ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
18 mayıs 2014 isviçre asgari ücret referandumu
-
şu haberi okuyup okuyup ağlayasım var:
http://dunya.milliyet.com.tr/…y/1884441/default.htm
asgari ücret 4000 frank (9400 tl) olsun mu diye referanduma gitmişler.
(@yapici uyardı 4000 frank ağustos 2021 itibariyle 37200 tl olmuş. türkiye'de brüt asgari ücret 3577tl imiş. onda biri)
insanların asgari ücret deyince aklına 9400 tl gelmesine ağlayasım var.
böyle bir kararın halka sorulmasına ağlayasım var.
koca bir ülkenin %90'dan fazlasının hali hazırda bu maaşı ve fazlasını alıyor olmasına ağlayasım var.
halkın bu ücreti yüksek bulduğu için, böyle olursa iş adamları gelmez gibi rasyonel bir gerekçeyle reddetmesine ağlayasım var.
bütün bunların üzerine ülkemize ve özellikle soma'ya bakıp, "borcum var 1500 tl için yine madene inerim" diyen işçi kardeşlerime bakıp ağlayasım var.
not: daha ağlamadıysanız bir de şunu deneyin:
isviçre doğrudan demokrasi ile yönetiliyormuş, yılda 4 kez referandum yapılıyormuş, asgari ücretten alınacak uçağa, pedofililere verilmesi gereken cezaya kadar birçok konu halka soruluyormuş.
not 2: bokunu cikartma uyardı. beğenmedikleri milletvekillerini referandumla azledebiliyorlarmış. gözyaşları pınar olsun.
edit: @yapici uyarısı ile kur güncellemesi eklendi
türklere sorulan salak sorular
-
bir alman*, bir isviçreli*, bir türk* konuşmaktadırlar. daha öncesinden alman kızın bir sürü saçma sorusuna muhatap olunmuştur.yeniden başlar:
a: sizde erkekler dört kadınla evlenebiliyorlarmış, doğru mu?
t: ` :yine mi `evet, evlenebiliyorlar
a: gerçekten mi? peki araplardan farklıydınız hani?
t:evet farklıyız, bizde kadınlar da dört erkekle evlenebiliyorlar
a:nasıl yani?
t: bak babamın 4 eşi var biri öz annem, annemin 4 eşi var biri öz babam, diğerleri üvey
anne ve babalarım ama aslını söylemek gerekirse üvey anne ve babalarımın eşlerinden
gelen üvey anne ve babaların sayılarını ben de bilmiyorum
alman kız biraz duraksar, kafasından hesap yapmaya başlar, işin içinden çıkamaz. isviçreli ile türk yerlerdedir. sonra isviçreli kıyamaz, türk'ü bile şaşırtan açıklamayı yapar:
i: onlar evlilik yasalarını bizden aldılar, sizden çok çok önce sizin bugün sahip olduğunuz haklara sahiplerdi.
türk ve alman şok içinde kalırlar.
saniyelik salaklıklar
-
metal dedektöründe öttüğünü bildiğim güneş gözlüğünü gözümden çıkarıp kafama takmak.
güneşin bir gün sönecek olması
-
o yüzden idareli kullanıyoruz, akşamları yakmıyoruz.
metrobüsü kaldıralım yürüyen bant yapalım
-
her durakta cümleten duracak mıyız yoksa inmek isteyenler denk getirip atlayacak mı, anlaşılamayan proje.
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
-
'müsait bir yerde rica edebilir miyim'
bu nasıl bir tahrik cümlesidir yahu?
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: 6 yıllık sevgilimden ayrılalı 2 yıl oldu
entry 4: 2 yildir birileri sikio demek ki
entry 5: @4 inşallah 2 yıldır
yaratıcılığı körelten şeyler
-
denememek ve en önemlisi vazgeçmektir.
yaratma güdülerinde bilişsel yöntemleri savunan wolfgang köhler'in "iç güdüsel öğrenme" * olarak açıkladığı bir kavram vardır. bu kavram istediğiniz şeylerin etrafında devamlı dolanıp ona bir anda ulaşmayı yani aydınlanmayı öngörür. en başta fark edemediğiniz ya da araştırdığınız konu bir anda içinize doğarak önünüzde belirir.
devamlı bir konu üstünde uğraşırken beynimizde yeni nöron bağlantıları kurulur ve beynin nöroplastik yapısı gereği yeniden yapılanır. siz o işle uğraştıkça aslında hiç bir gelişme olmuyor sansanız da gelişiyorsunuzdur. işte burada "vazgeçme" kavramı devreye giriyor. sizin farkında olarak işe yaramadığını sandığınız konu üstünde kendinize "işe yaramıyor, en iyisi vazgeçmek" komutunu gönderiyorsunuz ve yaratıcılık orada bitiyor. nöroplastisiteyi her alana uygulamak mümkün. negatif bir kavram olarak obsesyonlar da böyle kazanılıyor, pozitif anlamda bilgi de böyle kalıcı hale geliyor. yani davranışınız neyse beyniniz ona göre tekrardan yapılanıyor. kısaca neyi devamlı yaparsanız o olursunuz diyebiliriz.
(bkz: nöroplastisite/@karanlikruya)
kohler çalışmayla da bunu ispatlamıştır. maymunu bir odaya kapatır ve tepeye muz asar. çevreye de sandalyeler, eşyalar ve sopa koyar. maymun en başta ne yapacağını bilemez, inatla muza zıplar ama ulaşamaz, ardından sandalyeyi alır üstüne çıkar ve yine zıplar fakat yine başarılı olamaz. denemeye devam eder. çünkü açtır ve güdülenmiştir ve diğer eşyayı sandalye üstüne koyar, yine ulaşamaz. en sonunda 2 eşyayı üst üste koyup sopayı da kullanarak muza ulaşır.
demek ki işe yaramadığını düşünsek bile o işte bir şey yaratmaya devam etmeye çabalamamız gerekir.