hesabın var mı? giriş yap

  • mağaralarda karanlıklarda yaşa, ateşi bul, tekerleği bul, baltayı keseri icat et, çanak çömbelek yap, hayvanları evcilleştir, yazıyı bul, piramitleri inşa et, uygarlıklar kur, bilime sanata felsefeye kafa yor, matbaayı bul, yer çekimini, basıncı keşfet, telefonu telgrafı, termodinamiği, elektromanyetizmayı bul, savaşlar yap, özgürlükler için mücadele et, sanat çalışmaları yap, ay'a git, kuantum, izafiyet derken bunca uzun yolculuğa rağmen aslında henüz yolun başında olduğunu fark et, sonra interneti icat et, dünya globalleşsin, mesafeler kısalsın, iletişim kolaylaşsın, kuyruklu yıldıza araç gönderip, mars'a insan kolonisi göndermeye hazırlandığın sırada "kadın susarsa ne yapalım" diye yarrağım gibi bir soruyla muhatap ol.

    sikmişim kadının suskunluğunu. çay verin içsin.

  • türk askerlerinin inanılmaz yalnız bırakıldığı, adeta gözden çıkarıldığı savaş. türkler amerikalıların ve ingilizlerin hatasından dolayı 3 gün boyunca yüzlerce kilometre yolda hiç bir zırhlı desteği olmadan, yürüyerek çekilmek durumunda kalmışlardır. yıllar sonra açıklanan ingiliz belgelerinde, 'türkler onları orada yalnız ve techizatsız bırakmamızdan dolayı bize çok sinirlenecekler diye düşünmüştük. ama hiç bir tepki vermediler' şeklinde geçmiştir bu olay.
    türkler ise bugün bile sözde müttefiklerinin kendilerini sik gibi ortada bırakmış olmalarını tartışmazlar da nasıl kahramalık yaptık, çok kaybımız oldu ama tarih yazdık zihniyetindedirler.
    zaten batı için türkler bu nedenle vardır, asker diye koy bi yere ölsün, sonra kendini kahraman sansın... biz kendi insanımıza ve hayatına değer vermedikçe kimse de bize vermeyecektir değer. ileri olmak ve geri kalmak'ın arasındaki ayrım burada sanırım.

  • ahtapot. ön yargı değilde deniz ürünlerinden bir tek balığa alışabilmişken o da ton balığı kutuya konduğu için :d meze şeklinde yediğim sonra muhteşem gelen şey.

  • selamlar arkadaşlar, sizlere şubat 2023 tarihinde araba ile yaptığım yurt dışı seyahatimin deneyimlerini ve önemli noktalarını aktarmak istiyorum. keza ben çıkış yaparken net ve kısa bir bilgi içeren bir yazı ne yazık ki bulamadım.
    öncelikle, araç ile yurt dışına çıkmadan önce ben ve eşimin daha önceden alınmış c tipi ab vizesi bulunuyordu.
    ülkeden çıkışımızı bulgaristan sınır kapsı olan kapıkuleden gerçekleştirdik.
    yurt dışına araba ile çıkmadan önce aracınızı yeşil sigorta yaptırmamız gerektiğini biliyorduk. aldığımız bir tavsiye ile yeşil sigortayı türkiye'de değil bulgaristan sınır kapısında yaptırmaya karar verdik. kapıya geldiğimizde türk gümrük memurları pasaportlarımıza ve aracın ruhsatına baktılar ( ruhsat sahibinin kesinlikle araçla beraber çıkış yapıyor olması gerekli ) yeşil sigorta sorduklarında sınırda yapacağımızı beyan ettik. ve bulgaristan sınır kapısına pasaport vize kontrol noktasına geçiş yaptık. ufak bir sorgunun ardından, vizelerimize çıkış damgasını aldık. memur yeşil sigortamız olmadığından dolayı pasaportları elinde tuttu ve sigorta yaptırıp gelmemizi söyledi. türkiye'de minimum 1 ay olarak yapılan yeşil sigortayı bulgaristan sınırında yarı fiyatına 15 gün olarak yaptık. ardından ufak bir bagaj kontrol noktasından geçerek ( bagajı sözlü ve göz ile kontrol ettiler sadece ) bulgaristan sınırından çıkış yaptık. ülke içerisinde otobanlarda kullanmak üzere ve ceza yememek için bulgar hgs'si olan vignette almanız gerekmekte vingnette'i yine bulgaristan sınırı içerisinden alabilirsiniz. bulgaristandan diğer ab ülkelerine çıkış yaparken yine sınır kapıları bulunuyor ve bu kapılarda ufak çaplı bir pasport, vize kontrolü oluyor.

    edit: 15 günlük yeşil sigorta türkiyede yapılabiliyormuş, bilgisi geldi bir arkadaştan.

  • türk tipi işletmecilik anlayışının sonucu ortaya çıkan durum.
    çalışma saatleri uzadıkça verimlilik düşer. milletçe bunu anlamıyoruz hiç bir zaman da anlamayacağız. iş veren ''ben bu parayı bu personele veriyorsam bir şekilde bu parayı çıkartmalıyım'' zihniyetiyle saat olarak personelini fazla çalıştırmaya çalışıyor. işte vizyonsuzluk nedir en net örneği bu. bu hiç bir zaman düzelmeyecek bir sorun. herkes yaptığı işten, iş yerinden ve iş vereninden nefret ediyor. kimse uzun mesai saatlerinden dolayı kendini geliştiremiyor, dinlenemiyor, yaptığı işe saygı duymuyor ve daha bir sürü sıkıntı.

    edit: evet ben de biliyorum tek sorunun sadece uzun mesai saatleri olmadigini ama ücret, idealizm artık her ne ile motive olduğunuzun tükenmişlik sendromu içine düştüğünüzde bir anlamı kalmayacak. bu çözülmesi gereken ilk ve en temel sorun. kimse harici bir hayat yaşamasına izin vermeyen, eşiyle evlatlarının arasına giren bir işi mecburiyetten yapsa bile sevemez sahiplenemez doğal olarak başarılı ve verimli olamaz.

    edit: format geregi tanim eklendi.

  • yds’den mi kaldın çen. vasıfsız çeni. çalışmak koyuyor di mi lan? alışmışsın var yemeye çalışmak gerekince tutuşuyorsun. adım gibi eminim torpili vs ayarladın barajı geçemedin diye ‘hakeden’ birisini alacaklar ona tutuluyorsun.