ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
31 mayıs 2022 istanbul'da kendini yakan adam
-
beni en çok etkileyen çocuğuyla olayı izleyen baba oldu. hiç mi beynin yok be adam? insan çocuğuna bunu nasıl izlettirir aklım almıyor.
haber metni klişeleri
-
(bkz: istanbul için korkutan uyarı)
üç yüz milyon yen olayı
-
japonya tarihinin en büyük soygunu olan ve günümüzde hâlâ çözülememiş bir şekilde gizemini koruyan san'oku-en jiken vurgununun türkçe adı.
10 aralık 1968 sabahı, nihon shintaku ginko isimli bankanın kokubunji/tokyo şubesine bağlı bir zırhlı sedana (nissan cedric h31), taşınmak üzere yaklaşık 300 milyon yen civarında nakit para metal kasalarda yüklenmişti. bu para, toshiba'nın fuchu fabrikası çalışanlarının o ayki ikramiye ücretiydi. bu arada bu tarihten altı gün önce bankaya isimsiz bir tehdit mektubu gelmiş ve yedi gün içerisinde belirtilen yere 3 milyon yen getirmedikleri takdirde bankanın şube müdürünün evini havaya uçuracaklarını söylemişlerdi. ancak bunu şube müdürü dahil kimse ciddiye almamıştı.
10 aralık tarihine geri dönelim. 300 milyon yen'in yüklü olduğu zırhlı araç, istikameti olan fuchu'daki toshiba fabrikasına doğru seyir hâlindeyken, peşine beyaz bir polis motosikleti takıldı ve durmalarını işaret etti. araçtakiler de durarak polise neler olduğunu sordular. polis adamlara araçtan inmelerini, şube müdürünün evinin patlatıldığını ve şu an içinde bulundukları araca da dinamit döşenmiş olduğunu söyledi. bunun üzerine h31'den inen adamlar, polisle birlikte arabaya döşenmiş dinamitleri sökmek üzere aracın sağını solunu aramaya başladılar. birkaç dakika sonra arabanın altından dumanlar yükselmeye başladı ve korkan adamlar kaçışırken "polis" de arabaya atlayarak kayıplara karıştı.
bu soygun üzerine japonya'nın en büyük polis soruşturması başlatıldı. tüm japonya'da 110 bin şüpheli isim sorgulandı ve 170 bin polis görev aldı. birkaç isim tutuklanmış olsa da hepsinin masum olduğu sonradan ortaya çıktı ve bu olay hâlâ çözülemedi.
(merak edenler için; 10 aralık 1968 tarihinin 300 milyon yen'i, bugünün kuruyla yaklaşık 1 milyar yen (10 milyon dolar) yapıyor. belki bu miktar bugün, bankalar ve/veya büyük şirketler için hiçbir şey değildir ancak soygunu 1968'de bir kişinin tek başına yaptığını unutmayalım.)
boğazdaki yalı sahiplerinin meslekleri
-
doktor, mühendis, öğretmen vs. değillerdir.
mario puzo'nun the godfather adlı şaheseri, balzac'a ait olan şu sözle başlar: "her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir."
başkanlık sistemine desteğin yüzde 45.5 olması
-
"oyları kimin verdiği değil kimin saydığı önemlidir"
josef stalin-1923
demet akalın'ın içkiyi garsonun başına dökmesi
-
külliyeden görmesinler demet. sonra sıkıntı çıkar.
hayata dair iç burkan detaylar
-
çok yakın bir arkadaşımın eşini kanserden kaybettik geçen kasım ayında.
ölen arkadaşım rus vatandaşıydı ve evliliklerinin 5.yılında türk vatandaşlığını almak üzereydi, üç seneye yakın zamandır işlemler bir türlü tamamlanamıyordu.
2018 sonunda kansere yakalandı, atlattı. ikinciye nüksetti.
oturum izni vs diye uğraştı hep hastalığı devam ederken de.
tabii polis 3 kere randevu verdi "gelip evde ziyaret edeceğiz" diye ama gelemedi.
kızcağız hastalık ikinci kez nüksettiğinde durumu ağırlaşma emareleri gösterirken bile işin titizlikle yürümesi için randevuları evde bekledi.
kemoterapisi devam ederken göç idaresinden çağırdılar, o kalabalığa, o ortama zorla soktular 5 dakikalık basit bir işlem için.
o gün olmazsa olmaz diye bastırarak.
gitti.
işlem olsun diye.
derken hastaneye yatırıldığında polis biz geldik evde yoksunuz dedi habersizce.
kızı hasta yatağında üzdüler.
ve durumu aniden ağırlaşıp 10 günde bizlere veda etti genç yaşında.
vefatından sekiz ay sonra dün eve tebligat gelmiş.
"tebrikler vatandaşlığa kabul edilmeye hak kazandınız, fotoğrafınızla gelin."
burokrasinin yavaş işlemesi mi?
genç bir bilim insanının hayatının baharında göçüp gitmesi mi?
diye kaybolduğumuz bir anda eşinin kaybına alışmaya yeni başlayan biri için hayatın böylesine iç burkması ve o anlara şahit olmanız...
her şey bazen o kadar anlamsızlaşıyor işte.
onların doları varsa bizim de halkımız var
-
cumhurbaşkanı’nın az önce rize’de yaptığı konuşmada sarfettiği söz.
ne yapalım cumhurbaşkanım halkı mı bozduralım? ya da halk sokaklara çıkıp dolarların altına mı yatsın? nedir yani?
edit: kaynak
https://m.mynet.com/…llah-imiz-var-politika-4322998
hülya avşar'ın 31 yıllık sanat hayatı
-
hülya avşar'ın hiç şüphesi olmayan hayattır. tek bilinen filmi berlin in berlin olan ve 1 albüm mü ne çıkarmış olan bir insanın sanat hayatıdır.
http://m.radikal.com.tr/…ezlikten_geliyorum-1251970
bu sanat ise, türkan şoray'ınki, adile naşit'inki, kemal sunal'ınki, ruhi su
'yunki, ahmet kaya'nınki, cem karaca'nınki, erkan oğur'unki nedir?