hesabın var mı? giriş yap

  • şu dünyada yavrusu yanında olan bir anne ayıdan daha tehlikeli tek şey kadıköyde 10 kişi kalmış bir bejekedir.
    not: gs

  • gezici'nin anket yasağı öncesi son araştırması

    akp yüzde 39,3,
    chp yüzde 28.5,
    mhp 17.2,
    hdp 12,
    diğerleri. 4...

    sonuç gerçekten buna yakın çıkarsa doğu bölgesine hiç gelmemiş 3 arkadaşı bölge turuna davet edip, tüm tarihi mekanlar, yöresel tatlar için misafir edeceğim.

  • aslında şimdi yazaklarımı çok rahat liverpool, arsenal veya ne bileyim fever pitch başlığına da yazabilirdim. aslında bu şimdi yazacaklarım olduğu zaman bu ligin ismi premier league bile değildi. ama murat kosova'nın "işte premier league bu!" cümlesinin içini çok iyi doldurduğunu düşündüğüm bir hadiseler topluluğundan söz edeceğim için, bu başlığa yazmakta karar kıldım.

    1988/89 sezonu

    yazının başlığına bakınca aklımıza fenerbahçe'nin 103 gollü, rekor sezonu gelir ve benden de zaten bu tip bir yazı çıkar ama aynı sezonun ingiltere'sini yazmak istedim.. çok absürd bir sezondu ve esasen pek çoğunuzun yakinen bildiğine emin olduğum bu sezona dair bir iki ayrıntı vermek istiyorum...

    önce elimizde neler var bir ona bakalım? ya da neler yok?

    80'lerin sonunda ilk olarak günümüz ingiliz futbolunu domine etmekte olan manchester united'ın esamesi yok mesela. son olarak 1967'de şampiyon olan kırnızı şeytanlar, 26 senelik acı bekleyişlerinin 22. senesindeler henüz..

    yine günümüz ingiliz futbolunun en önemli takımlarından chelsea, 88/89 sezonunda bir alt ligde yine günümüzün bir başka ingiliz fenomeni manchester city ile kıran kırana şampiyonluk mücadelesi vermekte.. nihayetinde mutlu sona ulaşacaklar ve bir daha düşmemek üzere premier lig'e, o zamanki adıyla division 1'e yükselecekler..

    ancak yazımızın konusu ne chelsea, ne de diğer manchesterlar..

    80'ler denince ingiliz futbolunu domine eden, bugünlerde yaşı 40 ve üstü olan bir çoğumuzun halen gönülden bağlı olduğu bir liverpool gerçeği var.. liverpool, geçen sene 11 maç üst üste kazanıp, son 3 haftada 2 maçta 5 puanı bırakmasaydı, çeyrek asır sonra biz orta yaşlı liverpool'luları mutlu edebilirdi.. ancak olmadı.. oysa 80-90 arasına tam 7 şampiyonluk sığdırmıştı..

    şu halde efsane 89 sezonunun bir aktörünün liverpool olduğunu görebiliyoruz.. peki diğer(ler)i kimdi?

    liverpool kentinin bir diğer takımı everton'ın söz konusu 10 yıllık dönemde 2 şampiyonluğu var, bir kere de aston villa'nın..
    günümüzün hadi 1. sınıf demesek te, kalbur üstü addedilebilecek takımları..

    arsenal'e henüz değinmediğimi farketmiş okur kardeşlerime sabırları için teşekkür ediyorum. koyu bir arsenal taraftarı olan, günümüz edebiyatının babalarından nick hornby, arsenal maçlarıyla özdeşleştirdiği, otobiyografik eseri fever pitch'te der ki: "küçük takım taraftarı olmak belki de en iyisi, en azından yerini biliyorsun.. ama arsenal gibi bir takıma aşıksan, hayat sana normalden çok daha büyük kötü sürprizler verebiliyor..."

    arsenal'in 1. lige yükseldiği 1920 senesinden beri hiç düşmediğini, 1971'e kadar geçen sürede ise 8 şampiyonluk aldığını düşünürsek.. londra merkezli en başarılı futbol takımı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.. özellikle 1930'ları domine eden arsenal, 1971 şampiyonluğunu, bir önceki olan 1953'ten tam 18 sene sonra almıştı.. 18 senelik bir hasret..

    bu yazıda mercek altına alacağımız 1989 sezonuna geldiğimizde, arsenal bu kez de 1971'den bu yana şampiyon olamıyordu. yine nick hornby'nin deyişiyle, bir sanat eseri icra eder gibi kaybediyorlardı..

