hesabın var mı? giriş yap

  • tavuğun en lezzetli yerinin “istiridye” de denilen ve fransızca “sot-l'y-laisse” (bunu bırakan enayidir) adıyla bilinen, ilium (kalça kemiği)nin dorsal çukurunda yer alan koyu renkli, sulu ve yoğun lezzetli et parçası olduğu iddia edilir.

    ortalama badem şekli ve boyutunda olan bu etten her tavukta iki adet bulunur.

    anatomideki yeri için tık

    bu kadar nadir olması nedeniyle; tarihte imparatorlar ve önemli kişilerin payı olarak bilinir. sözkonusu parçanın tavuğun en lezzetli parçası olup olmadığı konusunda tartışma sürmektedir. bazı çevreler, bunun nadir bulunması nedeniyle abartıldığını savunur.

    fakat aristokratların kaçırdığı,
    daha doğrusu “fakir yemeği” olarak gördükleri için gözardı ettiği boyun belki de tavuğun en lezzetli yeridir.

    buradaki kaslar en fazla oksijenle beslenen liflerdir. rengi koyu ve tadı yoğundur. özellikle köy tavuğunun vertebrası sağlam ve kasları iyi gelişmiştir. ilik ve derisinin verdiği lezzetle, çorbası nefis olur.

  • yıl 1976...
    tıraş bıçağı firmasının (gilette) tüm dünyada yayınlanacak reklam teklifini reddeden tarık akan'ın kapısı bu kez otomobil reklamında oynaması için çalındı.
    yanıtı yine "hayır" oldu.
    daha sonra döneminde şampuan, diş macunu, banka ve bir çok önemli firmanın reklam tekliflerine de yanıtı her zamanki gibi "hayır" oldu.
    bu astronomik reklam tekliflerini hiç düşünmeden reddeden tarık akan, bunun sebebini o dönem şöyle açıklamıştı.
    "bu teklifler tarık akan olduğum için yapılıyor. bu adı ben kimden aldım? sinema seyircisinden aldım. onlar beni tarık akan yaptılar. şimdi bu tekliflere "evet" dersem onlardan aldığım bu adı onlara tekrar satmış olurum. dünyada her şey para değildir."
    (ses dergisi röportajı)

    tarık akan, zirvede olduğu 45 yıl boyunca, kendisine gelen reklam filmi tekliflerini geri çevirdi. hiçbir reklam filminde oynamadı. duruşundan ve çizgisinden asla taviz vermedi.

    senin gibi onurlu birisi bir daha gelmedi.. büyük usta.

  • edit: haber yalanlandı, dolayısıyla sevincimiz, umudumuz da havada kaldı. yazık ki ne yazık...

    kim bilir yok yere kaç canı feda ettik bu 30 saat geç alınan karar süresinde. bozuk televizyon gibi sırtına vura vura devlet çalıştırıyoruz.

    arama kurtarma faaliyetleri için geç fakat güvenlik, koordinasyon, barınma, beslenme ve ulaşım sorunları için nihayet ordu görevinin başında.

    haydi aslanlar toprağın altındakilere el uzatmanıza izin vermediler ama şimdi toprağın üstündekilere kol kanat germe vakti. kimsenin size suç bulduğu yok. bu geç alınan kararın vebalinin sahibi belli. sizlere güveniyoruz.

  • maaşlar tüketim falan her şey saçmaladı.
    45 tl'ye tavuk sosisli kumru var 50 tl'ye iskender yiyebiliyorsun.
    sanayide çırak 4.5k başlıyorken mühendis 6 ile başlıyor. yeni avukat asgari ücret bile almıyor. doktorlar zaten herhangi bir meslek erbabının kendilerinden daha fazla kazandığını hala kabul edemez durumda. her duyduğunda sürekli şok olup tivit atıyorlar.
    bir litre su olmuş 5 lira. simit 6 tl. aç bitir salam 6 tl.

