hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye halklarının giderek muhafazakarlaşmasının sonucudur.

    bugün ht gazetesinde ali ağaoğlu röportajı vardı ki sorsak, sokaktaki 10 yurdum delikanlısının (atıyorum) 7'si bu adamı örnek olarak kabul ediyordur.adam diyor ki röportajda "6 evim var ama tek kitap sahibiyim !!" "hatunun tazesini severim (bu esnada ismi hazal ....... olan sevgilisi sigara içerek röportajı izliyormuş)" vs.vs.vs.

    '80 darbesinin bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük, böyle salak tiplere kol kanat gerip embesil bir nesil (ki yeşil kuşak projesiymiş bunun ismi) yetişmesine uygun zemin yaratmaktı.bunu da başardılar zaten.sorsan hepsi ahlak ve kişilik sahibi ama yolda oturup "taze mala bak !!" "hacı asgari ücret alıyorum ama ayfon siksplas ya da en olmadı ayfon siks almazsam olmaaaaaaz" muhabbetindeler.bu tayfanın idolleri belli, niyetleri belli.kimisi de "....... elitizmi" diye ayar kasmaya çabalar aldığı entelektüel eğitimin olmazsa olmazı bir tavırla.ve evet kardeşim bilgisiz adamı, öküz adamı, cahil kalmakta ısrar eden adamı, o cahilliğini her yere yaymayı görev edineni aşağılıyorum !!!

    gerçi ülkeye tercüman mı seçiyoruz, cumhurun reisini mi seçiyoruz? değil mi.sikmişim bilgiyi, bilimi, kültürü afedersin.

    not : "...... elitizmi" cümlesinde genel tavır kastedilmiş olup, hiçbir entry ve kişi ile ilgisi yoktur.

  • türk halkı olarak genelde kullanılan bir cihazın bütün düğmelerini kurcalar, doğru yanlış kullanır, şayet bir sorun oluşursa kullanım kılavuzuna bakarız bu malum. klima kullanımında da durum bundan farklı değil. üstelik çalışan bir cihazın bozulmadan önce bakımını yaptırmak gibi bir alışkanlığımızın olmaması da cabası. diş ağrısı dayanılmaz seviyeye ulaşmadan dişçiye gitmemek gibi bir şey bu. "aman doktor çek şu dişi de kurtulalım" deriz ve her defasında da "bu kadar çürüyene kadar aklın neredeydi?" cevabını alırız.

    split klimalar adından da anlaşılacağı üzere birbirinden ayrılmış iki ünite, akışkanın dolaştığı borular ve bir miktar elektrik kablosundan oluşur. klimanın soğutma/ısıtma kapasitesine göre çekilen tesisattaki boru çapları ve kablo kesitleri farklılık gösterir. iç ünite, evaporatör adı verilen bir çeşit radyatörden oluşur. dış ünitede ise bu evaporatör'ün hacmine bağlı olarak kondenser bulunur.

    klima soğutma moduna alınıp çalışmaya başladığında, ayarlanan sıcaklık kaç derece olursa olsun içeriye üflediği havanın sıcaklığı, ortam sıcaklığının yaklaşık olarak 7 ile 10 derece altındadır. yani 18 dereceye ayarlanan bir klima 18 derece sıcaklıkta üflüyor, 24 dereceye ayarlanan ise 24 derece üflüyor diye düşünerek klimayı en düşük sıcaklığa ayarlamak yanlıştır. klimadan hasta olmanın sebepleri arasında bu şekildeki hatalı kullanım en üst sırada yer alır. çünkü içerideki sıcaklık düştükçe klimanın üflediği havanın sıcaklığı da düşer. 18 derece ortam sıcaklığında 10 derece hava üfleyen bir klimanın hasta etmesi kadar doğal bir durum yoktur.

    diğer bir hatalı kullanım şekli ise klimadan gelen soğuk havanın direk üzerinize gelmesidir. olması gereken, soğutma modunda çalışan klimanın kanatçıklarını mümkün olan en yukarıya bakacak şekilde ayarlamak ve tavana doğru üflemesini sağlamaktır. bu şekilde ayarlanan hava sirkülasyonu, yağmurlama adı verilen sisteme benzer bir şekilde soğutma yaparak rahatsızlık vermeyecektir. ısınan havanın yükseldiğini, soğuk havanın ise alçaldığını dikkate alacak olursak en sağlıklı yöntem bu oluyor zaten.