    1988/89 sezonu yine liverpool'un favori olduğu bir sezondu.. bir önceki sezonda double double yapmışlar (fa cup + şampiyonluk) ve 88'i show yaparak bitirmişlerdi.. john barnes, john aldridge, ıan rush, peter beardsley ve emektar kenny dalglish'ten oluşan forvet hattı ne demek istediğimizi anlatır herhalde. kaleci bruce grobbelaar, defansta steve nicol, steve staunton, ortada jan mölby, ronnie whelan, steve mcmahon ve nicholas tanner.. kesin ismini atladığım da vardır....

    lige bu beklentilerin aksine çok kötü başladılar.. 9. hafta sonunda 3g 3b ve 3m ile ancak 12 puan toplayabilmişlerdi.. bu 3 mağlubiyetten belki de en absürd olanı kendi sahalarındaki newcastle united mağlubiyetleriydi. nitekim, newcastle sezonun tamamını toplam 7 galibiyetle, ki işte bu 7 galibiyetten biri deplasmanda liverpool'a karşı ve ancak 31 puanla sonuncu olarak tamamlayacaktı...

    ve sezon başında arsenal, son 18 senede bir kez bile şampiyonluk ve hatta 2.lik bile yaşayamamış arsenal*, pek kaale alınmıyordu. ancak sezona, görece iyi başladılar. sonunu getirememesiyle ünlü arsenal yine de pek ümit vermiyordu. 9. hafta sonunda 5g 2b 2m hiç fena değildi yine de..

    ilk devre biterken puan durumunun ilk 4 sırası şu şekilde idi:

    1- liverpool 38 p
    2- everton 37 p
    3- arsenal 36p
    4- man utd 35 p

    2. yarı, yeni yılın ilk günü man utd deplasmanına gitti liverpool ve 3-1'lik mağlubiyetle döndü. 1 ocak günü.. şubat ayında oynadıkları maçların yarısını kazandılar, yarısında berabere kaldılar.. ve sonra liverpool fırtınası başladı.. mart ve nisan'da oynadıkları her maçı kazandılar.. 9 maçlık galibiyet serisi.. liverpool vitesi yükseltirken diğerleri neler mi yaptı?

    arsenal, nisan sonuna kadar olan dönemde iki kez kaybetti ama bir iki de beraberlik dışında harika form tuttular. bu hafta gider, diğer hafta biter derken mayısa gelindiğinde puan durumu çok enteresan bir hal alacaktı. bir cümle diğer iki takıma değindikten sonra hemen bu puan durumunu nakledeceğim.

    everton ve man utd belki de tarihlerinin en kötü 2. yarı performansını gösterdiler ve lig bittiğinde everton 8. ve man utd ancak 11.ydi diyim siz anlayın. yani nisan bittiğinde artık yarışta kalan iki takım vardı.. arsenal ve liverpool.

    mayıs ayına enfes başladı arsenal. ligi 4. bitirecek olan norwich'i 5'lediler ve son hafta, son maçta küme düşecek middlesbrough'yu deplasmanda çok zor maç sonunda 1-0 yendiler.. önlerinde 3 maç vardı..

    tarih 06.05.1989.
    puan durumu:
    1. arsenal 72p
    2. liverpool 67p

    arsenal'in 1 maç fazlası vardı yalnız.

    arsenal'in kalan maçları:
    derby united (evinde)
    wimbledon (evinde)
    liverpool (deplasman)

    liverpool'un kalan maçları:
    wimbledon (deplasman)
    qpr (evinde)
    west ham (evinde)
    arsenal (evinde)

    averajları da verelim, arsenal +36, liverpool +32 averajda

    arsenal açısından işler şöyle enfes, evindeki 2 maçı da kazanırsa, 78 puan yapıyor, bu durumda, liverpool, kendileri ile oynayacaklar maçlar dahil seri halde kazanması lazım.., son maçta yenilmeseler yetiyor..

    liverpool için de yine şöyle enfes, kalan 4 maçını kazan ve yine şampiyon ol.. hatta fa kupasını da kazandığını dikkate alırsak, arka arkaya 2. double double işten değil..

