hesabın var mı? giriş yap

  • taliban'ın ailelere yazdığı bir mektupla 15 yaşından büyük kız çocuklarını taliban askerlerine eş olarak "hediye etmelerini" istemesi durumudur. o masum kız çocukları yerine türkiye'de islamcı teröristlerin zaferine sevinen kadın ve erkekleri paketleyip taliban'a eş olarak gönderebilsek keşke. https://twitter.com/…591/status/1427006319391870978

  • tıka basa dolu olan bir kafede, sadece kendinizin yalnız olduğunu farkettiğiniz andır.
    belki de insanların, "alabilir miyim" diyerek boş sandalyeleri gösterdiğinde "evet" dediğiniz andır.
    ve yine etrafınızda sandalye dahi kalmadığındaki o andır..

  • cebinde barometre ile gezmekten sıkılan iphone 5s kullanıcılarına ilaç gibi gelmiş yeniliktir.

  • aslinda aciklamasi cok basit fakat herkes ithalat uzmani degil memlekette o yuzden kisaca anlatayim;

    araba fiyatlari uzerindeki vergi oranlari aleni sekilde ortadadir. (kdv, otv, otv'li fiyatin kdv orani derken normal liste fiyati + vergiler seklinde size aciklama yapilir.) bu yuzden bilirsiniz arabanin neden avrupaya gore pahali oldugunu.

    genel itibariyle tekstil urunlerinde sizin bilmediginiz ama urunler gumruk noktalarina daha ulasmadan evraklar uzerinden vergi oranlari cikar. ekseriyetle made in china tekstil urunlerine minimum %40 vergi odenir. anti damping (yerel ureticiyi korumak icin ek vergi) belirli urun tipleri ya da tekstil karisimlarina getirilen ek vergi ve verginin vergisi derken ortalama %80 - %90 oraninda ek maliyetle ancak cekebilirsiniz urunu gumrukten.

    kim ceker urunu? distributor ceker. bir de bu adamlarin operasyon maliyetleri, kira, personel, yatirim maliyeti vs vs derken; minimum kar marjiyla bile satmak isteseler bile ister istemez usa ya da eu bolge fiyatlari ile ayni arabalarda oldugu gibi fiyat farki olusur.

    peki neden usa' de ucuz? orada gumruk vergisi yok mu? evet var! ama markanin sahibi ve ureticisi olan firma zaten usa merkezli. peki uretim maliyeti hakkinda bilgimiz var mi? tabii ki yok. sadece tahmin etmeye calisabiliriz. sunu rahatlikla soyleyebilirim ki o bahsettiginiz 20-30 usd dolari fiyatla bile sattiginda markanin sahibi yine para kazanir hem de tum masraflarini da karsilayarak. en kotu ihtimal stok maliyetine girmemek icin bile basabas noktasinda satar yine satar. neden? el-cevap : nakit akisi saglamak. (asortisi kirik, sadece buyuk ya da kucuk bedenlerin kaldigi/satilmadigi, sezonu gecmis urunu neden bekletsin ki rafta)

    birlesik arap emirlikleri ve daha 2018 ocak ayinda hayatlarin ilk kez sadece %5 kdv yi ilk kez gormus suudi arabistan gibi sifir vergi ulkeleri kiyaslarsaniz uzulursunuz. zira bu ulke distributorleri asiri yuksek adetli alim yaparlar. cunku sadece kendileri satabilirler markali urunleri. devlet destekli olduklarindan da zararina bile satabilirler istedikleri her urunu. bu ayri bir arastirma ve tartisma konusu.

    iyi ki kisaca anlatayim dedim mq. neyse. her seyi bilmek zorunda degiliz ama ben de merak ettigim icin arastirip okumustum gumruk mevzuatlarini.

    ez cumle marka marka marka. eger global bir markaniz yoksa ve hem uretip hem pazarlamasini yapmazsaniz vatandasiniz kendine bir mont alirken bir tanede devletine almis olur.

    not : ithalatci degilim.

  • yüzünü botoks, dolgu, estetik operasyon ile kaplamayan zayıf olmak için aç kalmayan, sözün özü güzel olmak için çaba göstermeyen, acı çekmeyen bir kadının yeteneği ve emeği ile de sinema, dizi sektöründe yer alıp başarı gösterebileceğini, para kazanabileceğini göstermiştir.
    düşüncelerini açıklamadaki özgüveni, dikkat çekmek için sansasyon yaratmaya çalışmaması ile kalitesini gösteriyordu ki bu başarısının sektördeki kadınların davranışlarında bir değişme yaratacağını düşünüyorum, erkek egemenlik normları ile değil özdeğerinin farkındalığı ile eylemlerde bulunmak başarı getiriyor işte böyle.

    tebrik ederim, başarıları daim olsun.

  • baba olacak sevgilinin şirinleştiği anlar. karnımla bıdır bıdır konuşması.

    -kızıııım, ben senin babanım. babbaa. burdayım bak, vur bi bakiim. hadi kızım vur bi bakalım babanın eline. anne gitti korkma, vur sen.

    biri içimde, diğerini de böyle içimde saklayasım geliyor.

