hesabın var mı? giriş yap

  • rezalet puanım: 0/10

    özet: eksik ürün gelmiş. amazon ürünü ücretsiz iade edin, paranızı tümüyle iade edeceğiz demiş. hatta iade edilecek ürünü teslim almak için kargo şirketini kurye yollaması için bile arayabilirsiniz denmiş.

    standart prosedür. başka ne olacaktı? buna dolandırma mı denir?

  • sean connery sean connery'dir. başka bir sıfata gerek olduğunu sanmıyorum.

    ilk ve en iyi bond'dur (kime göre neye göre demeyelim lütfen) ama bunu söylemek bile gereksiz olmalı. zira en iyi bond değil, bond'dur o. zaten ondan sonraki bond'ların başarısı, ona ne kadar benzedikleri ile ölçüldü hep. iddia o ki, ian fleming kendisinin bond'u oynamasına çok taraftar değilmiş, kafasındaki bond'a uymuyormuş. hayat ironik.

    bir çok kişi kendisini "centilmen" olarak tanımlasa, ve smokinli imaji adeta bu kelimenin sözlük karşılığında durması gereken resim olsa da, kendisi oldukça "maço" görüşlere sahip bir insandı. hatta kadınlara "tüm alternatifler denenip sonuç alınamazsa tokat atılmasında bir sıkıntı olmadığını" savunacak kadar da netti bu alanda. o zamanın insanları... allahtan günümüzün cancel culture'una kurban olmadan, kahraman olarak aramızdan ayrılabildi. "`you either die a hero or you live long enough to see yourself become the villain`".

    çok büyük oyuncu olmaktan öte, çok büyük film yıldızıydı. oynadığı filmde ekranı dolduran türden. insan "sadece bir tane yardımcı erkek oyuncu oscar'ı olması yazık" demek istiyor ama düşününce oscar'a aday olabileceği rolü zaten pek de yoktu. belki bir de the name of the rose... ama bu onun sinema dünyasındaki değerini bence zerre azaltmaz. zaten oscar nedir ki? oscar heykelciği mi sean connery mi deseniz, connery derim.

    2003 tarihli the league of extraordinary gentlemen son filmi oldu. rivayete göre bu film sırasında yönetmenle çok sıkıntı yaşamış. sinemanın bu "special effects" ve "science fiction" haline uyum sağlayamayacağı için de emekli olduğu iddia edilir. hatta lord of the rings'deki gandalf rolünün kendisine teklif edildiğinde reddettiği bilinen bir gerçektir. sonrasında şu yorumu da internette dolaşmaktadır:

    "ı read the book. ı read the script. ı saw the movie. ı still don’t understand it. ıan mckellen, ı believe, is marvellous in it."

    özetle kendisi daha sade, daha basit, daha eski zamanların oyuncusuydu. uyum sağlamayı da reddetti. oysa yakın arkadaşı michael caine bunu başardı ve kendisini yeni nesillere de sevdirdi. belki connery de bunu yapsa daha mı iyi olurdu? bugün daha çok entry olurdu herhalde. bilmiyorum.

    bundan çok uzun yılar önce öleceği gün ne kadar üzüleceğimi düşünmüştüm. aslında kendisini 20 yıla yakın zamandır yeni bir rolde görmediğim, başka bir ülkede yaşayan ve tanımadığım bir insanın ölümü bana birşey ifade etmemeli ama ediyor gene de. belki de hayatın "başarı" sayılması" bu demek. hiç tanımadığın insanların içinde bir iz bırakmış olmak.

    daha önce de çok ünlü isimler aramızdan ayrıldı, bundan sonra da daha kimlerin ayrıldığını göreceğim (zaten görmezsem daha kötü). ama sean connery'nin gidişinin burukluğuna dengi çok az olacak. "bunu mu dert ediyorsun?" diyenlere de gururla "evet" derim.

  • ayrıca bütün insanlar bir saniye sonrasını görebilir. bu bakımdan bütün insanlar kahindir diyebiliriz.

    (kahin)
    - vazo için üzülme.
    - ha? ne? (şangırt)

    (yanlızca bir saniye sonrasını görebilen kahin)
    - va
    - ha ne? (şangırt)
    - zo için üzülme.
    - zo mu?

    (normal insan)
    - amman
    - ha ne? (şangırt)
    - amman, gitti vazo.

  • twitter'dan gelen bir yorum..

    " izlanda'da bir yanardağ 190 yıl sonra patlamış. ismi de "eyyafyallayöküll". benim ismim böyle olsa patlamak için 190 yıl bekleyemezdim."

  • sınır dışı edilsin. bizim de karımız, kızımız, annemiz var. huzuru bozan her sığınmacı sınır dışı edilsin. ülkendeki durumdan kaçıp buraya gelip “sığınıyorsun”. edebinle otur.