ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tarihteki ilk kadın
imamoğlu'nun akşener'i karşılama töreni
-
merhaba zabıta
sağol
nasılsın zabıta
sağol
türklere sorulan salak sorular
-
bi yunan sırf kıllık yapmak için,
y- üniversite var mı türkiyede?
is- var (gülerek)
y-adı ne seninkinin?
is- istanbul üniversitesi
y-aa ne zaman kurulmu$ ki yenidir o? (kıllık yapıcak ya)
is- 1453
y- ----sessizlik---
is- ama sen ka$ındın*
banyonun sonunda kovadaki tüm suyu boca etmek
-
kazanda su ısıtıp, taburede oturarak maşrapa yardımıyla yıkanan çocukların en sevdiği ritüeldir.
banyonun bittiğini müjdeler.
detayına inersek;
kazanda su ısıtılır, kaynar hale getirilir.
kazan suyu çok sıcak olduğu için biraz kaynar su, biraz soğuk musluk suyu karıştırılarak su ılıştırılır.
maşrapa yardımıyla kafadan aşağı dökülmek suretiyle yıkanılır. aralarda şampuan ile baş, hacı şakir sabun ile vücut köpüklenir.
tüm köpük maşrapa ile dökülen sularla temizlendikten sonra kovanın dibinde 2-3 parmak kalınlığında su kalmıştır. kalan suyun seviyesi maşrapayla alınamayacak kadar azdır ancak emin olun bir maşrapanın alabileceği sudan da fazla hacme sahiptir. (bir çocuk "hacim" kavramıyla ilk orada tanışır.)
bu aşamada banyo seansı pratikte sona ermiştir çünkü kalan suyu boca edeceğini önceden bilen parlak zekalı çocuk, gerçek temizlik işini bu son suya bırakmaz. bilir ki, bu suyu boca ettikten sonra su doldurulmaya da üşenilecektir, banyoya devam etmeye de.
neticede banyoyu resmi olarak da bitirmiş olmak için kova alınır, ters çevrilmek suretiyle kafadan aşağıya boca edilir.
ayağa kalkılır ve titreye titreye elinde havluyla bekleyen anneye/babaya koşulur.
ps: öncesinde ya da sonrasında bizimkiler izlemek sünnettir.
90'ların en çağının ötesinde türk şarkıları
-
en şahanesinden slow birkaç örneği;
mirkelam - hatıralar
demet sağıroğlu - arnavut kaldırımı
taner - affetmedim kendimi
taner - aynı perde
yeşim salkım - deli mavi
mustafa sandal - beni ağlatma
mustafa sandal - iki tas çorba
kerim tekin - akşamlar
levent yüksel - tuana
rafet el roman - seni seviyorum
ümit sayın - gül beyaz gül
bim'in 5 lt diye sattığı yağın 4.6 kg çıkması
-
asil 5 litre yag 5 kg ciksaydi sorun olurdu.
tügva'nın erk acarer ifşası
28 ekim 2016 ırak ile vizelerin kalkması
-
irak vatandasi isidli turkiye'ye gelirken vizeyle cok vakit kaybediyordu. artik etmeyecek.
"hayaldi, gercek oldu."
lynyrd skynyrd snrm bn ytyrm ii gclr
-
trip yapmakta nirvanaya ulaşmış ergen kız cümlesi.
eski sevgiliye söylemek istenen şeyler
mansur yavaş'ın ses kesmesi
-
halka hizmet etmek için o anki sorunları konuşmak için gittiğin yerde nutuk çekmeye çalışırsan ideolojin ne olursa olsun sesin kesilir böyle. görevinizi yapın tetikçilik değil.
büyük düşünmek cücelerin işi değildir
-
daha çok azog söylemiş gibi duran cümle.
1992 yılında cizre nevruzu'nda çekilen video
-
bu videodaki hadiselerin yaşandığı yıllarda arcopal diye bir yemek takımı markası vardı. gazete promosyonlarının, süper, mega kuponların havalarda uçuştuğu yıllardı. bu dediğim tabak, çanak ve kaşık-bıçak takımını yanılmıyorsam milliyet gazetesi veriyordu.
çok uzatmayayım. bu ürünün reklamı televizyonda öylesine etkileyici ve vurucu bir şekilde döndü ki, birçok insan gibi benim ailem de ayaklarına kadar gelen bu büyük fırsata kayıtsız kalamadı. süper kuponu kaçırma hadsizliğini gösterse bile birkaç gün sonraki telafi ultra kuponu reddetme cüreti gösteremedi. tabaklar dünya'nın en kaliteli porseleniydi. ünlü fransız markasıydı. çok kaliteliydi, en iyisiydi, arcopaldi, fransızdı, inanılmaz kaliteliydi, tabaktı, ama harika kaliteliydi.
aldık bunu. annemde halen birkaç tabağı duruyordu son gittiğimde.
bunu benle aynı kuşaktan birkaç kişiye hatırlattım. arcopal diyince hepsi hatırladı. hatta annelerinde de varmış bazısının. sence arcopal nasıl dedim. hepsi güzel abi, kaliteli diye yanıtladı. açık olmak gerekirse aradan geçen 20 seneye karşın bana da halen dünya'nın en kaliteli porselen markası gibi gelir, arcopal. tek referansımız, 20 yıl önce, günlerce ve her program arasında defaatle dönen o reklam filmi.
yazılanları okuyorum, sadece yazılanlar değil, kendime de dönüp bakıyorum. maruz kaldığımız manipülasyon ve şartlandırılmışlık sadece bu bahsettiğim tabak markasından ibaret değil. bu belki en masumu. milliyet bana arcopal konusunda hangi işlemi uyguladıysa, devlet de bize milli güvenlik dersinde aynı işlemi uyguladı. hem de bunu misliyle yaptı, acımadan. çünkü devlet acımaz, medya acımaz. sizi kaçırır, yatağa bağlar, kolunuza zorla eroini zerk eder, defalarca ve defalarca yapar bunu. sonunda kollarınızı çözer. serbest kalırsınız, ancak bu defa da siz uyuşturucu ararsınız.
şu görüntüleri izledikten sonra bile gelip burada milliyetçilik kusuyorsunuz. birçoğunuz gezi direnişini tecrübe ettiğiniz halde yapıyorsunuz hem de. ama gözlerinizin altındaki morluğu, kolunuzun ne hale geldiğini görseniz, neye benzediğinizi bir görseniz yapmazsınız. o yüzden kafanızdaki arcopalleri kırın arkadaşlar, reklamlarda kırılmaz dediklerine bakmayın. kırın.
(bkz: arcopal)