hesabın var mı? giriş yap

  • birisi kalkıp para kazanmasın. hemen gömülmeye başlanır. üzerine ilk toprak atanlar onu, geçmişinde övmüş olanlar olur. istenir ki bu adam olduğu gibi devam etsin, hiç para kazanmasın, yaptığı her şeyi amme için yapsın. yahu bu adam zaten amme hizmeti yapıyor. tarih konusunda türkiye'de sayabileceğiniz kaç tane adam akıllı uzman var. bir elin parmaklarını geçmez. tarih konusuna uzmanlaşmak hatrı sayılır bir serveti harcamak demek. zira eğitim ve endüstri birleşik bir şekilde sadece fenni ilimleri, endüstriyi besleyecek eğitim alanlarını destekler. bu yüzden müzik, resim, tarih, coğrafya gibi dersler çerez, matematik, kimya, fizik gibi dersler çok önemlidir. bu adam onlarca yabancı dil bilen, kendini geliştirmiş ve muhtemelen aileden gelen parayı da çok ciddi bir şekilde bu uğurda yemiş bir adam. üstelik bu akademisyen kişiliğine rağmen halka mal olmuş, sevecen kimliğiyle kendini sevdirmiş bir adam. kazansın yahu. reklamda oynasın kazansın, televizyon programı sunsun kazansın, kazansın. bu adam bir değer. bırakın endüstrinin dışladığı bir alanda uzmanlaşmış olmasına karşın, endüstri onun bir değer olduğunu düşünüp onu değerlendirsin. insanların, başka insanların para kazanmasına neden bu kadar kötü gözle baktığını anlayamıyorum. helal, hoş olsun reklamdan kazandığı paralar, inşallah eğlence sektöründe kendine daha çok yer bulur. en azından değerli bir örnek oluşturuyor zatı. belki biri kalkıp "justin bieber olmak istiyorum" yerine "ilber ortaylı olmak istiyorum" der. bu sevap, bu amme yararı ona yeter de artar.

  • akp gidene kadar ben bunları eleştirmem hatta desteklerim. ne zaman akp gider işte o zaman petek dinçöz foolish casanova muamelesi yapar yerin dibine sokarız*.

  • bein sport kaçak yayınlar için caydırıcı hukuki yaptırımlar istiyorsa, bu taleplerini devlete fax ile iletmeleri gerekmektedir. aksi halde talep dikkate alınmayacaktır.

  • en zarif işler için yaratıldığına sizi görünümü ile bile inandırabilen narin elleri. ve o ellerin çalışırken ki zerafetine tanık olmak... mutfakta yemeğin tuzunu bir çimdik ile ayarlarken , bir kitabın sayfasını çevirirken, otobüste bir yeri kadınsı bir çekingenlikle tutarken ya da kolyesini takarken.

    ellerin ince uzun parmakları olmalı. cildinin altından ona hayat veren damarları hafifçe farkedilmeli. parmaklarını her oynattığında, bir piyanonun tuşlarına dokunulmuş gibi tarak kemiklerinde oluşan ahengi farketmelisin. her dokunduğunun değerini arttırıyormuş gibi olmalı ve sana her dokunduğunda bunu hissetirmeli. giysindeki bir tüyü alırken ya da giydiğin kazağının omuzlarını düzeltirken, ellerinin narin özeni ile sevildiğin için inanmasan da tanrıya şükretmelisin. en önemlisi de elleri elinde terlemeli ve bir kez tuttu mu bir daha bırakmamalı...