hesabın var mı? giriş yap

  • durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.

    örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)

    x kişi: sen gavatsın
    y kişi: bence böyle şeyler normal
    z kişi: buna normal diyen gavattır
    tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.

    örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.

    x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
    y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
    z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
    y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.

    iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
    (yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)

  • oha oha oha. 14 yasindaki ablasinin da babasi cikti adam.

    görsel

    edit: @yalandadaolsa isimli arkadas uyardi. odatv olayi yalanlamis.
    odatv haberi

    türkiye'deki pislik zincirinin açığa çıkmış küçük bir halkası.

    bunu sadece "muslumenin dedesi babasıymış yaa" diye okumamak da lazım.

    ya anne kocasını aldattı. ya da anne tecavüze uğradı.

    neresinden tutarsan elinde kalıyor. keşke insanları black mirror'daki gibi sessize alsam ya her şey çok kötü abi. yani her gün bir insanı rahatsız edecek olay oluyor ve bu olay dibin dibi.

  • iki isveçli arkadaşımın sorduğu bir soru: türkçe dövme yaptırmak istiyoruz anlamlı felsefik birşeyler var mı diye.yaklaşık yarım saatlik açıklamadan sonra isveç'e rebecca ve mikaela'yı kürek kemikleri arasında hat sanatıyla yazılmış ''ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol'' dövmesiyle yolcu ettim.

  • amerikalı ekolojist ellis silver tarafından yazılan ve insanoğlunun dünyada evrimleşmediğini, başka bir gezegenden cezalandırma amacıyla dünyaya gönderildiği ve içindeki şiddet dürtüsünü dindirmediği sürece dünyada kalacağını anlatan kitaptır.

    yazar, bu önermesindeki temel dayanak noktalarını aşağıdaki şekilde açıklar;

    - insanoğlunun pek çok hastalıkla boğuşması, bağışıklık sisteminin zayıf olması,
    - insan vücudunun daha düşük yerçekimi olan bir gezegene uygun olması sebebiyle görülen kronik sırt ağrıları
    - insan derisinin güneşe daha uzak bir gezegene uygun olması sebebiyle ortaya çıkan güneş yanıkları
    - gezegendeki diğer türlerin aksine insan bebeğinin kafasının çok büyük olması ve doğum esnasında ölümlere yol açabilmesi,
    - çoğu insanın zaman zaman hissettiği bu dünyaya ait olmama hissi.

    (bkz: the truth is out there)

  • öncelikle böyle bir ciddi mevzu üzerine yazıyor olmak, bunun için çaba veriyor olmak bana mutluluk veriyor.
    burada faal olarak, dağda, bayırda, arazide yaptığım sürüşlere ek olarak daha çok motorlu taşıt ve de yayaların birleşimiyle oluşan trafikte bisiklet sürme üzerine naçizane deneyimlerimi paylaşacağım. daha önemlisi aynı şekilde ulaşımını bisikletle bir şekilde sağlayan insanları deneyimlerini paylaşmasına da ön ayak olmaya çalışacağım. bu hepimizin rehberi olmalı; herhangi başka bir araç sürücüsünün de rehberi olmalı, yaya da okumalı örneğin. bu yüzden, gördüğünüzde facebook'unuzda ya da herhangi bir yere paylaşmaya üşenmeyin. tüm başlığı paylaşın, hoşunuza giden bir entry'i paylaşın, gelin entry yazın. bir arkadaşınıza bahsedin, "çok güzel bir başlık yığınla entry var bu başlıkta" şeklinde bahsedin.

    konuyla ilgili yazmadan önce belirtmek istediğim çok önemli bir şey var;

    --- dikkat --- --- dikkat --- --- dikkat --- --- dikkat ---

    burada yazan ve yazılacaklar tamamen deneyim olup, doğruluğu kanıtlanmamış ve uygulanmasının güvenli olduğu konusunda bir garanti yoktur.

    --- dikkat --- --- dikkat --- --- dikkat --- --- dikkat ---

    en başta trafik kanununda neredeyiz bunu görmemiz lazım;

    karayolları genel müdürlüğü yönetmeliğinde bisikleti;

    en çok 3 tekerleği olan ve üzerinde bulunan insanın adale gücü ile pedal veya el ile tekerleği döndürülmek suretiyle hareket eden ve yolcu taşımalarında kullanılmayan motorsuz araçtır. (değişik:rg-21/3/2012-28240)

    şeklinde tanımlamış. fena değil. zaten çok basit bir araç. fazla tanıma gerek yok. ama burda önemli olan bir şekilde trafikte tanımlıyız.

    peki, bir bisikletli nerelerde gidebilir sorusuna yönetmeliğin cevaplarını toparlamaya çalışayım o zaman. hatta bunu da hız limitleriyle birlikte, orada bir bisiklet yolu yokmuş gibi yapayım;

    yerleşim yerleri dahilindeki yollarda hız sınırı 25 km/h olarak belirtilmiş. yani bu süper bir şey çünkü yerleşim yeri içinde bisiklet sürülebiliyor olmasını kabul edebilen insanlar varmış demek ki. bakın ancak yollardan bahsediyoruz, aracımızı kullanabileceğimiz araç yollarından bahsediliyor. kısaca trafiğe kapalı bir yaya yolunda bisikletimizi kullanmamalıyız. sokaklarda, şehir içindeki bölünmüş yollarda, bulvarlarda, caddelerde 25 km/h hız sınırımızla birlikte kullanmalıyız.

