hesabın var mı? giriş yap

  • emin olun olimpiyatları biz kazansaydık aynı durum japonya'da bizim başımıza gelmezdi.

    her yerden pislik akıyor artık bir şey diyemiyorum.

    ayrıca henüz sebebini bilmesek de ben olimpiyatlarla ilgili olduğunu da hiç sanmıyorum.

    iğrenç olay. başka tanım yapamıyorum...

    edit: "emin olun olimpiyatları biz kazansaydık aynı durum japonya da bizim başımıza gelirdi" de, sonra yazdığını sil, bir daha yaz, eğip büküp kıvırmaya çalış. he canım he müslüman anadolu halkına saldırıyorum. bir müslüman olarak müslüman anadolu halkına saldırıyorsam sen de bi düşün ne bu tepki diye. masum bir turisti, bir "insan"ı, sırf canın öyle istedi diye öldür, adına da müslüman de. hangi kitapta yazıyor ulan! işiniz gücünüz her olaydan mağduriyet çıkarmak, hem de bir cana kıymışken!

    rezil ülkemin rezil vatandaşına saldırıyorum ve utanıyorum artık! japon arkadaşlarımın yüzüne bakmaya utanıyorum! ben türk'üm demeye utanıyorum!

  • cumartesi arkadasimin dugunune gidicem. cok da tanidigim samimi oldugum biri degil, arkadasimin arkadasi ama kirmayalim diye gidelim dedim. neyse beni gelip alacaklar sonra dugun salonuna gidicez. gomlegimi, pantolonu falan utuledim suslenip puslenip bunlari(beni alacak arkadasi) beklemeye basladim. lan ne gelen var ne giden. ariyorum caliyo caliyo telefonunu acmiyo. mesaj atiyorum cevap vermiyo. kizdim sinirlendim, atladim bi dolmusa kendi basima dugunun yapilacagi mekana gittim. kapida karsilama fasli falan tabii ben samimi olmadigimiz icin gelinle damadin anne babasini da dogal olarak tanimiyorum. neyse oturdum bi masaya, ufak ufak atistiriyorum falan derken bi alkis kiyamet koptu konfetiler falan gelinle damat geldi. lan o da nesi?! kizi tanimiyorum, damadi hic tanimiyorum... hemen elimi telefona atip facebook'a girdim. basimdan asagi kaynar sular dokuldu, meger dugun yarinmis ve ben hic tanimadigim birilerinin dugununde alkis tutuyorum yiyorum iciyorum. neyse hic caktirmadan oturdum yerime, kalktim dans ettim, halay cektim, ickimden yudumladim yedim ictim mekani terkettim. kimse de bana "aga sen kimsin?" diye sormadi. turk insaninin ne kadar misafirperver oldugu bi kere daha tescillenmis oldu. muhendiz bi cocukla tanistim cerenle nerden arkadasiniz, okuldan mi dedi. evet diyip hizlica konuyu degistirdim. lan ne ceren'i ben burcu'nun dugune geldim amk. adamlar yarin gerdekten sonra acip dugun kasedini izliycekler. ortalikta dolanan bi tip halay cekiyo oturmus iciyo falan kim lan bu diycekler ahahah

    ertesi gun yani bugun oldu arkadas aradi. hadi in seni almaya geliyoruz diye. yok abi ben ateslendim cok kotuyum diye savusturdum gitmedim. simdi bugun de gitsem mekan sahibi, garsonlar diycek lan bu dun de burdaydi, gene gelmis diye.

    bu da boyle bi ani olarak not dusulsun.

  • ülkenin iktidarı lebaleb takılıp mitinglerde halay çekerse, halk da bildiğini okur.

    imam osurursa misali...

  • gelen aramayı yine arkaya atamıyoruz. telefonu esir alıyor. ya no'ya basacaksın ya da cevap vereceksin.

    benim anlamadığım dünyada bundan şikayeti olan 3-4 kişi falan mıyız? o yüzden mi yıllardır gelmiyor bu özellik?

