hesabın var mı? giriş yap

  • yaptık oldu efendim, bi mesaj attık konu nerelere geldi. * biz uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verdik, uzun keyifli sohbetlere, bol bol gezmeye, her anın tadını çıkarmaya, birbirimize her daim aşkla bakmaya 'evet' dedik sevgili eşimle tanışmamıza vesile olduğu için ekşisözlük'e teşekkürü borç biliriz.

  • beyazıt'taki öğrenci eylemleri zamanında, polisten kaçıp çarşıya sığınan bir çok öğrenciyi polise teslim etmesiyle ve iktidar destekçiliği ile bilinen esnafın eylemi. ayrıca bu kitle gezi zamanı işlerimiz durdu diye gezi'ye karşı sultanahmet meydanında eylem yapmayı planlıyordu.

    şimdi keserin sapı onlara döndü, insan her ne kadar içlerinden beter olsunlar dese de, gönül direnen insanları görünce karşı olamıyor. bu insanlara sokaklarn en güzel ve anlamlı sloganının gerçek olduğunu gösteriyor:

    (bkz: susma sustukça sıra sana gelecek)

  • pala gibi senelerce dağlarda yaşayan bir adamın, polat tarafından -evet tarafından- akvaryumdan japon balığı yakalar gibi yakalanması.

    ölmeden birkaç saniye önce bile "göğsümden sık da vuruşmuş olalım" diyebilecek bir adamı, acaba çok sevildi diye mi öldürdüler, yoksa polat'ı izleyiciye daha güçlü göstermek mi istediler, yoksa gerçekten planlanan süresi bu kadar mıydı pala'nın bilemiyorum.

    pala ile çakır'ın en azından cerrahpaşalıların karşılaştığı, restleştiği, kapıştığı sahneler güzel olmaz mıydı?

    abuzer, pala, cerrahpaşalı halit'i bir odaya kapatsınlar, saatlerce konuşsunlar,

    doğu bey ve aslan amcayı bir odaya kapatsınlar saatlerce derin devlet konuşsunlar,

    karahanlı ve konseyi saatlerce ortadoğu, amerika, türkiye ile ilgili konuşsunlar,

    elif, ömer baba ve nazife anneyi de bir odaya kapatsınlar, bir daha da açmasınlar ne halleri varsa görsünler.

  • birlikte çalıştığınız kişileri toplum içinde aşağılamanın ne gibi sonuçlar doğurabileceği açısından fikir veren, sizi böyle bir davranış sergilemeden önce iki kere düşünmeye itebilecek ders niteliğinde tarihi bir olay; aristagoras'ın büyük hatası. bu hatanın, bugün bildiğimiz "batı" kavramını ortaya çıkaran mekanizmayı harekete geçirdiği ileri sürülmektedir.

    aristagoras iyonya şehir devleti olan milet'in bir satrabı idi. bölge bir pers imparatorluğu olan ahameniş imparatorluğu kontrolünde olmakla birlikte şehirleri satrap adı verilen valiler yönetiyordu. dolayısıyla bu valiler, başkent babil'in dikkatini çekmek ve daha iyi görevlere gelebilmek için bazı hamleler yapıyorlardı.

    bu şehir devletlerinden ege açıklarında bulunan naxos'da bir isyan çıktı, şehrin ileri gelenleri satrapı idam edip bağımsızlıklarını açıkladı. aristagoras bu durumu pers imparatorunun gözüne girebilmek için bir fırsat olarak gördü. naxos'u iran adına geri alabilirse, bu ona darius nezdinde gerçek bir saygınlık kazandıracaktı. ancak aristagoras 'ın bir sorunu vardı. naxos bir adaydı ve aristagoras gemileri yoktu. bunun için lydia'nın satrapından filo kiralamak için bir anlaşma yaptı. lydia satrabı artaphernes aynı zamanda imparator darius'un da kardeşiydi. onun katılımı, aristagoras'ın davasını daha meşru kılıyordu. aynı zamanda dönemin en iyi amirallerinden biri olan megabates'i de(herodot'a göre büyük darius'un kuzeni) işe aldı. seçimleri mükemmeldi, ta ki bu amirale herkesin içinde hakaret edip aşağılayana kadar.

    o gece megabates, gemilerden birine nöbetçi yerleştirilmediğini keşfetti ve geminin kaptanı scylax'ı bir kürek deliğinden çekip oraya bağlayarak cezalandırdı. scylax, aristagoras'ın arkadaşıydı ve scylax'ın serbest bırakılmasını istedi. megabates reddedince aristagoras gidip scylax'ı kendisi çözdü ve aşağılamaya uzanan bir tartışma başladı.

    megabates intikam için naxos'u işgal konusunda uyardı. ada silahlandı, tüm savunma ihtiyaçlarını giderdi ve sonuç olarak dört ay süren işgal girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. aristagoras bu yenilgi sonrası orduyu milet'e geri çekilmek zorunda kaldı.

    darius'un kardeşinden kiraladığı filo için naxos'dan gelecek ganimetin büyük bir kısmını kendisine verecekti. ayrıca naxos'un fethinden sonra aynı orduyu euboea(eğriboz) şehri ve çevresindeki bölgenin lidya satraplığı için fethedilmesine yardımcı olmak için kullanacağını da kabul etmişti. ancak naxos yenilgisiyle bütün bu hayaller suya düştü. dahası söz verdiği kişi sıradan bir satrap değil imparator darius'un kardeşi olan artaphernes idi. büyük ihtimalle artık idam edilecekti.