  • açılın uzman geldi.

    "right" kelimesinin kökü "rig"dir, bu da latinceden gecmedir. "rig" kökü "siraya, duzene koyma" anlami verir. ornegin ispanyolca "dirigir" kelimesinde de ayni kok vardir ve anlami siraya koymak duzenlemektir. ingilizcede "direct" de ayni "rig" kökündedir cunku "rig" kökünün de latincede kullanimi "rec"tir. (" re"ile karistirmayin o "tekrar" anlami verir, ornegin "record" kelimesi latince "recordari", yani yeniden "kalbe" girmektir. couer fransizcada kalp demektir. ayni sekilde cordial kalpten demektir. cardiac arrest'teki kalp ile record'daki cord kalp anlamindadir. bu yuzden ingilizce'de ezberlemek "learn by heart" tir, yani icine, kalbe islemek gibi)

    "rec" kökü direkt, duzenlice, nizami anlami katar. bu yuzden right kelimesi normalde "direkt, dosdogru, duzeltilmis" anlaminda kullanilir. mesela right'in bir es anlamlisi "correct" kelimesidir rec kökü var. (ornek; i didnt get it right, yani tam olarak anlayamadim, ya da "its right in front you" birsey bir yer ariyosun diyelim karsindaki sana "tam onunde" dedi, ya da "right forward" dedi yani " abi yoldan direkt devam et abi" der gibi). neyse, matematik sistemde her sey saga dogru ilerler, bir sey siraya konurken de saga dogru konur. bu yuzden right ayni zamanda "sağa dogru duzenleme" anlami verir. mesela dikdortgenler her zaman "rectangular" yani saga dogru nizami devam eden anlamindadir. geometride açılar her zaman saga dogrudur. ıngilizcede bu yuzden dik açı "right angle" olarak ifade edilir ve dik açı rect, rectus yani right nizami bir yon izler.

    bu yuzden right "sağ" anlaminda kullanildigi gibi "hak" ve siyasal sağ anlamindada kullanilir. cunku sağ goruslu insanlar duzene nizama kayitsiz sartsiz solculara gore daha uyumlu gozukur. bir diger kokeni ise latince'de directus "bakin yine rec koku var ve direkt anlaminda) vucudun sag tarafini ifade eder. kalp solda oldugu icin bir kisi soldan darbe alirsa daha fazla sarsilacagindan sag tarafinin daha guclu oldugunu ve kalbi yoracagindan saglak olmanin daha avantajli olacagini dusunmusler. "hak" anlamina gelmesi ise yine latince'deki "rec" kokudur ve guclu tarafi izah eder. ornegin ispanyolca'da da sag derecha, hak adalet ise derecho"dur, latinceyle neredeyse ayni. buradaki mantik da guclu oldugunu tasvir etmektir. mesela yine ispanyolcada "yasa, kanun" anlamina gelen "regla" kullanilir yani rec kokunden.

    "left" ise kokeni vucudun daha dayaniksiz sol tarafini ifade eden antik yunan etimolojisine dayanmaktadir. "laevus" kelimesindem turemistir. ruscada da sol "levyi" demektir. kelime anlami "sol taraftaki zayif bolge, zayif, dayaniksiz, basina kotu birsey gelmesi muhtemel bolge" olaral ifade edilebilir. bu yuzden nizam ve duzene aykiri olarak fransiz ihtilalinde ilk kez tasviri yapilmistir, yani duzene uymayan zayif insanlar tabiri. ıngilizcede "duzensiz" kelimesi ornegin "irregular" olarak gecer, oradaki rec, rig kokunu farketmissinizdir. ırregular aslinda "guclu olmayan" demektir.

    bu yuzden solak insanlar zayif ve gucsuz insanlar, duzene aykiri insanlar olarak algilanir cogu kez. right kelimesini ise gunumuz ingilizcesinin gunumuze gelmesinde payi olan kentish bolgesi gunumuze getirmistir. kentish adi ustunde kentli, sehirli olarak soylenebilir, yani duzenli nizami insanlar.

  • 1 dakika bile düşünmeden satardım. dünyaya bir daha mı geleceğim. seçme şansım olmadığı bir ülkede doğdum. satıştan gelen parayla almanya’ya gider coğrafi kaderimi değiştirirdim.

  • terörle mücadele yöntemi olarak bankları kaldırmak(?)

    caddeleri komple kapatırsak hiç terör eylemi olmaz o vakit. banklarla sınırlı kalmasın.

  • öğrenci evi. evde 4-5 kişi kalıyoruz. bir arkadaşın kardeşi haftasonu ziyarete geldi. mutfağa bir daldı çocuk. nasıl temizliyor. utandık.
    dur da diyemiyorum ben. gittim artık en azından "ya uğraşma zahmet etme" içerikli bir şey söyleyeyim dedim. baktım ocağı silmekle meşgul.

    - ya uğraşmasaydın onunla bi de. bi ton zahmete girdin.
    + olur mu abi ya. bi iki sene daha rahat edersiniz işte.

    daha karışmadım ben. kimseye karışmadım ama. belediye bizim evi yıktı geçen gün. ayar yerim diye gık diyemedim.