    13 mayıs 1989
    arsenal içerde derby ile, liverpool deplasmanda wimbledon ile..

    arsenal kendi sahasında, 18 sene sonra şampiyonluğa bu derece yakınken, kaybediyor.. 1-2 yeniliyor ve binlerce taraftarı gözyaşı içinde terk ediyor stadı.. liverpool ise, wimbledon deplasmanında ölüp ölüp diriliyor ama 2-1 kazanıyor..

    puan durumu:
    1. arsenal 72p (avg +35)
    2. liverpool 70p (bir maçı eksik) (avg +33)

    16 mayıs 1989
    liverpool eksik maçında qpr'ı 2-0la geçiyor..
    puan durumu:
    1. liverpool 73p (avg +35)
    2. arsenal 72 p (avg +35)

    17 mayıs 1989
    arsenal kendi sahasında wimbledon ile berabere kalıyor!!
    puan durumu:
    1. liverpool 73p (avg +35) (1 maçı eksik)
    2. arsenal 73 p (avg +35)

    liverpool'da büyük mutluluk, arsenal'de büyük hüzün var. nick hornby'nin dediği gibi, bir sanat eseri oluştururcasına kaybediyorlar.. sonunu getiremiyorlar.. bir umut west ham maçlarını beklemekteler liverpool'un..

    23 mayıs 1989
    liverpool 5 west ham 1

    puan durumu:
    1. liverpool 76 p (avg +39)
    2. arsenal 73 p (avg +35)

    26 mayıs 1989

    ligin final haftasına girilirken tabela bu şekilde.. liverpool kazanır, berabere kalır veya tek farkla yenilirse bile şampiyon. maç liverpool'da.. 1974'ten beri, son 15 senede, arsenal, liverpool'da maç kazanamamış.. 13 maç yapılmış, 10'u liverpool, 3ü berabere.. 26 gol atmış liverpool, 7 gol atabilmiş arsenal...

    2 farklı galip gelemezlerse şampiyon olamazlar. esasen 2 fark gelince fark etmişsinizdir, her iki takım da 76 puan oluyor ve averajlar da 37.. böyle durumda şimdilerde ikili averaja bakılırken, o dönemde genel averaja ve eşitlikte atılan gole bakılıyor.. liverpool 65 gol atmış, arsenal ise 71.. hmmm.. 2 fark yetecek arsenal'e..

    80'den 89'daki o maça gelesiye dek 6 kez şampiyon olan liverpool, 74'ten beri yenilmemiş liverpool.. 2 fark yiyecek mi acaba?

    maç başlıyor ve arsenal saldırıyor. saldırıyor dediysek, ilk yarıda sadece 1 evet bir pozisyon var heyecan yaratan.. çizgiden topu çıkartıyor liverpool defansı. bunun dışında al gülüm ver gülüm, sıkışık, pozisyonsuz, sıkıcı bir maç.

    devre 0-0.

    2. yarı da benzer şekilde başlıyor.. ancak 53. dakikada, dönemin arsenal'inin en sevilen oyuncusu alan smith, duran top pozisyonunda arkadan sinsice çıkıyor, ofsayt taktiği yapan liverpool defansının arasından kafasını uzatarak durumu 1-0'a getiriyor.. tartışmalı bir gol, tüm liverpool oyuncuları hakemi sarıyor.. hakem de başta vermiyor golü.. yardımcısına gidiyor.. bir süre konuşuyorlar.. herkes nefesini tutmuş bekliyor.. en sonunda orta noktayı işaret ediyor.. evet gol.. 1-0 önde arsenal..

    yine nick hornby'den dinleyelim. öylesine umutsuz ki.. 1-0 öne geçince dahi mutsuz.. o esnada yanında olan arkadaşı, onun mutsuzluğuna anlam veremiyor. hornby, 2-0 lazım ama trajikomik şekilde 1-0 kazanıyoruz diyor. arkadaşı da, 2-0 kazanmak için mutlaka bir ara skorun 1-0 olması gerektiğini söylüyor :)

    arsenal bastırıyor ve tribünlerin pek tutmadığı thomas bir anda kaleci ile karşı karşıya kalıp son derece kötü bir şekilde vurarak belki de tüm umutları bitiriyor.. grobbelaar'ın kucaklarında eriyor cılız vuruş.

    dakika 90. sakatlık yüzünden oyun durmuş. sakatlanan ise yerde zaman geçiren liverpool'lu bir oyuncu değil. arsenal'den.. liverpool tribünleri şarkılar söylüyor. oyun başladı top liverpool'da.. saniyeler ilerliyor.. top bir türlü arsenal'lilere gelemiyor.. havalanıyor, düşüyor, yere inmiyor bir türlü.. inse de hep liverpool'lularda..

