hesabın var mı? giriş yap

  • öğretmen, öğrencisine;

    -fatih senin yaşındayken istanbul'u fethetti. peki sen ne yapıyorsun ? hala çocuk gibi şımarıp, oyun oynuyorsun.
    öğrenci: ama hocam, onun da hocası akşemseddin'di, der.

    bu kısa ve özlü hikayeden bihaber olan insan beyanatıdır.

  • ya depresyon içinde bulunduğumuz hayata dair belli bir farkındalık seviyesinde gösterilebilecek en gerçekçi yaklaşım ve en normal tepkiyse ama toplumda üretim gücünün düşmesine yol açtığından küresel düzeyde hastalık olarak değerlendiriliyorsa? belki de aslında neşeli ve hayatı sever halimiz bir kafa güzelliğinden ibarettir. belki depresyon hakikattir. (bkz: conspiracy keanu)

    sonuçta aslında hayatının çoğunluğu işçi arılar gibi küresel bir ekonomik çarkı çevirmek için çalışmaktan ibaret olan bireylerin hayatından mutlu olmak için nasıl bir gerekçesi olabilir? sabah akşam bal taşıyan, hiçbir zaman kraliçe arıyla çiftleşemeyecek ya da kendi kovanına veya çocuklarına sahip olamayacak olan erkek arının hummalı bir şekilde polen ararken "ne kadar güzel bir gün" demesi nasıl mümkün olabilir?

    işçi arı o farkındalık seviyesine ulaştığında mutsuz olmasından daha doğal bir sonuç olabilir mi? o arının yatağından çıkıp terliklerini giyip sabah 7'de yeniden mesaiye koyulmasının "doğru olan" olduğuna onu kim ikna edebilir? hayatının anlamsızlığına bu kadar vakıf olmuşken "gel bizle takıl biraz sosyalleş unutacaksın"ın, "biraz nektar iç iyi gelir"in bu farkındalığa bir örtü değil de çözüm olduğuna kim kefil olabilir?

    bu açıdan baktığımızda gerçek hastalığın ve gerçek depresyonun bizde değil de etrafımıza örülü bu yaşamsal düzende olduğunu söyleyebiliriz. eğer borçlanma ekonomisi, gelir uçurumu, modern toplumsal yapı bizim genlerimize kodlanmış unsurlar değilse o zaman onlara karşı metabolizmanın gösterdiği tepkileri "doğal değil", "rahatsızlık", "hastalık" diye nitelendirmek de doğru olmamalı. ama sisteme steteskopu dayayıp "hmm" deyip "sizin insan hayatına olan toleransınız düşmüş" diyen sistem doktorlarımız olmadığından ceremesini biz insanlar çekiyoruz anastasya.

  • 10 gün önce 5300 tl fiyatlı bir bilgisayar sipariş ettim buradan. normal fiyatı 6500-7000 arası. araya hafta sonu da girince 3 gün içinde elime ulaştı. akşam verdiğim sipariş akşam kargolandı zaten. o derece hızlılar maşaallah. ürün geldikten 2 gün sonra açtım ve kurdum. hem kutunun altındaki deformasyon hem de ürünün markasının resmi sitesindeki garanti süresi ( garantisi 3 ay önce başlamış ) bu bilgisayarın daha önce kullanılmış olduğunu düşündürttü bana ama bilgisayar canavar gibi.

    hemen e mail ile iletişime geçtim ve bana iade alacaklarını belirterek bir kod gönderdiler. yani eveleme geveleme yok, efenim servise gönderelim yok, siz açıp kurmuşsunuz iade alamayız yok. adamlar koşulsuz iadeyi kabul ettiler. ama burada benim mağduriyetim var tabii. bilgisayar indirimleri bitmiş ve malın fiyatı 7200 tl olmuş. diğer sitelerde en ucuz olanı 6800 tl. yani en az 1500 tl zararım var.

    sabah olunca telefon ile iletişime geçtim. durumu anlattım müşteri temsilcisine. iadeniz kabul edildi dedi. ben de iade etmek istemediğimi, indirimleri kaçırdığımı ve benim açımdan bir mağduriyet oluştuğunu belirttim. ''yetkililerle görüşüp sizinle bir saat içinde iletişime geçeceğim mutlaka'' dedi.

    yaklaşık bir saat sonra benimle aynı hanımefendi irtibata geçti. talebimin olumlu karşılandığını ve istersem ürünü iade ederek fiyat eşitlemesi ile aynı ürünü aynı fiyattan tekrar satın alabileceğimi belirtti. istersem ürünü göndermeyip kredi kartıma ürünün fiyatının yüzde 20'sini iade edebileceklerini belirtti.

