hesabın var mı? giriş yap

  • burdan anliyoruz ki, bosch makinemiz bozulursa banyodan alıp mutfaga koyuyoruz sonra servisi çağırıyoruz.

    pratik olun biraz.

  • izmir'in gelişmişliğini gösterir. çünkü kadınlarımız cesur ve bilgili bu yüzden aile içinde şiddet gördüklerinde gidip polise, mahkemeye ve derneklere şikayet edip, yardım isteyebiliyorlar. bu yüzden şiddet oranları yüksek çıkıyor. doğu ve güneydoğu da ise kadınlar cehalet, korku, çaresizliki gelenek ve diğer nedenlerden dolayı şiddet gördüklerinde bunu aile dışında kurumlara (polis, mahkeme vb) anlatamıyorlar. kadına şiddet türkiye'nin doğu bölgelerinde daha çok yaygındır, ancak şikayet etme belirli bir bilinç gerektirdiği için batıda yaygındır. bundan dolayı resmi istatistiklerde batıdaki oranlar yüksek çıkıyor.
    önüne her gelen istatistikleri yorumlamaya kalkarsa da yukarıdaki gibi cahil ve saçma yorumlar ortaya çıkıyor.

  • bunu söyleyen kabe meydanı genişletme güzelleştirme projesini üstlenen bin ladin grup adlı inşaat firması. kaza göz göre göre geliyorum demiş 500 tonluk dengeleme ağırlıklarını koymayı ihmal etmiş bu gerizekalılar. tabi takdir-i ilahı koyduklarım, zaten bu işlerin fıtratında da bu var. sizin bu fıtratlarınız olduğu sürece 10 sene sonra aklı başında olan hiç kimse islamda kalmayacak.

    edit: imla

  • ahmet ümit yeni kitabı (bkz: kayıp tanrılar ülkesi)nde türk yerine türkiye kökenli yazmış.
    aynı cümlede alman'a alman diyebilen ahmet ümit türk'e hangi saikle türkiyeli diyebilmektedir.

    kaynak:sf.142; “(…) alman olsun,türkiye kökenli olsun,arjantinli olsun kimseyi tehdit edemezsiniz (…) “

    türk halkı,alman kimliğini oluşturan germen halkı gibi tarihe damgasını vurmuş olmasına karşın;ahmet ümit bu gerçeğe karşın,türk kimliğini ispanyol ve amerika yerli halkının karışımı olan arjantinli gibi bir kavram ile eşdeğer göstermeye çalışmaktadır.

    çektiği ve rol aldığı saçma belgeselden sonra şu tanımlama ile ahmet ümit tam bir hayal kırıklığı.

    (bkz: bdp'nin 2010 referandumunu boykot etmesi)

    ahmet ümit'in 2010 referandumundaki tutumu ; odatv ;ahmet ümit'i yandaş medya nasıl kullandı?

    ne mutlu türküm diyene!

  • bulaşık makinasıyla mekanik bi ilişkisi vardır.

    debe editi: daha önceki debelerimde bu olay yoktu ama bi konuda dikkat çekmek istiyorum. doğal güzellik iztuzu yandaşa peşkeş çekiliyor.direnelim.saygılar.

  • kapadokya'daki balona biniş ücretinin 175 euro(500 lira) olması. neden bu kadar pahalı anlam veremem. rusya'ya aktarmasiz direkt ucak bileti gidis donus 427 lirayken bu neyin artistligi.

  • justine trietin yönettiği bir drama gerilim filmi. senaryoyu eşi arthur harari ile birlikte yazmışlar. karı koca ilişkisinin detaylı, gerçekçi ve güzel anlatımı bu yüzden olsa gerek. hikaye anlatımı, müzikler, diyaloglar, oyunculuklar çok başarılı. dram sevsem de açıkçası konu çok sıkıcı diye izlemeyi ertelemiştim ki ciddi manada yanılmışım. sandra hüllerkarakteri oynamamış, resmen yaşamış, snoop köpüşüne ise bayıldım, nasıl tatlış, nasıl akıllı, nasıl bir oyuncu, hayalimde "and the oscar goes to snoop" diyerekten alkışladım kendisini. insan ilişkileri, çoğu evlilikte rastlanan birinin yükselişi, diğerinin düşüşü şeklinde gelişmiş ve sorgulamalar, kavgalar bu temelde gitmiş. çok ilginç diyaloglara sahip film. çocukla anne ilişkisi, bakış açısının kişinin yargısındaki etkisi, kendini ifade ederken dilin önemi, başarısızlığı kabul etme ve çözüm arama yerine karşındakini suçlama davranışları vs çok akıcı şekilde işlenmiş. finalinde kendi adıma kim suçlu kim değil daniel gibi ben de kararımı verdim. filmin amacı veya sorusu bu değildi elbette ama yorum yapmazsa ölecek hastalığına sahip üyelerden biri olarak illaki finali de yorumlayıp netleştirmem gerekiyordu kendi adıma.
    --- spoiler ---

