ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
amerika'da markete giren kaplan
-
sanki, markete, 22.00'dan sonra girmiş de alkol alacağımış da yasak olduğu sonradan aklına gelmişcesine markete girip çıkan kaplandır.
sahibinden.com'daki barok tarzı döşenmiş daire
23 ocak 2019 yılmaz özdil açıklaması
-
“cumhuriyet tarihinin gördüğü en alçakça, en adice hem de planlı ve organize sosyal medya saldırısından bizi koruyan bizi savunan yurtseverlere çok teşekkür ederim”
bu dil bir yerden tanidik geliyor ama nerden? her hosuna gitmeyeni vatan haini olarak yaftalayanlarla ilginc bir paralellik var.
hollanda'da yapılan market alışveriş fişi
-
baslik biraz anlamsiz gelebilir, direkt bu aklima geldigi icin yazdim.
malumunuz, karantina doneminde hepimiz market alisverisi yapiyoruz; kimimiz online, kimimiz ise markete gidip, kendi hijyen kosullarini saglayip hallediyor. kirmizi/beyaz et, kahvaltilik, sebze/meyve, alkol, deterjan almis basini gitmisken; birkac parca bir sey aldigimizda minimum 80~100 tl oder olduk.
asagida da hollanda'da yapilmis 53 euroluk bir alisveris fisi ve urunlerin fotografi mevcut. icindekilerden kiyma ve 6'li birayi su an almaya kalksak sanirim 250+ oduyoruz.
ilgili kaynak tweet
edit: gelen mesaj uzerine hollanda'daki asgari ucret tablosunu da ekliyorum. görsel
edit2: bu asgari ucret brut imis. net olarak 1100~1200 euro kaliyormus geriye. uyaran yazarlara tesekkurler.
edit3: nette gelir asgari altinda kaliyorsa devletleri de yardim ediyormus. dolayisiyla 1500~1600 altina dusmuyormus. brutleri de ayri dert netleri de. dusse bi dert dusmese devlet yardimi. nefis cidden.
edit4: kendimi ali tezel gibi hissetmeye basladim. hollanda'nin net geliri 1520 euro imis. link
27 eylül 2020 ermenistan'ın azerbaycan'a saldırısı
-
sabah sabah üzdü ama;
generalleri falan öldü hâlâ bekliyorlar. tek adam ve diktatörlük ile yönetilen bir ülke gösterin bana savaşa girip kazanmış. işleri güçleri dış politika da "r" yapıp, iç tarafta kazanmış gibi göstermek.
çünkü ülkenin savaş kaynaklarının çoğu, kendini ayakta tutması gereken medya, mafya ve küçük terör gruplarına hibe edilmiştir ve elde avuçta pek bir şey yoktur. azerbaycan da mavi olanı işte. iç politikada biz gardaşız edebiyatı yapıp çomarların gazını almaya benzemez. elin ermenisi bile gelir tokadı yapıştırır.
edit: arkadaş şurada özetlemiş olayı #113549095
edit 2: arkadaşlar dokuz yıldır çaylaklara mesaj alımını kapatmayan ben bugün itibariyle kapattım. iyileri tenzih ederek yazıyorum ama hepsi mi hakaret eder :) biri hakaret etmiş, "bak seni savcılığa veririm uğraşırsın" diyorum, "ver ben zaten avukatım" diyor. ülkenin okumuşu bile bunu yapabiliyor. arabalar hakkında soru soran çaylak kardeşlerimden özür diliyorum.
bütün köpekleri peşinden koşturan harf
-
(bkz: hava şartları sebebiyle linci erteleyelim)
debe edit:
meraklısı için türk sinemasına dair naçizane inceleme yazılarım.
(bkz: hayallerim aşk'ım ve yeşilçam)
(bkz: türk sineması'nda seri filmler)
(bkz: ticari türk sineması ve kostüme filmler)
(bkz: toplumsal/toplumcu arabesk filmleriyle o. gencebay)
(bkz: türk sinemasında iç göç ve gecekondu sorunsalı)
(bkz: türk sinemasında erkek starlar ve son imparatorlar)
(bkz: türk sinemasında kadın starlar ve son imparatoriçe)
en büyük şaban
kemal sunal filmlerinde natuk baytan ekolü
nöbette sigara içerken korgenerale yakalanmak
-
askere gidenlerin mümkün olamayacağını bildikleri olaydır. çünkü korgeneral gelmeden 6 ay öncesinden hazırlık başlar. toprağın altındaki izmaritler bile toplanır, binalar yalanacak derecede temizlenir, askeri araçlar atf yağı ile parlatılır, ofsayt askerler bir şekilde ortadan yok edilir, bütün nöbet yerlerine eğitimli askerler konur en sonunda ise tabur komutanı uzaktan belirip generalin geziyi ertelediğini haber verir.
edit: bazı arkadaşlar kendi kolordusu yok mu? orda hiç mi devriye atmıyor yazmışlar. değerli dostlar yine askere gidenler bileceklerdir. eğer askerliğinizi bir kolordu komutanlığında yapacak olursanız, yani korgeneralin nefes alıp verdiği bir yerde, ki o yer neresi olursa olsun, isterse evinin önü olsun farketmez size daha ilk günden nasıl davranmanız gerektiğini "çeşitli yöntemlerle" öye bir öğretirler ki o sigarayı bir tarafına sokmayı düşünürsün ama içmeyi düşünemezsin, aklına gelmez öyle bir şey yani.
uzun vadede norveç gibi olabiliriz
aracına kartopu çarptı diye e-5'te çocuk kovalamak
-
insanlığın düşebileceği son noktalardan zannediyorum.
çocuk bu insanlıktan nasibini almamış taksici, çocuk!
arabasına kartopu geldi diye küçücük bir çocuğu taksisiyle ters yönde giderek kovalıyor insanlıktan nasibini alamamış yaratık. hem çocuğu ölesiye korkutarak hem de o anda trafikte olan yüzlerce kişinin hayatını riske atarak.
garibim yusuf korkarak kaçarken bir arabanın altında kalıyor.
peki bu delikanlılığı çocuğa söken taksici ve ondan bir farkı olmayan yusuf'un altında can verdiği arabanın şoförü ne yapıyor? çocuğu orada kanlar içinde bırakıp kaçıyor.
yusuf, hayatının son anlarında arabayla kovalanarak korka korka can vermiş bir çocuk. iki tane korkak ise halen aranıyor.
ne desem gg.
http://gundem.milliyet.com.tr/…/1807010/default.htm
bir çocuğun ölümüyle sonuçlanmıştır.
ne bekliyordunuz?
ayasofya
-
islamcıların bitmeyen eziklikleriyle hala fethetmeye çalıştıkları bizans kilisesi. şimdi müze.