hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: eksi sözlük lafı asla geçmedi)

    olm adam inanmış lan. bunun gibi naif insanlara yapmayın şöyle şeyler vallahi üzülüyorum.

    debe editi: başlık sahibi #50664061 numaralı entry'ye cevap olarak "ekşi sözlük lafı asla geçmedi, üstelik üç kişiydik bu rezaletin üstüne işletme sahibi kalkmış bana burda iftira atıyor" gibisinden bir şeyler yazmıştı, ciddiye almıştı yani. o entry gidince bu da böyle saçma sapan bişey oldu :(

    neyse ben debeye girince hesabıma yatan paraya bakarım size niye açıklıyosam.

  • kız evi arar. telefonu babası açar.
    + baba ben bu gece cenklerde kalabilir miyim?
    - kal kızım kal
    + sağol baba muckss
    - hanım sen de tüpçüye git. beni de muslukçu ziksin.

  • wu wei, "non-doing", "hareketsizlik" demektir. hicbir sey yapmadan oturmak anlamina gelmez. hayatta hicbir seyi zorlamamak anlamindadir. taoizm de hicbir zaman efora yer yoktur. acikirsan yemegini yersin susarsan suyunu icersin yorgun olursan yatar uyursun yasadigin yer kirlenirse temizlersin. hersey etrafinla harmoni icinde dogal olmalidir. hicbir sey icin benliginle savasmaman gerekir.

    her ne kadar "ehehhe bende yaparim bunu noolcakki al pirilgılsı otur televizyonun karsisina butun gun mis gibi tao cu olurum gibi dusunceler olsada" asil olayi kendini ve iradeni tamamen bir disiplin altina soktuktan sonra kendini birakip o disiplinden hic sapmamak anlamindadir. gunumuz jargonunda "asla kasmamak" seklinde aciklanabilir. wing chun kung fu nun temeli bundadir. siz asla kendigilinizden bir savunma hareketi yapmaya calismazsiniz o hareket oluverir. tabii egitimsiz bir bedeni ayni duruma sokarsaniz ayni hareket gerceklesmez cunku arada egitim, aydinlanma ve disiplin gibi ufak(!) ayrintilar vardir. siz birakirsiniz bedeniniz girdigi disiplinin ve egitimin yolunda kendi yolunu cizer kendi hareketlerini yapar.

    wu wei bedensel olarak mesgul olmamaktir. bir suya tas atilirken orda cikan dalgalar gibi, duruma tepki vermektir.
    ayni konseptin zihinsel olani icin:
    (bkz: wu hsin)

  • aslan ormandaki senelik iznini kullanacakmış. toplantı düzenlemiş, ormanın %90'ı da katılmış. hemen konuya girmiş aslan:

    "evet arkadaşlar biliyorsunuz yine benim yıllık iznim geldi, 15 gün kadar olmayacağım buralarda, bu süreçte benim yerime bakacak olan arkadaşınızı bu sene tavşan olarak belirledim, 15 günlüğüne ormanın kralı odur"

    bütün hayvanlar biraz şaşırmış ama kralın kararına itiraz etmeye cürret edememişler. neyse, aslan çıkmış tatiline, ormanda tavşan hegemonyası sürmeye başlamış. gidip maymuna pandik atmış, "hoop napıyorsun" demiş maymun, "ben kralım ne var?" diye hemen üste çıkmış tavşan. onun dışında kurtun sırtına çıkıp deh deh diye sürüyormuş, geyiğe pandik atıyormuş vs. bütün hayvanlar şikayetçiymiş ama kral olduğundan sesleri de çıkmıyormuş.

    tavşan bir gün dolaşırken bakmış ayı nehirde balık avlamaya çalışıyor. gitmiş hemen pandik atmış ayıya. ayı dönmüş bildiğimiz minnacık beyaz bir tavşan mal mal suratına sırıtıyor. bir koymuş tavşana elinin tersiyle, tavşan duvara yapışmış. ardından üstünden tozları falan silkelerken tavşan:

    "mına kodumun ayısı bir toplantıya da katıl be !!"

  • yine ikiyüzlü bir azınlık milliyetçisi çakma solcu açıklaması..

    içinde "türk" bile geçmeyen marşa ırkçı dayatma derler, kürdistan bölgesel yönetiminin her tarafı "kürt" dolu marşını coşkuyla söylerler. (bkz: ey reqib)

    anadolu coğrafyasına içinde bir sürü etnik unsur yaşıyor diye "türkiye" denmesinden rahatsız olurlar, yine içinde bir sürü etnik unsurun yaşadığı mezopotamya'da bir bölgeye "kürdistan" derler..

    denizde kum biter, bunlarda ikiyüzlülük bitmez..

  • sadik han, londrada doğup büyümüştür. bir göçmen değil, ingilizdir kendisi. göçmen olan ailesidir.

    nitelikli göçmen ile, her bir sikimi yaparım ağğbi göçmenini ayırt edemeyecekseniz, bu işlere girmeyeceksiniz.

    adamlar öyle bir sistem kurmuş ki, içeri girebilmek için tanrı olmanız lazım alanınızda. ha yok mu, sistemi kırıp gidebilen, bir şeyler yapabilen elbette var. ama yine de aşırı kontrollü. bizde sınırı aç ağzına kadar, doldur ne var ne yok. sonra eee bunlar göçmen aga. nerden biliyorsun? ajan mı? terörist mi? sabıkası var mı? dökümanları ne kadar gerçekçi? geçmişine dair elinde ne var? nelere ulaşabiliyorsun?

    bunları bilmeden alınan herkes, potansiyel bir tehdittir. yoksa kimse kalifye olan, işine saygısı olan, topluma yararlı bir bireye hayır demez. ama onu satmanın yolunu bulman lazım.

    göçmen alan ülkelerin sistemlerine bak, kendi vatandaşlarına bu durumu nasıl tanıttıklarına, nasıl açıkladıklarına bak, ondan sonra başlık aç.

  • bir gazetecinin "tek bir kitapla şair olunur mu?" sorusuna "tek bir kitapla peygamber olunuyor da şair niye olunmasın?" cevabını vermiştir.

  • moda'da kaybolmak.

    otuz küsur yıldır istanbul'da yaşıyorum, 2005'ten beri de adresim kadıköy istanbul. gel gör ki halen bir barlar sokağını bile sorarak buluyorum. utandığımdan bir de başka şehirden gelmiş ayağına yatıyorum. "pardon buralarda bi reks sineması mı, feks sineması mı ne varmış?..." tipim elverse hepten bristol aksanıyla excuse me diye gireceğim oysa.

    işte bu kafada biriyken hepsi birbirine benzeyen dar moda sokaklarına girince zaten güdük olan oryantasyonum hepten kayboluyor, tekerlekteki hamster gibi anlamsızca dönüp duruyorum. al bak 6 yıl olmuş, daha kadıköy'e arabayla girip, bir şekil moda'da kaybolmadan insan gibi e5 çıkışını bulup eve dönebilmişliğim yok.
    - oo saat 11 olmuş ben kalkıyım
    - acelen ne erken saat
    - daha moda'da kaybolcam çok geçe kalınca etrafta yol sorcak adam kalmıyo...