ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
muhafazakar kesimden 19 mizahi paylaşım
-
gülmekten; zemzem suyunu püskürtüp, seccadeden düştüğüm paylaşımlar. allah kabul etsin.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: beyler artvin'de kucak dansı yapan yer var mı
1. merkezde lazım piçler.
4. barry's lap dance saloon var, köşem ocakbaşının yanında.
amerika mı la bura piç?
yurtiçi kargo
-
sol framede görünce teslimat yaptı sandığım.
bundesliga'nın ibretlik yakışıklıları
-
almanlar yakışıklı olunca biz de yakışıklı sayıldığımız için çok da şeyimde olmayan liste.
evde bozulan her şeyi kendi tamir eden erkek
-
çok yakın zamanda yaşadığım bir anımı anlatayım.
bayramdan iki ay önce bulaşık makinesi bozuldu. su almamaya başladı.
musluk filitrelerini temizledim sorun devam etti. sonra araştırdım yanında su cebi varmış açtım onu da temizledim yine işe yaramadı.
geriye bir tek ventil kalıyordu onu değiştirmek baya sıkıntılı makineyi ters çevirip parçayı bulup değiştirmek gerekiyor.
tek başıma yaşadığım için pek önemsemedim elimde yıkadım.
bayramda yatılı misafirler geleceği için makine elzem oldu.
bende şehir dışındaydım bayramdan iki gün önce eve gelebildim. hemen armut.com dan ilan açtım işte makine su almıyor acil tamir olması lazım falan yazdım.
daha ilan yayınlanmıştı ki biri aradı aman efendim hemen yaparız biz bu işin uzmanıyız diye.
dedim usta filitreler, su cebi temiz sadece ventil değişecek! adamın ses tonu değişti!
hmm emm kem küm.
abi dedim fiyat ne tutar.
adam fiyat veremedi!
gelelim dedi. gelin dedim.
öğlene randevulaştık. akşam oldu gelen giden yok ben evde mal gibi oturuyorum.
aradım abicim çocuklar kaza yaptı yarın sabah geleceğiz, peki dedim. ertesi gün öğlen oldu aradım abicim araba serviste yarın geleceğiz peki dedim. ertesi gün oldu akşama kadar evde bekledim ne gelen var ne arayan.
servisin adını yazdım birde ne göreyim o bana gelmedikleri sürede başka arızalara gitmişler güncel müşteri yorumları var.
dedim yapacağınız işi s...
gittim yedek parçacıdan malzemeyi aldım kendim değiştirdim.
özeti şu; müşteri makineden, parçadan anlıyorsa tamirci gelmiyor abi. düdükleyeceği müşteri arıyor.
yurtiçi kargo'nun müşterilerini evde bulamaması
-
alışıldık bir durum. şu sıralar işyerinde bulamamalarına da alışmaya çalışıyorum. güvenlik görevlimiz, kuryeyi üst kata yönlendirip diğer ziyaretçilerle ilgilenmeye başlamış. kurye kaşla göz arasında "alıcı adreste bulunamadı" etiketini yapıştırıvermiş bankoya. bereket ki güvenlik görevlisinin alnına yapıştırmamış.
kedi tırmığı hastalığı
-
yaklaşık 15 gündür hayatımı kabusa çeviren illettir kendileri.
bugüne kadar evde kaç kedi besledim, sokakta kıstırdığım kaç milyar hayvan tarafından parçalandım bilmiyorum. bundan yaklaşık 1 ay önce yine sokakta yoğurduğum kedilerden biri tarafından yolundum. "bana bir şey olmaz yeaa" diyerek hayatıma devam etmeden önce bunun ne gibi sonuçları olabileceğini sorduğum veteriner kuduz ve tetanos ihtimalleri haricinde bir de lenf bezi iltihabından bahsetti. ilk iki ihtimali her zamanki gibi hiç hesaba katmayıp 3.yü de fazla sallamayarak hayatıma devam ettim, ta ki boyun ile kulak arasında kalan bölgemde koca bir yumru oluşana kadar.
veteriner bana doktorların yumru gördüklerinde yarattıkları panikten ve basit bir antibiyotik tedavisiyle çözülebilen bu durumu oldukça sancılı bir sürece çevirebildiklerinden bahsettiği için gittiğim sağlık ocağındaki doktor bir şey demeden kendime koyduğum teşhisi paylaştım. o da hiç polemiğe girmeden karıştırdığı bir kitap sonucu bana augmentin yazıp yolladı. günde 2x1000 miligram antibiyotik vücudumda yerini alırken olaylar da giderek kötüye gitti. ilacın 4. gününde ateşim 39 olmuş, yumrularım da boyun ve ense bölgemi hormonlu dev bir patatese çevirmişti.
antibiyotiğimin 5. gününde küçük tatlı bir quasimodo olarak kendimi acil serviste buldum. galon galon kan verip, enfeksiyondan göğüs hastalıklarına uzanan çeşitli hastane birimlerinde bütün haftaya yayılan maceradan maceralara koştuktan sonra yeni bir antibiyotik ve benim baştaki teşhisimin onaylanması ile eve döndüm.
içimi dolduran işlevsiz antibiyotik, tükenen bünye, yerlerde tansiyon ve oynak bir şeker garifiği sebebiyle hastalığın 15. gününde hala kendime gelmeye çalışıyorum. o sığır doktor başta doğru antibiyotiği* verebileydi hiç yaşanmayacak olan bu tüketici sürecin sonunda yeni yeni insanlığa dönerken şimdi de hayat kurtarıcı ilacımın midemde yarattığı tahribatla boğuşuyorum.
bu yaşadıklarımın hayvanlarla değil ama doktorlarla arama ciddi bir mesafe soktuğunu söyleyebilirim. modern tıp dünyası bununla nasıl baş edecek bilemeyeceğim tabi.
decathlon'da satılan gri spor ayakkabı
-
her yıl düzenli olarak alıyorum oldukça rahat ve konforlu. dünyadaki bütün insanlar aynı ayakkabıyı giyse ne olur, kapitalizimin uşağı olmayın dedelerimiz ninelerimiz ayaklarına giyecek lastik ayakkabı bulamazken bugün ayakkabı beğenmez olduk.
2010 süper lig yayın ihalesi
17 ağustos 2015 ışid'in türklere mesajı
-
istanbul'u işgal edersin tamam da erdoğan'a atatürk dersen sıkıntı büyük.
alman polisleri döverek komaya sokan adam
-
çomarlar tarafından desteklenen şahıstır.
türkiye'deki polislere çiçek veren gezicilere bile "törörik" diyen kompleksli aşağılık insanlar, başka ülkenin polisine karşı alenen kuvvet kullanıldığında ezik ezik sevinip, "gavur döven müslüm" nakaratları dizmektedirler.
çünkü çomarların ilkesel bakışı yoktur dünyaya; kendileriyle aynı kampta gördüklerine her türlü şiddet eylemini hak görmektedirler.