    kellesinin derdine düşen aristogoras, satraplığını yaptığı miles halkını perslere karşı isyana teşvik etmeye başladı. yunan kolonilerinden bazılarını ikna edip kendisine katılmalarını sağladı. daha fazla müttefik arayışına girdi, sparta kendisini geri çevirdi ama atina ve efes isyanı desteklemeye karar verdi.

    iyonya, atina ve efes'in ortak ordusu, imparatorun kardeşi artaphernes tarafından yönetilen lidya'nın başkenti sardes'e yürüdü. evlerinin çatısı kamıştan ve kerpiçten oluşan şehri ele geçirip yaktılar. pers imparatorunun kardeşi, başkentinin yanmasını izlemekten başka hiçbir şey yapamadı. sardes yanıp kül olduktan sonra darius yardıma yetişti. yunan ordusunu yakalamayı başardı ve bozguna uğrattı. aristagoras da dahil olmak üzere isyancılar öldürüldü ve köleleştirildi. sadece atinalılar bu sondan kaçarak kurtulabildiler.

    pers imparatoru ve ailesi atinalıların yaptıklarını asla unutmadı. o zamana kadar yunan şehirleri fethedilemeyecek kadar fakir ve uzak görülüyordu. sardeis'in yakılması, yunanların pers imparatorluğuna yönelik bir tehdit olarak görülmesi gerektiğini dramatik bir şekilde göstermişti ve pers imparatorluğu bu tehditlere tahammül edemezdi.

    öldüğüyle kalan aristagoras amiraline hakaret etmese ve sonra da kendi kellesini kurtarmak için bir isyana öncülük etmeseydi, perslerin, sınırlarının ötesindeki nispeten fakir ve küçük yunan şehirlerine fazla ilgi göstermemesi oldukça muhtemeldi. aristagoras'ın amiraline hakaret etmekten, kendi çıkarına hizmet eden umutsuz bir isyan başlatmaya kadar yaptığı hatalar, 300 spartalının ünlü direnişi thermopylai savaşı'nı, maraton savaşı'nı ve sonunda büyük iskender'in pers'i fethini içeren yunan-pers savaşlarını başlattı. pers tehdidi olmasaydı, muhtemelen makedonyalı ikinci philippos yunanistan'ı asla birleştiremez, batıda bu denli bir doğu düşmanlığı-korkusu olmazdı. belki de dünya daha farklı olurdu. ancak olmadı çünkü imparatorluğun en ucundaki bir şehri yöneten yerel bir satrap fazla hırslıydı.

    kaynak
    kaynak2

  • bir deve klasigi daha ornekleyelim

    - siz deveye mi biniyorsunuz?
    - hayır bizim ülkede deve yoktur bir kere. sadece yazları plajlarda olurlar. o da turistler binsin diye.
    - aaaa o niye?
    - aptallıklarını yüzlerine vurmak istemediğimizden...

    muhabbete şahit olan alman, bulgar, peru ve venezualli insanlar gülmekten yerlere yattılar. amerikalı ise yaklaşık bir 30 sn'ye sonra denileni anlayabildi.

  • "yaptığı kazayı, alkol ya da uyuşturucu etkisi altında olduğu için ilk anda üstlenmeyip sonradan çakallık yapmıyorsa ahlaki olarak erdemli bir davranışa imza atmış yazar."

    hangi ahlak?
    hangi erdem?

    arkadaş iyi misiniz? tamam adamı seviyorsunuz filan anladık onu ama 2 insanın ölümüne sebep olmuş ve olay yerinden kaçmış. nasıl erdemden, nasıl ahlaktan bahsedersiniz.

    ayrıca itirafının neresi takdirlik?

    lan adam teslim olmasını bile sosyal medyadan şov haline getirerek yapıyor.

    emrah serbes sosyal medyadan kendini takip edenlere şov yapacağına ölümlerine sebep olduğu insanların sevenlerine hesap versin.

    tekrar ediyorum; ölümlerine sebep olduğu insanları kaza yerinde bırakıp kaçmıştır, bu da yetmemiş bu suçu arkadaşı üstlenmiş ve adaleti yanıltmıştır.

    bir insanı seviyor olabilirsiniz ama savunmak adına gerizekalılık yapmanıza gerek yok, o ölen 2 insan sizin aileniz canınız olabilirdi, biraz empati lütfen.

  • magirus'un 2000'e kadar olan modellerinde yapılır bu hareket. 2000 sonrası minibüslerde aynı havayı vermez.çünkü 2000 senesinden sonraki minibüsler o vites geçirme esnasında zorlamaz o ''ciiiyyzzvtt'' sesi çıkmaz.e o ses, o kanırtma olmayınca bi şekli kalmaz.

  • kurabiye gibi kurabiye. hiç öyle çamur haline gelmiyo, basın açıklamasını yapıp olaysız dağılıyo. mis.

  • 2010 yılındaki referandumda iktidara destek verip yetmez ama evet diyerek, tek adam rejiminin yolunu açan anayasa değişikliklerinde pay sahibi olan minik serçe lakaplı sanatçımız, bugün aynı iktidarın destekçileri tarafından hedef haline getirilmiş, şarkı sözlerinden dolayı tepki görmüş.

    hangi zihniyete evet dediğini sanırım iyice anlamıştır kendisi.

    minik serçemiz ve sabah gazetesinin haberine göre : (bkz: iki cihanda lekeli)