hesabın var mı? giriş yap

  • eşinin doğumuyla ilgili şöyle ufak bir haber dikkatimi çekti..

    "hastane masrafları hediyemiz olsun

    maslak acıbadem hastanesi yönetimi, ahu yağtu-cem yılmaz çiftine jest yaptı, “bizim doğum hediyemiz” diyerek doğum ve tedavi karşılığında hiçbir ücret almadı. doğuma giren prof. dr. cihat ünlü’nün de çiftten para almadığı öğrenildi."

    yahu cem yılmaz'dan almıycan kimden alcan bu hastane masrafını merak ediyorum.. tamam belki reklam için, belki adama olan saygınızdan böle davranıyosunuz, ama inşallah sıradan insanlara da arada bi böle jestler yapıyosunuzdur..

  • öncelikle kendisini tanımıyorum. videoyu izlemedim. kendisi hakkındaki bilgim son dönemde debeye giren girdilerden ibaret. fazla da bilgim olmasını istemiyorum.

    yakınının ölme sebebinin doktor hatası olduğu sadece kendi iddiası, kanıtlanamayacak bir durum. ama kendisinin katil olduğu kanıtlanmış ve kendisi tarafından da itiraf edilmiş bir gerçek.

    böyleyken kendisi ile nasıl empati yapılabilir? empati yapmamız neden bekleniyor?

    ne kendisi ne de başka bir katil ile empati yapmayı düşünüyorum. hayatta herkes kadar acı çekiyor, herkes kadar sinirleniyor, herkes kadar öfke nöbeti geçiriyorum. babamın hastalığı sebebi ile ömrümün yarısını cerrahpaşa’da geçirmiş durumdayım. gırtlak kanseri başlığı benim girdilerimle dolu. yaşadığım hiçbir şey karşımdaki insanı öldürmem gerektiğini düşündürtmedi.

    ben ölmüş olan doktor ve ailesi ile empati yapabilirim ancak. çocuğum bir psikopat tarafından öldürülse, çocuğumun katilinin cezası okuduğu yıl kadar bile olmasa, çocuğumun katili yıllar sonra bir programa çıkarılsa ve olayı anlatıp kahkaha atsa, kahrolurum.

    son sözüm armağan çağlayan‘a; buraya geldiğinizde sadece merak ettiğiniz kişilerle röportaj yaptığınızı ve yapacağınızı söylemiştiniz. bir katili merak etmenizi anlamıyorum orası başka da. “ben bu kahkahayı atarken öldürülmüş insanın ailesi ne düşünür?” diye de merak ettiniz mi hiç? ben ettim. ve size olan tüm saygımı yitirdim.

    edit: gelen mesajlar için teşekkür ederim. babam hayatta ve iyi durumda. bu konuda çoğunuzla aynı fikirde olmamıza sevindim, sevgiler.

  • bu konuda bilir kişi olabilirim

    istanbul'da zincir bir fast food şirketinde 10 yıl ofiste satın alma müdürlüğü yaptım

    yiyecek içecek sektöründe değişmeyen tek şey kar marjidir.
    üründen ürüne değişir %300 %500 arası olur genelde. tavuklu ve kaşarlı menüler en çok geçirilen üründür.

    yani şöyle düşünün 10 tl ye mal edilen bir ürün
    50 100 tl arası satılır.

    yıllarca neden her sokakta bir büfe açıldığını anlayın artık.
    şimdi ülkenin durumundan dolayı maliyet arttı.
    ama işletmeler %300 %500 kardan vazgeçmiyor.

    olay bundan ibaret.
    almayın aldırmayın gitmeyin demekle olmaz.
    kesin birileri gene gidecek
    kapitalist sistem budur.
    biz de bu sistemin kölesiyiz

    edit: benim yazıma cevap veren kişiler olduğu için editlemek zorunda kaldım.
    bana satın almacı diyerek zaten söze başlayanlar oldu. kamyonla gidip malı alan ben değilim.
    ben bir ürünün belirlenmesini, kalitesini, maliyetini, satış raporlarını, ve son olarak tüketiminden sorumluydum.
    şirketin büyüklüğüne göre alacağınız malzemede kiminle muhattab olacağınız belirlenir.
    ben coca-cola'nin bayi müdürüyle değil
    türkiye ve asya kıtasından sorumlu olan kişiyle görüşürdüm veya pınarın, sütaş' in plasiyeriyle değil genel müdürüyle anlaşma yapardim.
    et ve tavuk ürünlerinin tüketimi inanılmaz fazla olduğu için ve de çok hassas ürünler olduğu için direk sahibiyle görüşürdüm. öncelikle bunu belirtmek istedim çünkü bilgi sahibi olmadan konu hakkında bilgi sahibi olanlara bok atmayın. açık konuşayım bunları yazarken bile ben utandım.

