ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sgk'sız hasta üç kat fazla fatura ödeyecek
-
devletin yeni uygulaması. eğer sgk'mız yok ise bütün ameliyat ve hastane masraflarınızın 3 katını ödemek zorundaymışız. bir de bu ülkeden olmayanlara(mağdur statüsündeki ülke vatandaşlarına)indirim varmış. ulan zaten bizler bu ülkenin vatandaşı değildik, hep üvey evlatlarıydık. allah belanızı versin!
(bkz: fakirler ölsün sgk'dan selamlar)
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27216695.asp
diyanet'in 2020 yılı bütçesinin 11.5 milyar olması
-
ulan camiye klimayı bile kendi aramızda para toplayıp alıyoruz, nereye gidiyor bu para amk.
norveç'in en büyük sorunu
-
(bkz: norveç'te yaşayıp da akp'ye oy veren 909 kişi)
ekleme: aslında düşündüm de onlar da bizim sorunumuz, norveç'in değil.
don't look up
-
işte kara mizah budur dediğim film. milletin ne düşündüğü umurumda değil…
son akşam yemeği ve aslında her şeye sahiptik göndermesi ile beni tavladı..
bir konuya da açıklık getirmek üzere bu yazımı yazıyorum.
hepiniz general neden 10 ar dolar aldı ki diye merak içerisindesiniz değil mi? bu aslında askeriye ye bi gönderme. penatagonun yıllık bütçesi 700 milyar dolar. evet yanlış duymadınız milyar dolar. 350 milyon amerikalı da olduğunu düşünürsek her amerikalı yıllık 2000 dolar günlük ise yaklaşık 5 dolar ödüyor pentagon denen şeye. su ve atıştırmalık 2 ürün toplam maliyet 10 dolar. peki iyi de en doğal hakkı olan yaşama hakkı bedava iken neden bu para veriş?
bizde de diyanet bütçesi 16 milyar tl. yaklaşık 80 milyon kişi olduğumuzu düşünürsek her birimiz yıllık 200 tl veriyoruz. ne için? ama bir imam gelip sizde 10 tl alıp çarpsa bunu sonsuza kadar düşünürdünüz değil mi?
tuzlu kahve yüzünden kızı istemeden evi terketmek
-
ben erkeğe hakverdim. daha evleneceği adamın basit bir isteğini yerine getirmeyen, önemsemeyen kadın evlenince neler yapar kimbilir.
yemek yapan kadına arkadan sarılan erkek
-
çocukluğumdan aklımda kalan garip fotoğraflardan biri.
yaşım 12-13. karşı apartmanda - ama nası karşı bak, tam bizim evin hizasında. bizim evin ayna görüntüsü gibi düşün- birlikte yaşayan fantastik bir çift oturuyor. şimdi bundan 11 sene öncesine git. bak bakalım orda birlikte yaşayan çift denen şeyden kaç tane var. çevrede yarattığı yankıyı düşün. erkek olanın adını jose mariano koymuştum. (o zamanlar yayınlanan salak dizilerden birinin jönüydü ehehea) o yüzden bundan sonra kendisinden jose mariano diye bahsedeceğim.
şimdi bunlar çevredekilerden oldukça farklı bir çiftti. zira evli olmadıkları için, evde bir aşk havası süzülür dururdu. o yaz, açık balkon kapısından, onların hayatına dahil olmuştum. hatta sitece olmuştuk ahahaha. ama bunlardan onların haberi yoktu sanırım. çünkü öyle davranıyolardı. akşam olurdu, jose kapıdan koskoca bir çiçekle eve girer, karşı evde bir fransız güncel dizi filmi mutluluğu yaşanırdı. abla mütemadiyen jose'nin kucağındaydı. kucağa atlandıktan sonra, evde mutfaktan antreye, antreden yatak odasına doğru ışık geçişini takip etmek zor olmazdı. aynı zamanda tasarrufsever de bir çiftti bunlar.
gene gecelerden bir gece, abla mutfakta yemek yapmaya başladı. yere kadar olan jaluzi sayesinde görünmediklerini zannediyolardı fakat biz hepsini görüyor, god bless their love diyerek ellerimizi birleştirip tanrıya yakarıyorduk. abla tezgahta bişeyler doğrarken (oha detaya gel) jose mutfağa girdi ve yemek yapan o kadına arkadan sarıldı. 1-2 sallandılar. sonra ne mi oldu? mutfaktan antreye, antreden yatak odasına bir ışık geçişi. yemekten haber alınamadı.
bu saadet bir kaç yıl böyle sürdü. hatta üst komşunun oğlunun dediğine ve bizim de şahit olduğumuza göre (hohoahah kaçmaazz) o evde çok daha çılgın hikayeler yaşandı. diğer başka ablalar gibi. sonra, aniden evlendiler. eve bi mutsuzluk çökmüştü. çocukları oldu. aşk bitmişti. ne yemek yapan ablaya arkadan sarılma kalmıştı, ne çiçek, ne ot, ne kucağa alma ne de ışık geçişleri.
hayatımda ilk kez bi aşkın ölümüne, bir ikilinin macerasever genç bi çiftten "amca ve teyze"ye geçişine şahit olmuştum. ilişkilere bakışımı etkileyecekti bu.
gollum hep seni arıyor neredesin sen
-
yüzük peşindeki mordorun tezenesi gollum'un sorusu.
edit: 2005'de bir espri yapmışım 9 yıl sonra 2014'te patlamış. canınız sağ olsun :)
trt'de bira içilen zamanlar
-
türkiye'nin en uzun süren ve belki de en sevilen dizisi bizimkiler'de cemil içerdi.
benim adım cemil kimse bana karışamaz diye de bağırırdı camdan.
ah cemil amca ah... bırak senin birana artık nelere karışılıyo buralarda.
ne güzelmiş o günler. öyle ya da böyle mutluymuş insanlar.