    75 liraya geçen gün lokum et yedim. dün kelle eti mi ne eti olduğu belli olmayan kuşbaşılı kaşarlı pideye 50 lira sokmaya çalıştılar.

    tavuk döner 30 lira olmuş. domatesin teki 4-5 tl.

    adam 30 liraya kahve satıyor fıçı bira 30 tl.

    ne nasıl yürüyor kimsenin haberi yok. bişi diyen de yok. kimse itiraz da etmiyor. saçmalık saçmalık üstüne.

    sıkışan zam yapıyor da oğlum öyle bir zam şekli yok. sonumuz hayrolsun.

    edit: bazı arkadaşlar konuyu anlamamış. ne yapsın adam falan diyor. hükümet yeteneksiz bilgisiz olabilir ama serbest piyasaya neredeyse hiç karışmıyor. 100 km yol özel arabayla lpgli 100 tl civarı olabiliyorken nasıl 50 kişiyi taşıyan otobüs kişi başı 100 tl kesebiliyor. minibüs indi bindi nasıl 5 lira yapabiliyor. ben işin burasındayım. yakıt masraflarının ne olduğunu herkes biliyor. dengesizlik değil mi olm bu ?
    mantığı var mı bu işin ? 3 aktarma yapan arkadaş var. geçen gün taksi kullanmış 10 lira fark ediyor toplu taşımayla mantıklı mı bu ? ben mi kafayı yedim ya anlamıyorum. 10 lira iki simit etmiyor ama seni toplu taşımadan kurtarıyor. ee uzaktan bakınca da bir simit 6 tl olmuş oha diyorsun
    ulan ailem yazlıkta kızkardeşim geçen otobüsle gelmeye kalktı 320 lira almış. dedim bu işte yanlışlık var.
    uçak biletine baktık 280 tl dönüşü uçakla yaptı. ulan biri otobüs biri uçak.
    mantıklı mı gerçekten bu iş ?

  • grammer ile falan gereğinden fazla uğraşarak boşa kürek çekilmemesi gereken eylem.

    bu dili edinmek istiyor isek beynimizdeki "lad" (language acqusition device - dil edinim aygıtı) denen birimi harekete geçirmemiz gerekiyor. bu lad grammer çalışarak, kelime ezberleyerek devreye girmiyor. (kelime de ezberlenerek öğrenilmez zaten) lad'ı devreye sokan faaliyetler listening ve reading. evet, bu kadar net. temel seviyede ingilizceye sahipseniz bol bol okuyup dinleyeceksiniz. bu dili öğrenmeye ayırdığımız zamanın en az % 80 ini dinleme ve okumaya ayıracağız. sessiz dönem dediğimiz bu süreçte kendimizi konuşmaya ve yazmaya zorlamayacağız. denersek de grammer kurallarına uygun cümleler kurmayacağız; bu yarardan çok zarar getirecektir. sessiz dönemde dinleme ve okuma ile yoğun inputa maruz kalarak kullandığımız kaynaklardan sağlıklı bir şekilde bilinçaltı grameri alacağız zaten. zamanla konuşma ve yazmanız akıcı ve doğal hale gelecektir.

    to sum up,
    - belirli bir seviyeye gelene kadar konuşma ve yazma ile kendimizi zorlamayacağız.
    - zamanımızın büyük bölümünü dinleme ve okumaya ayıracağız.
    - okuyacağımız ve dinleyeceğimiz materyallere aşina olacağız, benzer konular hakkında veya aynı yazara ait materyalleri okuyacak/dinleyeceğiz (advanced seviyeye gelene kadar).
    - okuyacağımız ve dinleyeceğimiz metinlerin ilgi çekici olması gerekir. dil edinimi keyifli olmalıdır.
    - lad'ın fabrika ayarları dinleme üzerine kuruludur. kulağımızın boş olduğu hemen her anı dinleme ile doldurmaya çalışacağız. dinlemenin mümkün olmadığı zamanlarda da okuma yapacağız.
    - orjinal dilinde izleyeceğimiz ve orjinal dilinde altyazılı okuyacağımız filmler çok değerli kaynaklardır.

    not: okunulan kaynaklardan derlemedir.