ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lionel messi
-
xavi ile iniesta eski özelliklerini kaybedince ara pas atmayi da upgrade etti. bir kaç seneye kendine ara pas atmaya başlar.
28 yaşımdayım hiçbir gün hayatı bilmedim
-
keşke burada dalga geçmeden önce afgan halkının neler yaşadığını, ne kadar çaresiz bırakılıp ezildiklerini araştırsanız.
"28 yaşımdayım ve hiçbir gün hayatı bilmedim". dalga geçmek için ya vicdansız olmak gerekir ya gerçekten ahmak. amerika ve talibanla elinde taşla sopayla savaşamazsın.
yatın kalkın atama dua edin. o olmasa aynı durumda siz, sizin acılarla dolu hayatınızla bilgisayar başında dalga geçen başkalarıydı.
saldıray abi
-
-taniyo musun kadini ?
-yok tanimiyorum, 1-2 sevismisligimiz var o kadar yani
ölen akraba ile selfie çekip paylaşmak
-
(bkz: babanneyle son nefes qeyfi)
amazon'un türkiye'de tutmama sebebi
-
ya her şey iyi hoş da internet sitesi devlet malzeme ofisi gibi, bayındırlık bakanlığı gibi. nasıl desem doğu bloku gibi.
çocukken babanın işyerine gitmek
-
çok büyük bir olaydı bu...
babam sirkeci'de bir atölyede çalışıyordu. annem kardeşimle beni alır, trene binerdik, tren cankurtaranla sirkeci arasından geçerken kız kulesini görmeye çalışırdım her defasında. sirkeci desen ana baba günü. kaybolacağım diye ödüm kopar annemin elini sıkıca tutardım. mısır çarşına uğrar, kuşlara yem atardık. babam bizi çakmakçılar yokuşunda karşılardı. atölyede çorap yapıyorlar. her yer kutular, ayak şablonları, çorap ütüleri, kumaşlarla kaplı. kendine has bir kokusu var hanın. çay içilen markalara bayılır, bir tanesini mutlaka cebime atıp eve getirirdim. mavi ya da kırmızı fark etmezdi. bizde iş yapacağız diye tuttururduk, çorapları kopçalama ya da kutuları sayma gibi görevler verirlerdi başlarından savmak için. sonra öğlen oldu mu, şimdilerde asla aynı tadı bulamadığım dönerlerimizi yerdik. uykumuz gelirdi bir vakit sonra. yere karton kutular serip üzerlerine örtücek yumuşak yastıklardan bulurdu hep babam. o makine seslerinin arasında uyumanın verdiği huzuru unutamam.uyandığımızda da atölyedeki ablalar bez bebek yapmış olurlardı bize.içi kırpık dolu renkli küçük bebekler, eve gidince düğmelerden göz ve yünden saç yapardı annem...
güzeldi,çok güzeldi
yıldız tilbe sözleri
-
"çok güzel kararlar aldım, muhtemelen uygulamam."
yeni yıl için başucu eseri.
yaran inci sözlük entry'leri
-
fakirlik testi
a4 dendiğinde aklınıza ilk ne geliyor?
a-) audi
b-) kağıt
cevabınız b ise tebrikler fakirsiniz.
sahibinden.com'daki özel ders ilanı
savant sendromu
-
bu teşhis konulmuş bazı ünlüler şunlardır;
alonzo clemons: amerikan clay heyketraş.
tony deblois: kör amerikan müzisyen.
leslie lemke: kör amerikan müzisyen.
jonathan lerman: amerikan sanatçı.
thristan mendoza: filipinli marimba dahisi.
derek paravicini: kör britanyalı müzisyen.
kim peek: rain man filmindeki raymond karakteri, kim peek'ten esinlenerek yazılmıştır.(sonradan tanısı değişmiş olsada.)
james henry pullen: britanyalı hünerli marangoz.
matt savage: amerikalı otistik jazz dahisi.
henriett seth-f.: macar otistik bilgin, şair, yazar ve sanatçı.
daniel tammet: britanyalı otistik savant.
stephen wiltshire: ingiliz mimar sanatçı.
richard wawro: iskoç sanatçı.
satoshi tajiri: pokemon yaratıcısı.
kaynak