ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bebek ırmak kupal'ın otopsi raporu
-
ırmak kupal isimli 3,5 yaşındaki el kadar bebeğin tecavüz edilerek öldürülmesi ardından açıklanan rapor.
--- spoiler ---
"otopsi raporuna göre, ırmak'a tecavüz edildiği, elle boğularak öldürüldüğü ve ters ilişkiye girilmek istendiği, bu sırada da iç organlarına zarar verildiği saptandı."
--- spoiler ---
kaynak
o el kadar bebek bedeninden daha ağır bir tabuta konuldu.
o bebeğin son anlarını hiç düşündünüz mü? o çocuğun ne şekilde mücadele vermeye çalıştığını, kurtulmak adına nasıl göz yaşı döktüğünü hiç hayal ettiniz mi? nasıl canının yandığını, neler yaşadığını. sakinleşemiyorum, düşündükçe kalp krizi geçirecek gibi hissediyorum.
allah sana çok çok uzun ömür versin himmet aktürk.
her anında hatta her nefes alışında o kız gelsin gözlerinin önüne.
her nefes alıp vermen sana aylar gibi gelsin.
1 dakikanı 10 sene gibi yaşa.
yaşadığın tüm acıları iliklerine kadar hisset ama hiç bir şey yapamayasın.
ölmek için çok çaba göster ama öleme.
sandıkları terk ettik
-
yavşak bir aktrol dezenformasyonu.
bas yarrağı geç.
çok iyi bir insan olduğu düşünülen ünlüler
-
barış manço
adile naşit
...iyiler erken gidiyor
dunning-kruger etkisi
-
psikoloji dalinda ignobel ödülü alan çalışma. dunning-kruger sendromu olarak da adlandırılır.
psikologlar justin kruger ve david dunning'in tarihe geçmelerine vesile olan
teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan
güvenini artırır" der.
metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan
araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:
-niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
-niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
-niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp
anlamaktan da acizdirler.
-eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar,
niteliksizliklerini n farkına varmaya başlarlar..
değerlendirme zaafı:
iki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular. cornell
üniversitesi' nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular.
ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını
tahmin etmelerini" istediler.
en başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin),
testin yüzde 60'ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar
yüzde 70'e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.
en iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü
denekler olduğu (soruların yüzde 70'ine doğru cevap verdiklerini
düşündükleri) görüldü. (not: dunning ve kruger bu çalışmalarıyla 2000
yılında ig nobel * de kazandılar.)
çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten
acizdir. ama asıl vahim olan, bu "yetersizlik + haddini bilmeme"
kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması.
kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.
işinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz", kendini ve yaptıklarını
övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan
en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. aksine bunu bir "hak"olarak
görecektir.
bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında
"fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne
çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar,
kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için
kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri
tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır.
sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" her zaman ve her yerde daha hızlı
yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır.
etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak verecek misiniz ?
(kaynak: dr..serra menekay oncel)
77 iq'su olan papağan alex'in son sözleri
-
işaret diliyle baya bildiğin muhabbet eden konuşabilen şempanzelerin bir kez bile olsun hiçbir soru sormadığı dünyada, alex sahibinin renkleri öğrettiği esnada aynanın karşısına geçip kendine bakarak "what color" demiş ve tarihte insan dışında soru soran, hem de varoluşsal bir soru soran ilk canlı olmuştur.
elon musk'ı hiç duymadım
-
celal şengör'ü şu rezil durumda bile savunabilenler var ya nasıl bu kadar mal olunabilir merak ediyorum gerçekten.
telsimli erkeğin turkcellli kıza yazamadığı yıllar
-
gsm operatörlerinin rekabeti kızıştırmadığı yıllardı. babalar çocuklarına aylık 100 kontör alır, gerisini düşünmezdi. oğlum aşık mı olmuş, ergen miymiş bakmazdı. aynı operatörde olanlara mesaj atmak 1-2 kontörken farklı operatördekilere mesaj atmak imkansıza yakındı.
şimdilerde ise rekabet çetin. her yöne 9767000 bin mesaj hakkını 10 liranın altına almanın mümkün olduğu gibi, whatsapp gibi bedava mesajlaşma imkanı sunan uygulamalar da var. msn'i, facebook'u hiç saymıyorum bile. bu sebeple şimdiki ergenler çok şanslı. bi kızdan hoşlanınca "inşallah telefonu telsim'dir" gibi zavallı dileklere ihtiyaçları yok.
ben şu anki imkanlarla ergen olsaydım, orta 2'deki platonik aşkım duygu'nun elini mutlaka tutardım. eminim.
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
-
(bkz: bursa ibnetors)
siz takıntısı olan kasıntı tip
-
nezaket beklentisine kasıntı diyorlar. köylüler şehirleri işgal ettikçe böyle kültürünü de işgal ediyorlar işte.
iş görüşmesi diyalogları
-
+ erhan bey**, ingilizce seviyeniz hakkında bir şey söylememişsiniz, başvuru formunda "bütün bölümleri doldurunuz " yazıyor?
- yazacaktım ama seçeneklerde seviyeme uygun bir şey bulamadım işaretleyecek,ondan oldu..
+ uhm.. çok iyi demek ingilizceniz?
- malazlar seviyesinde diyebiliriz..
+ nasıl yani? anlayamadım??
- vasati 40 kelime yani...
+ anlıyorum. biz sizi daha sonra ararız
(bkz: based on a vallahi billahi true story)
17 temmuz 2021 istanbul sıcağı
-
yav he izmir sıcağı he. en soğuk izmir, en sıcak izmir, en boyoz izmir. gelin de görün nasıl bir nem var burada. herhangi bir kıyı şehri nasıl rahatsız edici derecede sıcak ise burası da öyle. ne eksik ne fazla. üstüne betonlaşmanın getirdiği sıcaklık ve rüzgarı kesmesini de ekleyin tabii. nefes alınmıyor.
gmail
-
adamlar gittikçe abartmaya basladı..
geçenlerde yazdığım bir mailin içinde "ekledim" kelimesi geçiyordu. send tusuna bastım ve karşıma bir uyarı çıktı;
"merhaba ....
yazdığınız mailin içince -ekledim- kelimesi geçiyodu ama siz bir dosya eklemediniz.
herhangi bir dosya eklemek ister misiniz?"
yahu kendimden şüphe ettim, nasıl bir uyarı, nasıl bir algılama katsayısı..