basimdan asagi kaynar sular dokuldu "gectigimiz pazar kaybettik annemi" deyince.

    "ama bayrak disarida?" dedim, "hep o asardi pazar gunleri."

    anlatmaya basladi: "annem buraya kirk sene once, daha yirmi yasinda bile degilken gelmis istemeye istemeye. ondan sonra evlenmis, biz olmusuz, duzen kurulmus, is-guc derken bir daha mumkun olmamis ve geri donememis. annemler turkiye'den ciktiktiklarinda bir pazar gunuymus. icine dert olmus geri donus yapamamak ve neredeyse on yildir her pazar gunu bu bayragi asip gecmisi yad ederdi. ataturk'u, turkiye'yi hep cok sevdi. hepimize asiladi. simdi gelenek haline getirdigi bu bayrak gorevi bize gecti ve anisini yasatiyoruz. yine her pazar bizim tarafimizdan asilacak. cocuklarim da benden sonra asmaya devam edecek." dedi. bir yandan dinliyorum, diger taraftan dokunsalar aglayacagim gozlerin dolulugundan adami goremiyorum, kirpmaya korkuyorum. "hic komsum yok" diye mizmizlik ediyormus. "keske onceden gelseydin buraya ve tanissaydiniz" dedi. daha kotu oldum.

    "bilseydim gelmez miydim hic?" diyebildim sadece. teyze ile tanisamamak hayatimin sonuna kadar icimde yara kalacak sanirim.

  • sitede sayısız şikayet almansına rağmen bahçeyi işgal eden arkadaş; belli ki çevreyi rahatsız ediyor neden önüne geçmedin? hem şikayet aldım diyor hem de niye beni uyarmadılar diyor lan siz niye böylesiniz ya? sahiplenmek istiyorsan evine alacaksın kimse senin ruhsal problemlerinden dolayı ortak kullanım alanı hakkından feragat etmek zorunda değil. insanların burnundan getiriyorsunuz sizin gibiler yüzünden olan köpeklere oluyor.