    sandra, hayallerini gerçekleştirmiş iyi bir roman yazarı, eş ve anne. sorumluluklarını yerine getirdiğine inanan, kaza sonrası oluşan oğlunun görme engeline güçlü ve akılcı şekilde yaklaşabilen gerçekçi ve güçlü bir karakter. samuel ise yazar olma hayali için öğretmenlik mesleğini bırakan, kazada sorumluluğu olduğuna inanan, sürekli gerçeklerden kaçan, kendi öfkesini ve iç sesini bastırmak için yüksek ses müzik dinleyen, arayış içinde olan, son dönemde yazma yeteneğini de yitirmiş olan mutsuz bir karakter. oğlu ile olan ilişki belirsiz, arabada olan diyaloğu ise bize daniel'in anlattığı kadar, o diyaloğun gerçekliğinden bile emin değiliz. iyi bir baba mıydı emin değilim. daniel bir kaza sonucu görme engeli oluşan, zeki, bilinçli, sorumluluk sahibi, yetenekli, kurgu konusunda anne ve babasından çok daha başarılı bir çocuk. film, samuel'in taşındıkları dağ evindeki odasından düşüp ölmesinin sorgulanması etrafında dönüyor. mahkeme salonunda evliliklerinin kirli yönleri ile karşılaşıyoruz. sandra'nın dediği gibi anlatılanlar ne tam olarak kendisini ne de samuel'i anlatıyor. yaşamdan belli kesitlerle bir insanı anlamak da anlatmak da imkansız. daniel'in verdiği çok zekice ifade ile bir yılı aşkın süren davanın sonucunda sandra suçsuz bulunuyor. film isminden de anlaşılacağı üzere "düşüş" ü anlatıyor, yalnızca fiziksel olarak düşme değil, kesinlikle mutluluk, başarı, hedefler, hayaller vs konusundaki düşüş çok ön planda. samuel'in kayıt altına aldığı diyaloglarda sandra'ya tuzak sorular ve yönlendirmeler olduğu çok açık. duvar yumruklama, başını duvara vurma gibi öfke kontrolü olmayan davranışları var. benim düşündüğüm samuel son 6 aydır kurgusunu yaptığı sona ulaştı ve ruhsal düşüşünü fiziksel olarak da sandra'yı kaosun ortasına koyarak gerçekleştirdi. başarısızlıklarımız için başkalarını suçlamak en acısız çözüm, elinin altında o kadar seçenek varken ki yaşam alanı olarak da kendi isteğini gerçekleştirme gücüne sahip olduğunu görüyoruz, sandra'yı suçlamak çok korkakça bir davranış. hayır diyecek gücünüz yoksa o ilişkiden uzaklaşmak en doğru seçenek aslında. suçluluk duygusu, başarısızlığın getirdiği hayal kırıklığı, aldatılmanın verdiği öfke ve karısın başarısının kıskançlığı büyük olasılıkla onu bu yola itmiş olabilir. sandra'nın bu fiziksel düşüşte payı olduğunu gösterecek ne bir mimik, ne bir söz ne de davranışa rastlamadım. daniel'in kucaklaması, köpeğin ise gelip kucağında yatması suçsuzluğunun göstergesi. daniel'in kurgulama yeteneğinin babasından gelen genlerden olduğuna da şüphe yok. avukat vincent'in dostluğu ve yönlendirmeleri de elbette çok etkili, sandra'nın en büyük şanslarından biri. sonuç olarak çok başarılı bir sinema eseri, çok zevk alarak izledim.
    --- spoiler ---

  • dışarıda 50 kişi duruyor demek iki şey hakkında fikir veriyor; biri herkesin aklına gelen, diğeri de o dışarıdakilerin bile bu iğrenç durumdan haberi olduğu. başta o doktorun ifadesine göre gevşek gevşek, bıyık altından gülerek cevap verenle birlikte, buna bulaşan herkese müebbet vereceksin. ondan sonra içeride kendi kendilerine gülerler artık.

    2 yaşında çocuk lan bu, birinizde bile mi vicdan yoktu?