hesabın var mı? giriş yap

  • evrenin kendisi tarafından yapılan eylem.

    ön bilgiler vereyim önce.

    1- nedensellik ilkesi

    basitçe, bir şeyin gerçekleşmesi için bir nedene bağlı olması şeklinde düşünebilirsiniz bunu. yani bir yumurtanın kırılması için önce bir yerden düşmesi ya da sert bir yere çarpması gerekir. düşme ya da çarpma neden, kırılma ise sonuçtur. yani bu ilke bir sebep sonuç ilişkisidir. burada önemli olan şey, nedenin sonuçtan önce ortaya çıkmasıdır. günlük hayatımızda bunun tersini göremeyiz. yumurta kırıldığı için düşmez; düştüğü için kırılır.

    2- yerellik ilkesi

    gerçekleşen bir olayın sadece yakın çevresini etkileyeceğini söyleyen ilkedir. evrende olaydan çok uzaktaki noktalar ondan etkilenmezler.

    3- ışığın ve boşluğun yapısı

    biliyoruz ki ışık bir elektromanyetik dalga ve boşlukta da yayılabiliyor. boşluğun (ya da vakumun) elektrik alan ve manyetik alan geçirgenliğinin bir sınırı var. yani elektromanyetik dalgalar her ne kadar boşlukta hareket edebiliyor olsa da boşluğun bu dalgalara karşı bir miktar direnç gösterdiğini düşünebilirsiniz. bunlar belirli rakamlarla ifade edilebiliyor ama bu rakamlar biraz daha küçük olsaydı, yani boşluğun direnci şu an olduğundan daha düşük olsaydı ne olurdu? ışık da dahil tüm elektromanyetik dalgalar boşlukta, şu an olduğundan daha hızlı hareket ederdi. peki, bu direnç 0 olsaydı ne olurdu? elektromanyetik dalgaların hızı sonsuz olurdu.

    o zaman düşünelim: ışık, sonsuz bir hızla hareket etse ne olurdu?

    böyle bir şey olsaydı, yukarıda bahsettiğim iki ilke de rahatlıkla çiğnenirdi. sonuçların nedenlerden önce geldiği, burada kırılan yumurtanın andromeda galaksisi'ndeki bir şeyleri fiziksel olarak etkilediği bir evren düşünün. bunun diğer adı kaos olurdu. hatta belki de daha önce gerçekleşen kozmik olaylar nedeniyle dünya bile var olmayabilirdi.

    buradan çıkan sonuç şudur: ışık hızını sınırlandıran şey bizzat evrenin kendisidir. yani aslında evrendeki esas limit ışık hızı değil, bu iki ilkenin çiğnenmeme limitidir.

  • tek rakamlı istatistik veren liseliye karşılaştırmalı çok rakamlı bir istatistik veriyorum
    normal sezonda ortalama karşılaştrılması:

    maç başına ortalama sayı:
    kobe bryant 25.4
    michael jordan 30.1

    ortalama ribaunt:
    kobe bryant 5.3
    michael jordan 6.2

    ortalama asist
    kobe bryant 4.8
    michael jordan 5.3

    ortalam top çalma:
    kobe bryant 1.5
    michael jordan 2.3

    ortalama blok
    kobe bryant 0.5
    michael jordan 0.8

    playoff istatistik karşılaştırması

    maç başı ortalama sayı:
    kobe bryant 25.6
    michael jordan 33.4

    ortalama ribaund:
    kobe bryant 5.1
    michael jordan 6.4

    ortalama asist:
    kobe bryant 4.7
    michael jordan 5.7

    ortalama top çalma:
    kobe bryant 1.4
    michael jordan 2.1

    ortalama blok:
    kobe bryant 0.7
    michael jordan 0.9

    bunlar tek sezon değil kariyer ortalamasıdır, kobenin 100 yıl daha oynaması gerekiyor, 1 tane istatistikte bile mj yi geçebilmek için.

    şimdi sonuca gelelim.
    bu adam efsanedir.

    liseli sana bir bilgi:
    nba gecenin 4 ünde uykudan uyanıp izlenir.

  • --- spoiler ---

    diego’m:

    gecenin aynası. gözlerin tenimde yeşil kılıçlar. ellerimizin arasında dalgalar. tamamın seslerle dolu bir boşlukta – gölgede ve ışıkta. sana rengi yakalayan okzokrom dediler. bana kromofor – renk veren. sen sayıların tüm kombinasyonlarısın. hayat. dileğim çizgileri şekilleri tonları hareketi anlamak. sen gerçekleştiriyorsun ve ben alıyorum. sözün boşlukta seyahat edip benim yıldızlarım olan hücrelerime ulaşıyor, sonra senin hücrelerine gidiyor ki onlar da benim ışığım.
    --- spoiler ---

  • ablam durakta adamın tekine bilmemne otobüsü geçtimi diye soracakmış, söze afedersiniz filan diye başlayacağına "efendimiz hede otobüsü geçti mi acaba" demiş salaktır.

  • (23 nisan öncesi okulda yapılacak etkinlikleri içeren bir bilgilendirme yazısı gelmiş, atatürk büstüne bırakılmak üzere bir adet karanfil istenmiştir. ege (5 yaş) karanfilini alıp okula gitmiştir. akşam okul dönüşü...)

    romica: eee, ne yaptınız bugün?
    ege: ne olsun sanki, çeşitli faaliyetler.
    romica: 23 nisan neymiş peki biliyor musun?
    ege: çocuk bayramı, atatürk hediye etmiş çocuklara.
    romica: atatürk kimmiş peki?
    ege: aman anne ya bilmiyor musun? ulu önder, düşmanlardan kurtardı ya!
    romica: canım senin neler bildiğini merak ediyorum...
    ege: biliyor musun anne, atatürk tek başına atmamış düşmanları...
    romica: öyle mi? kimlerle beraber atmış peki?
    ege: eski dedeler, nineler, anneler, babalar beraber savaşmışlar!
    romica: öyle mi?
    ege: evet, ve hepsi kendini feda etmiş vay canına!
    romica: peki çiçek koydunuz mu büste?
    ege: yan sınıftaki bütün öğrenciler bıraktı, gördüm.
    romica: sizin sınıf bırakmadı mı?
    ege: bir kişi hariç herkes bıraktı?
    romica: kim bırakmadı?
    ege: ben bırakmadım, öğretmenim de çok ayıp dedi.
    romica: neden bırakmadın?
    ege: anne, o sadece heykel, benim gerçekten nefes alan, ip atlayan, şarkı söyleyen bir kız arkadaşım var!

  • bunu squid game dizisinin 2. sezonu sanarak izleyen, izlerken bile yarışma programı olduğunu anlamayan, yetmeyip bir de buraya girip 2. sezon olmamış, oyunculuklar berbat diye yazan arkadaşlar... ah o arkadaşlar, vah o arkadaşlar... sen telefonunun tuş kilidini nasıl açtın da, ekşi sözlüğe nasıl girdin de, yetmedi tuşlara bastın da entry gönderin. :)