hesabın var mı? giriş yap

  • sinir sistemini etkileyen her turlu ilac ve kimyasal madde kullaniminin felaket bir yan etkisi olarak ortaya cikabilen, ki$inin kontrolsuz ve son derece kotu his ve sanrilar icinde bunalip bogulmasini anlatan durumun halk arasindaki soylemi.

  • halihazırda öğretmenlik mesleğini icra eden kadına 7 bin lira nafaka niye bağlanır ki? ortada çocuk da yok.

  • susamlı ekmek arasına kavurma, kaşar ve salam ile yapıldıktan sonra ekmeği hafif aralayarak arasına zeytin ezmesi sürülmüş tostun iddialı olabileceği kategoridir.

    hatta keyfi daha da perçinlemek için yanına zeytinyağı, kekik, kırmızı biber ile terbiye edilmiş söğüş domates, taze sıkılmış portakal suyu eklenebilir.

    yetmedi mi? bunu bir de manzaralı bir terasta, hafif esintinin eşlik ettiği bir yaz sabahı yaparsanız ve günlerden de pazar ise, o zaman keyif maksimize edilmiş olunur.

  • ulan bir kere de şu başlığa girdiğimde cevdet bey ve oğulları'na kafam girsin, kara kitap'ı üç sayfa okuduktan sonra duvara fırlattım, beyaz kale ne sikko bir kitap, kafamda bir tuhaflık'ı tuvalette mi yazdın tarzı yorumlar göreyim be, bu seviyede de olsa adamın kitaplarıyla ilgili yorum yapın bir kere de. varsa yoksa siyaset, hepiniz beyinsizsiniz.

  • ulan hepsini okudum ya, vay babayın kemüğüne. okumayanlar için özet geçiyorum.

    şimdi eleman bir kızı sevmiş, sonra başka şehire üniversite okumaya gitmiş bu çemçük, sonra komşusunun kızını kafa kıyakken düdüklemiş, ondan sonra da sevdiği kız bunu duymuş ve elemanı terk etmiş.

    içki bütün kötülüklerin anasıdır, kaldıramıyorsan içmeyeceksin hacı.

  • + önceki işinizden ayrılma sebebiniz?
    - patronun köpeği ile kavga ettim...
    +ehem! köpeği derken?
    -gerçek köpeği canım böyle kuyruğu falan var. mecazen değil.
    +nasıl oldu bu çok merak ettim?
    -patronun odasında duruyor bu. bir tek bana hırlıyor. benim de zoruma gitti...
    +eeeeeeee?
    - sekreterin masasından dev zımbayı kaptığım gibi üstüne yürüdüm. o da karşılık verdi...olaylar gelişti tabi.

  • çok az ülkenin vatandaşına nasip olur. misal suudi araplar yapmak istemiş ama yeşil kan için uzaylı yakalayamayınca vazgeçmişler...

  • bir değil bin tane var ama ben birine yoğunlaşacağım çünkü ben uzun zamandır bunu yaptığım için layığımı buldum;

    arkadaşlar, yöneticiniz ile hakkınız olan şey için konuşun, kariyerinizin nasıl şekilleneceğini, mutlaka konuşun . öyle yılda 1 defa değil, yılda 3-4 defa konuşun.
    size bir yol çizmesini, ne zaman terfi vereceğini belirlemesini mutlaka sağlayın, o sizden iş için bitirme saatleri tarihleri ister ya, siz de ondan kariyer yolunuz ile ilgili yapılacak çalışmalar için bitiş tarihi isteyin.

    ben yapmadım; saygılı olayım, gidip ağlamayayım, habire şikayetlenen bir konuma düşmeyeyim dedim. onlar zaten anlar benim hakkım olanı verirler dedim. bu beni insan olarak yüceltti ama beni onların gözünde "daha iyi çalışan" yapmadı.
    aksine isteksiz olduğum için operatif biri olarak göründüm belki.

    diyeceğim o ki, vaktim yok konuşamamlara kanmayın, sen daha yenisin neyin terfisilere kanmayın, çünkü bendeniz çok köklü çok kurumsal bir şirkette çalışmama rağmen 2 senede 2 terfi alıp hiyerarşik olarak üstüme basan insanlar gördüm. ben ise 2 sene de bir konuşup bana ne zaman terfi vereceksin diye soran bir insandım. demek ki bu arkadaşlar senede 4 defa konuşmuş, gitmekle tehdit etmiş. ben hiç tehdit etmedim, saçma bulurdum ama bir çok iş arkadaşımın gitmekle tehdit ederek maaşlarını arttırdığını öğrendim.

    bu pis dünyada başka türlü iyi maaş almak ve hatta ayakta kalmak zor.

    edit: mesajlar geliyor sıklıklar diyorlar ki ben tehditi savurunca terfi aldım, zam aldım, şu an için 10 kişiden 1 kişi tehdit olmaz dedi, ama denememiş, tehdit eden diğer arkadaşlar ise muvaffak olmuş. bu da bizim türk kafasının korku ile ittirildiğinin ibaresi. ben de tehdit etsem mi diye düşünmüyor değilim.

    yıllar sonra gelen edit: entry' den 2 sene sonra şans da yardım edince tehdit de işe yarayınca 2 kademe birden atladım. hiç hoşuma gitmedi tehdit ama, mecbur bırakıldım

  • reklam kokuyor diyenler sanirim haluk levent'i pek takip etmiyor..

    arabayla uzun yol giderken gectigi bir kasabadan bahsedince "abi bi ugrasaydin da cayimizi icseydin" diyen adamin yanina "iyi peki koy cayi, geliom" diye ugrayan adam bu..

    adam gibi adam.. insan gibi insan..

  • günün en sevmediğim saati.. halbuki 3 sayısını çok severim.. ama iş sabahın 3'ü ise, işler değişir o zaman, devrelerim yanar.. yalnızsam şayet ve de farkına varmışsam ki saat 03 00, işte o anda sanki dünyanın en gergin insanı ben olurum.. sebeplerim var elbet..

    * 17 ağustos 1999 - 03.02
    bir deprem.. babamla el eleydik o anda.. "ölüyoruz herhalde" dedik, ölmedik..

    * 11 ağustos 2004 - 03.05
    bir kalp krizi.. yine el eleydik.. "ölmüyorsun baba" dedim, öldük..

    babamın köstekli saatleri vardı, kimisi 3 kuşak öteden kalma.. tik tak seslerini çok sevmişimdir hep.. bugün aklıma geldiler, "bir bakayım durumlarına" dedim, bir bir kapaklarını açtım.. "nasıl yani?" dedim.. 3 saatin 3'ü de mi 3'te durur kardeşim? durmuşlar işte.. biri tam 3'te, ikisi 5 geçmiş..

    "üç vakte kadar korkularının üzerine gideceksin" demek istediler bana, aldım mesajı..