    saniyeler geçiyor, maç bitti bitecek.. liverpool atakta, barnes ceza sahasına giriyor.. o esnada hemen çizgide duran arkadaşına topu verse muhtemelen hakem maçı bitirecek.. içeri katediyor ama nigel winterburn topu kesiyor bir şekilde ve kalecisine veriyor.. kaleci hemen degaj.. kafayla indiriyor arsenal ve dakikalar önce bomboş topu kaçıran thomas'ın önüne geliyor gene top.. son saniye, son atak, son şut..

    thomas son adamı geçiyor, top bir ara ikisinin arasına sıkışıp sonunda thomas'ın önünde kalmaya karar veriyor.. ve grobbelaar açıyı kapamaya uğraşsa da, bu kez affetmiyor thomas.. son maç, son dakikanın, son saniyesinde bir mucize oluyor.. gooooooollll

    0-2 bitiyor maç.. arsenal, ıngiltere fubol tarihinin ilk aynı averaj'la biten sezonunun atılan toplam gol farkı ile (ve de sondur bu) ilk şampiyonu oluyor. 1971'den sonra 18 sene beklyerek bir mucizeye imza atıyorlar.. bunca yazdığım şeye rağmen belki de sadece şu linke tıklasanız da yeterli olacaktı.

    ancak bu öyle bir şampiyonluk ki, değil bu benim naçar cümlelerim, değil sözlüğümüzdeki değerli yorumlar* kitaplar yazılsa az..

    http://www.youtube.com/watch?v=bqmo3s2elpe

    baki hörmetler.

    edit: bir iki tapaj ve de hede hüde..

  • videoyu izleyerek, ''ama köpek de kuyruk sallamış'' diyecek bir kitleyle beraber yaşıyoruz.

    edit: ''köpek, istemiyor olsaydı kuyruk sallamaz, ısırırdı'' diye mesajlar geliyor. tabii ki, bütün sülalesi eşekle çiftleşerek çoğalmış olan insanlar için normal bir durumdur.

  • devlet tiyatrolarında izlenen bir oyundur.

    oyunun adı çok önemli değil. oyunlar genel olarak kaliteli. indirimli olarak 6.00 tl'ye alınan bilet ile gerçekten çok iyi oyunlar izleniyor. kaldı ki balkon vs. gibi kategorilerde alınırsa bilet fiyatı 4.00 tl'ye kadar düşüyor.

    sinema biletlerindeki fahiş rakamları da göz önüne alırsak devlet tiyatrolarında izlenen oyunlar parasına mutlaka değiyor.

  • türk polisi'nin işini ne kadar ciddiyetle yaptığına dair de ciddi emareler içeren bir hikayesi olan aile.

    evden kaçıp sokakta bayılan tecavüze ve işkenceye uğramış çocuk var.
    aynen geri postalanıyor.
    gerçekten bravo.

  • konuşun ey sanatçılar!

    konuşun ey şarkıcılar!

    şu an bu toplum kafası kesik tavuk gibi.

    düşünemiyor, göremiyor, anlamıyor.

    söyleyin!

    anlatın!

    gösterin!

    hatırlatın!

    bu milleti gaflet uykusundan uyandırın!

    korkmayın ulan!

    korkanın vatanı da, milleti de, evi barkı da olmaz!

    gerekirse bu halkın kafasına vurun, gözüne sokun!

    şu saatten sonra bu bir milli seferberliktir!

    gaflet uykusundan uyandırın bu milleti!

    yoksa helak olup gidecek koskoca bir ulus!

    halkın önüne çıkan herkesin halkı uyandırma vebali boynuna!

    en az ünlüsünden en çok ünlüsüne!

    sanatçısından aydınına kadar herkes!

    korkmayın, konuşun, anlatın, gösterin!

  • böyle kurumsal şirketlerde bu işin çözümü basit. gerekli mercilere şikayette bulunun, olayın kamera görüntüleri vs. zaten mevcuttur. bu tarz kurumlar özellikle müşteri ilişkilerine önem vermek zorunda. aptal müdürenin gerekli cezayı alması, belki işine son verilmesi çok olası.

  • önyargıyla gitmeme rağmen üzerimde oldukça etki bırakan, hatta hiç yapmadığımı yaptırıp beni höngür şofurt ağlatan film. hayata herşeye rağmen bu denli tutkuyla bağlı bir kadını izlemek, ot bok yüzünden sürekli depresyona giren birinde ağlatıcı etkiye sebep olabiliyor*. müzik ve renkler, onca acıya rağmen sıcacık bir hava, bir canlılık katıyordu filme ki bu da frida kahlonun hayatındaki tezatın güzel bir yansımasıydı fikrimce.