    üçüncü hatalı kullanım şekli klima fanının mümkün olan en yüksek devirde çalıştırılmasıdır. halbu ki günümüzde üretilen çoğu klimanın bu konuda otomatik seçeneği bulunur ve içerideki havanın sıcaklığına bağlı olarak ihtiyaca göre devir otomatik ayarlanır. özellikle inverter tip klimalarda ortam sıcaklığı istenilen sıcaklığa yaklaştığında o kadar yavaş döner ki, çalışıp çalışmadığını anlamanız için bir çakmak yakıp hava kanallarının önüne doğru uzattığınızda ancak anlayabilirsiniz. doğru olan da zaten budur. minimum devir, minimum sıcaklık değişimi, minimum ses...

    son olarak klimanın hasta etmesinin nedenlerinden biri de zamanında yaptırılmayan bakımlardır. klima çalıştıkça içerideki havayı üst taraftan çekerek önce bir filtreden, daha sonrasında evapotarörden geçirir. evaporatörün içerisinden geçen hava soğuyarak ortama verilir. bu esnada havada bulunan tozlar, partiküller ve mikroplar ne yazık ki filtreleme sistemine rağmen evaporatörün ızgaralarına ulaşarak orada yapışıp kalır. yapışan bu toz ve diğer şeyler bir süre sonra koku yapmaya da başlar. çünkü klima soğutma modunda çalışırken evaporatör her daim ıslaktır. bittabi ki nem, çeşitli organizmaların üremeleri için yeterlidir.

    bakımları zamanında*, ehil kişilerce yapılmış ve bilinçli kullanıcılar tarafından doğru şekilde kullanılan klimalar hasta etmezler. sonuçta klimalar da diğer teknolojik ürünler gibi insan hayatını kolaylaştırmak için icad edilmişlerdir. sen yanlış kullanırsan teknoloji buna ne yapsın?

  • hani her boktan cafede var olan cafe de paris biftek var bilir misiniz?
    monaco'da bu cafe de paris'nin olduğu meydanda tek bir afiş vardır. orada tarkan gördük biz. prensin özel davetlisi olarak yaza kapanış partisine katılır. coşar coşturur.

    ukrayna rusya filan geçtim meksikalı kızlar bile 2 3 şarkısını ezbere bilir. avrupa'da herhangi bir ülkede mekan tarkan çaldığı an çığlık atılır görürsünüz yaşarsınız.

    sen hiç gittin mi? sordun mu? yaşadın mı?

    cehalet ne güzel her şeyi biliyorsunuz.

    debe editi: 1- ülkemizde yaşamayan ve yasal şakilde en az 5 senedir ikamet etmeyen yabancıların oy kullanmasının kesinlikle yasaklanaması için gerekli kamoyu oluşturulmalıdır.

    2- debe listesinin [burada https://sozlock.com/yazarlar/?s=1] çok güzel tutulan bir arşivi var. sevdiğiniz yazarların veya konuların debe entrylerini okuyabilirsiniz.

  • rte: fakat, ben burada size çok daha farklı olanını vereceğim. bakınız biraz geçmişe gidiyorum, nuh tufanı...

  • bir öyküsünden anlamlı bir alıntı;

    "... bir söz ne kadar derin ve ince olursa olsun çok mutlu ve çok mutsuz olanlara önemsiz gelir, onları tatmin etmez. bu yüzden aptallıklar hep çok sevinçli veya kederli zamanlarda yapılır, aşıklar birbirini en iyi sessizken anlarlar, mezarın başında yapılan ateşli, hararetli bir konuşma da yalnızca yabancıları duygulandırır, ölenin yakınlarına soğuk ve ehemmiyetsiz gelir."

  • insanlar doğduğundan beri tanıdığı insana kefil olmaz, iş arkadaşı neymiş.
    biraz mantıklı argümanlarla gelin.