  • konyak, brendi, alman brendisi ya da armangac, isimleri farklı da olsa hepsinin ortak özelliği ; anamaddelerinin bir ya da iki kere damıtılmış şarap olmasıdır. yine de herbiri farklı orjine, geçmişe ve tipik üretim yöntemine sahip olduğu için aralarında farklar vardır.

    konyak, sadece fransa'da bordeaux'nun kuzeyindeki cognag şehrinin içinde ya da çevsesinde üretilir. bu alan dışında üretilen içkiler ise benzer ürünler olsa da kesinlikle ve kesinlikle gerçek konyak değildir. çünkü konyak fabrikasyon olmaktan çok hava şartlarına, toprağa vesaireye de bağlı bir içkidir. ülkemizde mesela kanyak denir alternatifine. cognag bölgesinde deniz yakın, sıcaklık ideal ve toprak üzümleri en iyi şekilde üretilebilicek şekilde tebeşirlidir. dolayısıyla bu üzümler dünyadaki en iyi brendinin içine girmek için mükemmel bir altyapıyı oluşturur. yeri gelmişken belirtmekte yarar var ki her konyak aynı zamanda bir brendidir ancak her brendi aynı zamanda bir konyak değildir.

    tarihsel olarak baktığımızda ise konyağı sanılanın aksine fransızlara değil hollandalılara, şansa ve ingilizlere borçluyuz. 1638lerde onlar tarafından kullanılan yöntemlerin fransızlar tarafından tekrar gözden geçirilmesiyle konyak bugünkü halini aldı.

    üretim tekniklerine gelince, aoc ( appellation d'origine controllee, 1938' den beri yasal üretim bölgesi) olan konyak üretimi için çok katı kanunlar bulundurmakta ve üretimi için sadece folle blanche, ugni blanc ve colombard denilen üzümlerin kullanılmasına izin verilmektedir. şarap üretilirken şeker karıştırmak kesinlikle yasaktır ve bu üzümler charentaise yöntemiyle (yapay preslerle) sıkılır. damıtımı sadece kasım ve mart sonunda ve sadece tipik bakır imbiklerle 2 kere yapılır. viski de olduğu gibi baş ve kuyruk, yani damıtımda elde edilen ilk ve son alkol kalbinden (göbek-ortadan alınan alkol) ayrılır ve sadece alkolün 'kalbi' kullanılır. yapımında kullanılan fıçıların bile limousin ya da tronçais gibi özel bölgelerden getirildiği konyak 270-450 ltrelik fıçılarda yıllandırılır. işte konyağın asıl rengi ve aroması da bu fıçılardan geçer. yıllandırma en az iki yıl yapılır, en iyi konyaklar ise onlarca yıl dinlendirilebilirler.en fazla 60 yıl yıllandırılabilinen konyak eğer bu fıçılarda daha fazla tutulursa ahşaptan konyağa çok fazla aroma geçer ve bu da içkiyi öldürür. bu dinlendirilmeler sonucu oluşan buharlaşma ise her yıl neredeyse 20 milyon şişeye eşdeğerdir. buna da '' angel's share'' yani meleklerin payı denir.

    son olarak konyak şişeleri üzerinde yazan kısaltmalar değinmek gerekirse bu kısaltmalar konyağın yıllandırılmasıyla alakalı olarak bize değeri ve içimiyle alakalı ipuçları sunmaktadır. bunlar:
    vs (very special): en az 2,5 yıl yıllandırılmış
    vo ve vsop ( very old ve very superior old pale): açık renkli ve eski en az 4,5 yıl yıllandırılmış.
    xo (extra old): en az 6,5 yıl yıllandırılmış konyaklardır.

    kaliteli konyakların yaşları, tüm bu minimum yıllandırma yaşlarının çok çok üstünde olmakla beraber her firma yüksek kalitesini devamlı olarak garanti eder. fine denilen konyak ise sadece %100ü belli bir bölgeden gelen konyaklara denir.

    ve en son son olarak ünlü konyak üreticilerinden camusnün şirket başkanı jean-paul camus'nün şu sözleriyle konyak konusunu noktalamak istiyorum: mükemmel bir konyak yapmak zor değildir. bunun için tek ihtiyacınız büyükbüyükbaba, büyükbaba ve babanızın hayatını bu amaca adamış olmasıdır.

  • sevgilimi telefonuma google diye kaydettim,aradigim hersey onda" diyen insan..."sevgilin dünyanin en büyük motoru farkinda misin?..!