  • bakmayın siz bizim ergen ekşi yazarlarının kendi çapında dalga geçtiklerine, bilmiyorlar ki doblo dünyanın en rasyonel otomobilidir.

    1- piyasada gezenlerin asgari %80 ninin falan üzerinde taşıdığı 1.3 multijet motor ile türkiyede en az yakıt tüketimi olan ticari araçtır.(km de 22-26 kuruş)(bkz: multijet)

    2- gene 1.3 multijet motor tiplerinde her 10.000km de bir bakıma girer(az biraz gönlü geniş bir adamsanız 20.000km'ye kadar yolu var bunun). bakım ücreti(4 litre selenia yağ, yağ filtresi, mazot filtresi, hava filtresi, polen filtresi) işçilik hariç kdv dahil 106tl, işçilik ve kdv dahil 150tl dir.

    3- silecek süpürgelerinin 3'ü(2 ön 1 arka) 20tl dir.

    4- 195/55/15 gibi piyasanın en ucuz(genelde 4'ü 400tl) ve en yaygın lastik ölçüsünü kullanır.

    5- 6 yaşa kadar 1.3 multijet in senelik motorlu taşıtlar vergisi 700tl dir.

    6- iç hacmi hayvan gibidir 2 bacanak 8 çocuk ve hanımları ile ta istanbuldan tekir yaylasına bayram tatiline hiç sıkışmadan gider. aynı ekip dönüşte köyden 5 bidon turşu 5 kova salçayı getirirken de gene çocuklar gibi şendir.

    7- müzik sistemi vasatın üzerindedir empeüç mempeüç hepsini çalar. hele de yuesbi de neşet ertaş arşivi varsa deymeyin keyfine.

    8- arka koltukları yatırınca 2.500 litre bagaj hacmi vardır. çok kereler 1 ton üzeri yükle uzun yol(konya-karaman, konya-beyşehir vs.) yapmışlığım vardır. banamısın demez.

    9- yok euro diesel, yok ultima diesel, yok kırsal diesel seçmez ne koysan yakar sıkıntı çıkarmaz.

    10- mazot pompası değil mübarek vidanjör takmışlar. tık demez -40 derecede bile işini yapmaya devam eder.

    11- piyasada ekseri turbodizel motorun enjektörleri 100.000km civarında cartayı çekreken bu cengaverin enjektörleri en az 200.000km hiç araz çıkarmadan işini yapmaya devam eder.

    12- triger kayışı yoktur. kayış yerine kullanılan çelik zincirin ömrü ortalama 200.000km dir.

    13- garett marka turbosu insan gibi binilirse en az 250.000km boyunca taş gibi sağlam kalır.

    14- paslanmaz çelik egsoz sisteminin ömrü 10 yıldır.

    15- farlar, sis farları, tampon ve aynalar gibi hasara en çok müsait yedek parçaları komik derecesinde ucuzdur ve neredeyse yapı marketlerde bile satılacak kadar yaygındır.

    16- yedek parçasının ucuz olmasından dolayı piyasada kasko fiyatları en ucuz ticari araçtır.

    17- gene yürüyen aksamı özellikle ön düzeni taş gibidir. anadolunun bozkırları ve karadenizin yaylalarında ne kadar işkence ederseniz edin arıza çıkarmaz. şehir içinde 50cm lik kaldırımlara çıkıp inmek en büyük hobisidir zaten.

    18- altı yüksektir ay sürtecek ay vuracak endişesi olmaz.

    19- elektrikli elektronik aksamı mp3 lü radyo dışında neredeyse olmadığından her gün ayrı bir yeri bozulmaz. zaten olmayan donanım nasıl bozulsun öyle değil mi.

    20- çift sürgülü kapısı ve yukarı açılan arka kapısı ile ergonomi ve user friendly nin kitabını yazmıştır.

    21- ikinci eli reşat altın seviyesindedir. bugün ödenecek senedi, çeki, kredi taksidi olup da etraftan ödünç para bulamayan esnaf, sanatkar veya zanaatkar. doblosunu sahibinden.com sitesine ilana koyup. fiyatını piyasasının 1.000tl altına yazıp. ilan başlığına da "ödememiz var acil satılıktır" yazarsa 1 saat içinde satılmama gibi bir ihtimal yoktur.

    22- (bkz: tuğra).

    23- (bkz: anlayamazsınız)...