    çok daha detaylı bilgi verebilirim fakat başınızı şişirmek istemiyorum.

    bir yiyecek içecek işletmesinde 2 kalem maliyet hesaplanir
    1.si ürünün ham maliyeti
    2. si ürünün hazilanma ve sunum maliyeti

    1.sini çıkartırken ürünün içine neler konulduğunu grami gramina hesaplanır.
    buna ürün reçetelemek denir
    yani her ürünün 1 reçetesi vardır.
    100 gr tavuk
    20 gr mantar
    10 gr patates
    20 gr makarna gibi
    bu ürünleri alırken verdiğiniz fiyatı koydugunuz grama bölerek cikartirsiniz

    2. maliyet "işletme maliyeti"
    ama siz patatesi tavuğu alıp direkt müşteriye vermiyorsunuz
    onu önce gidip alıyorsunuz "lojistik maliyet"
    sonra bir dükkana koyuyorsunuz "kira maliyeti"
    daha sonra onu pişiriyorsunuz " enerji maliyeti"
    sonra bu ürünü biri yapıyor birileri servis ediyor
    "personel maliyeti"
    şimdi alt alta yazdım sakın çok maliyet diye düşünmeyin.
    çünkü o dükkana 1 müşteri gelip 1 ürün satılmıyor
    personel günde onlarca kişiye bakıyor.
    kira hiç iş yapmasan veya 100 katı ciro yapsan aynı kalıyor ay içinde

    kısaca kesiyorum
    arkadaşlar iyi bir işletme öncelikle ürünün en kalitelisini alır
    personeline iyi maaş verir bu yüzden müşteriye iyi davranılır. bunlar olduğu sürece biraz da matematik bilgisiyle hayatta kalırsınız.
    çok ama çok daha detay var yazmayacağım
    ama son olarak şunu söyleyeyim
    şu anda yiyecek içecek sektöründe maliyetler arttı
    fakat işletmeler pandemiden önceki dönemden daha çok para kazanıyor.
    maliyet 2 arttiysa fiyatlar 10 zamlandi

    edit2: o kadar çok mesaj geldi ki hepsine cevap vermeye çalıştım.
    anlamadığınız çok nokta olmuş
    size şunu söyleyeyim.
    tavuk dünyası veya belirli bir ürünü alan zincir işletme sizin gibi fiyattan almaz
    mesela pazarda 80 tl olan ürünü boyle işletmeler
    30 40 tl ye alır yıllık anlaşma yapar
    mesela bir keresinde kaşar firmasıyla anlaşma yaptım yıllık olarak 22 tl
    siz o zaman kaşarı 55 tl den aliyordunuz.
    daha fazla yazmayacağım
    bir gün çok detaylı işletme maliyeti enrtysi gideceğim.

    debe editi: bu bilgileri yazarken hiç bu kadar gündem olacağını tahmin etmemiştim.
    burası (bkz: kutsal bilgi kaynağı) kim ne derse desin.
    küçük bir bilgi kırıntısı sağlayabilmek bile insanı mutlu ediyor.

  • kedi denilen amaçsız hayvanın işe yarayan tek özelliği. kodumunun canlısı denk gelirse iki lokma yiyiyor. tüm gün boyunca oradan oraya serserilik yapiyor, 100 km'de 0.2 lt dizel yakıyor adeta. arabalardaki beygirleri sucuk yapıp kedileri işe almak lazım aq.

  • kalabalık bir yemek masasında sizi tanımayan insanların yatılı olduğunuzu anlamalarına yol açabilir bu alışkanlıklar. masadaki yatılıların tümü kullanmadığı elini masanın altına koyarak yemektedir, şüphesiz ki yemekhanedeki dar masaların yatılı insana kattığı diğer bir alışkanlıktır bu.