    yani adamların açılmış ve kurulmuş bir bilgisayarı iade alması bile benim için çok iyiyken, yaşadığım ülkedeki alışveriş şartlarını unuttururcasına tüm mağduriyetimi farklı seçeneklerle gidermek için ellerinden geleni yaptılar.

    başka bir e ticaret sitesinden alsaydım bu ürünü, muhtemelen başıma ağrılar girene kadar sıkıntı yaşayacaktım ve çok çok büyük ihtimalle benim adıma olumsuz sonuçlanacaktı. en iyi şartlar altında hakem heyeti falan uğraşıp iade edebilecektim. geçenlerde başka ve büyük bir türk e ticaret sitesinde indirimden aldığım ürün iptal edildi ve bana tedarik sebebiyle göndermedikleri ürünü yüksek fiyattan satmaya devam ettiler . ( adı lazım değil hepsiburada )

    amazon, bana resmen müşteri memnuniyetinin zirvesini yaşattı. ben şimdiye kadar (internet alışverişini çok sık yapan birisiyim) genelde diğer sitelerden yapıyordum alışverişi. ama bu olay ve diğer sitelerdeki ufak tefek olumsuzlukları düşününce kesinlikle ilk tercihim amazon olacak. hatta ürünün fiyatı daha pahalı olsa bile ( çok ciddi fiyat farklar olmadığı müddetçe ) tercihim mutlaka amazon olacaktır.

  • ollgunluk değil de, doygunluk denilse daha doğru ifade edilebilecek olgu. zira o olgunluğa erişmişseniz mezardan bir kaç yıl uzaktasınız demektir.

  • lakabı "iron dog" (demir köpek).

    alman imparatorluk donanması'nın en ünlü savaş kruvazörü. dreadnaught döneminde inşa edildiğinden, o dönem hızla ilerleyen teknolojiye yanıt olarak, kendisinden henüz 7 yıl önce inşa edilmiş olan sms von der tann hızla eskimiştir. o sırada hızla gemi inşasına girmiş olan alman donanması sırasıyla sms moltke, sms goeben ve sms seydlitz'i suya indirmiş, ancak hala ingilizlerle rekabet edebilecek güce sahip olmadıklarından yepyeni ve modern bir savaş kruvazörü tasarımına yönelmişler, bu yetmediği gibi bundan 3 adet yapmışlardır. işte bunların ilki, aynı zamanda bu sınıfa adını veren sms derfflinger'dir. (diğerleri sms lützow ve sms hindenburg)

    sms derfflinger ingiliz kraliyet donanması da dahil, zamanının en modern savaş gemisiydi. 1. dünya savaşı'nda almanların ingiliz kıyılarına yaptığı bombardıman sortilerinde ve dogger bank deniz savaşı'nda savaşmış, en son olarak da jutland deniz savaşı'nda şov yaparak bu gelmiş geçmiş en büyük deniz muharebesinin yıldızı olmuştur. burada derfflinger, kızkardeşi sms lützow ile birlikte alman donanmasındaki en büyük ve modern gemi olduğundan ingilizlerin başlıca korku kaynağı ve hedefi olmuştur. bundan ötürü çok ağır hasar almasına rağmen geri gekilmemiş ve korkuturcasına ingilizlerin üstüne üstüne giderek direnmiştir. ingilizler bu inatçı dirençten ötürü "iron dog" lakabını takmışlardır.

    savaş esnasında sms lützow ile birlikte ingiliz amiral beatty'nin komuta gemisi hms lion'u top atışına tutmuş, özellikle sms lützow ingiliz gemisine çok ağır hasar vermiştir. bu sırada hms lion tıpış tıpış kaçıp gözden kaybolunca başroldeki gemimiz derfflinger birden kendini boşta bulmuş, sağa sola az biraz bakınınca toplarını etrafta en yakında bulunan ingilizlerin o dönemki ünlü savaş kruvazörü hms queen mary'ye yöneltip salvolarına devam etmiştir. ancak o sırada sms seydlitz de aynı gemiyi salvolamaktadır ve hms queen mary, adeta bir hedef tahtası gibi bu iki alman canavarından gelen 4 salvodan üçünü yemiş ve atomik bir patlamayla havaya uçmuştur. bu patlamanın resimleri efsanedir, internette bulunabilir.

    derfflinger bununla da yetinmemiş, savaşın kırılma noktasında karşısında ingiliz ana filosunu görünce geri döneceğine o sırada birden çok sayıda isabetli inen ingiliz salvolarına maruz kalan kızkardeşi sms lützow'un yardımına koşmuş, sms lützow ile beraber lützow'a o sırada en çok top isabeti yapan ingiliz savaş kruvazörü hms invincible'ı 6 dakika içinde orta taret cephaneliklerini havaya uçurarak patlatmış ve iki parça halinde denizin dibine yollamıştır. bilmeyenler için, bu savaşta almanların batırdığı 3 ingiliz gemisinden ikisi olan hms indefatigable ve hms invincible, henüz adları sms goeben ve sms breslau iken bizim yavuz ve midilli zırhlılarını tunus'tan çanakkale boğazı'na kadar kovalayan iki gemidir ve çok ünlülerdir.

    sms derfflinger, jutland deniz savaşı'nda en çok mürettebat kaybı yaşayan, ve buna rağmen en başarılı ve dirençli muharebeyi yapan alman gemisi olmuştur. savaş esnasında 17 adet ağır top mermisi yemiş, buna rağmen 385 tane ağır top mermisi atmıştır. 157 mürettebat kaybıyla en çok ölümün yaşandığı alman gemisi olmuştur ve buna rağmen bu performansı göstermesi açısından almanların gururu olmuştur.

    alman kraliyet donanması, versailles anlaşması'nı imzalanmasını beklemek için ingilizlerin gözetiminde scapa flow açıklarında demirli beklerken, o zamanki amirali ludwig von reuter ingilizlerin gemilere el koyacağını anlayınca tüm mürettebatlara gemilerini batırma emri vererek ingilizlere tarihin en büyük golünü atmıştır. o sırada birkaç mil ilerde tatbikat yapan, gemileri gözetlemekle görevlendirilmiş ingiliz komutan haberi alır almaz geri dönmüş, ancak dönene kadar nerdeyse bütün gemiler batmıştır. sms derfflinger bizzat 14:45'te sulara gömülmüştür.

    buna en çok, o dönem ingiliz donanması'nın gücüne hayran olup alman gemilerine daha da hayranlık duyan ve versailles anlaşması gereği bir umut derfflinger'in kendilerine teslim edilmesini hayal eden fransız ve italyanları üzmüştür.

  • sebebi her ne olursa olsun, açık ve net söylüyorum her ne olursa olsun, size şiddet uygulayan erkekler.

    seneler evvel üniversite hazırlık yıllarımda, bir sınıf arkadaşıma sevgilisi olan erkek şiddet uygulamış, arkadaşım ağlıyor. olayı şans eseri, ders veren kadın hocamız görmüş:

    hoca: kızım arada sana vuran çocuk kimdi?
    arkadaş: erkek arkadaşım hocam.
    h: gel benimle, hakkında şikayetçi olalım.
    a: olmayalım hocam, aslında oyle biri değil. bir anlık sinirle yaptı.
    h: bu işin bir anlık siniri olmaz evladım. bir anlık sinirle annesini de dövüyor muymuş?
    a: ben biraz da üstüne çok gittim, beni çok sevdiği için böyle oldu.
    h: yavrum saçmalama. sevgiliyken sana vuran kişi, yarın evlendiğinde "bir anlık sinirle" seni öldürür de.
    a: hocam şöyle hocam böyle...

    h: bak herkesin ortasında söylüyorum, bu çocuktan ayrılmazsan yemin ederim seni geçirmeyeceğim. git istediğin yere şikayet et. burası sadece ingilizce hazırlık değil. ben kendimi sizi üniversiteye hazırlayan bir mentor olarak görüyorum. bu dediklerin üniversite havasını solumuş bir kadına asla yakışmaz. sebebi ne olursa olsun şiddetin bahanesi olamaz.

    sonraki 3 ay boyunca hocamız o kıza resmen terapi yaptı, fikirlerini değiştirdi ve sorunsuz ayrılmasını sağladı. gerçekten bir ingilizce öğretmeni oturdu bir dönem bununla uğraştı. belki de olası bir mutsuz evliliği ya da hatta kadın cinayetini engelledi.

  • (biri tanışma heveslisi, diğeri işbirlikçisi olmak üzere iki kişi konuşmaktadır, hedef konuşmaları duyabilecek şekilde konuşlanmıştır)

    1- yok abi o değil diyorum..
    2- o ya.. baksana kaş, göz. aynı. kesin eminim o.
    1- ya hayır o daha uzun boyluydu sanki

    (bu noktada dişi kişi kıllanır, bir iki bakış atar ama pek aldırış etmez)

    2- ya her iddiasına varım o. gidip sorucam.

    (2 dişinin yanına gider)

    2- ya afedersin. sen şu starın güzellik yarışmasında 2. olan kız değil misin?
    dişi- (kızarır, utanır, şımarır) hihi..yok hayır, benzettiniz sanırım..(smileyler havada uçuşur)
    2- evet, düşündüm de sen daha güzelsin zaten (ve akabinde akşam yemeği)

    [başarı yüzdesi : %86.25]

  • küçüklüğümü hatırlatan durum.

    annem küçükken aşure dağıttırırdı, asosyal bir çocuk olarak zille basmadan geri döner "anne evde yoklarmış" derdim.

    aynı.