    yerleşim dışındaki tüm yollarda hız sınırımız ise 45 km/h imiş. az değil. ama zaten bu sınırı da daha çok bayır aşağı gidenleri düşünerek yazmış olmalılar. çünkü ülkemizde hiç kimse bir bisikletlinin normalde bu kadar hızlı gidebileceğini düşünemez ve bilemez. ( bu konuya ileride bir el atmayı planlıyorum) bu yollar da herhangi bir şehirlerarası yol olabilir, bölünmüş veya git gel şeklinde tabir ettiğimiz tek şeritli yollar gibi.

    otoyollarda yani otobanlarda ise herhangi bir hız limiti yok bisikletlinin. ancak bu bas basabildiğin kadar değil de zaten bisikletlinin otobana girmesinin yasak olmasından ötürü. tc numaranıza, verilebilecek en düşük trafik cezası miktarı ile cezayı yersiniz. sebebini, otobanlar yerleşim yerine uzaklığı ve acil bir durumda (kaza, arıza vs.) müdahelenin zor olması olarak öne sürüyorlar bildiğim kadarıyla.

    hız sınırları - madde 100 – (değişik:rg-1/9/2010-27689) şeklinde tanımlanan yasalardan bisikletimizin gidebileceği yolları görmüş olduk böylece.

    yönetmelikte toplu bir şekilde belirtilmiş kuralları teker teker irdelemeye de yukarıda belirtilen yolların neresinden nasıl gideceğimizi göstererek başlamak isterim.

    madde 136'da belirtilen bisiklet, motorlu bisiklet, motosiklet ve sürücüleri ile ilgili kurallarda bu olayı yasaklar olarak göstermiş. yani bizim sınırlarımızı gösteriyor, yasaklara biraz sınırlarımız olarak bakarsak farklı bir anlam taşıdıklarını görebiliriz. diyor ki;

    " bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerin;
    1) yaya yollarında sürülmesi,
    2) ayrı bir bisiklet yolu olduğu halde, bisiklet ve motorlu bisikletlerin taşıt yollarında sürülmesi,
    3) ikiden fazlasının taşıt yolunun bir şeridinden yan yana sürülmesi yasaktır".

    bu üç madde yolların ne kadarının bizim olduğunu gösteriyor. tamam yaya yolunda sürmek yasaktır eyvallah. ikincisinde bir öz eleştiri var bence; diyor ki " biz eğer sizin gideceğiniz yola, modernleşip, kafamızı çalıştırıp, paraya da kıyıp sizin için bisiklet yolu yaptıysak oradan gidin" demeye çalışıyor. bu da güzel. en azından çabalayanlar var galiba. ancak üçüncü madde gerçekten çok kilit;

    bunu hiç çekinmeden, korkmadan, tırsmadan, doğruluğuna emin olarak, yorumlamaktan öte direk anlatacağım. yıllardır bisiklet sürerken uğraştığım ve üzerine düşündüğüm bir madde zira.

    ilk defa motorlu araçların çoğunlukta olduğu, yayalarında belli başlı kurallarla içinde olduğu yollarda, bisikletin trafiğin bir öğesi olduğunu gösteriyor. kaç şeritli olduğunu söylemeden bisikletin bir şeridi kullanabilmesinden bahsediyor. yani yolun sağ çizgisinin dışında kalan kısımdan değil, emniyet şeridinden de değil, o toprak kısımdan da bahsetmiyor. bildiğin şeritten bahsediyor. ve de en fazla iki adet olmak şartıyla yan yana, yukarıda da belirtilen hız sınırları içerisinde gittiğiniz sürece hiç bir yasağı ihlal etmiyorsunuz diyor. bu gerçekten çok mühim bir mevzu. kısaca bu şu demek oluyor. arkamızdan gelecek araç mecburen, yavaşlayıp herhangi bir aracı geçiyormuş gibi şerit değiştirip ya da tek şeritli bir yol ise sollama kurallarına göre geçmek zorunda. çünkü o şerit, bir araç olan bir bisikletin de aynı zamanda. o şeritte bisikletimiz bozulur ve biz de durmak zorunda dahi kalabiliriz. yani çok basit, gerçekten zor değil.

    bu kural değişmiş ayrıca daha hoş olmuş. yıllardır, "bir şeridinde" değil de sadece sağ şerit olarak yazıyordu. amma ve lakin ki bu bisikletliye 3 şeritli bir yolda kavşaktan sola dönecek iken kavşağa gelip de yaya yolundan değil de, 3 şerit birden değiştirerek kavşağa yaklaşıp, ışıklara uyarak rahat dönüş yapma özgürlüğü sunuyor.

    bunu tekrar kısaca özetlemek isterim;

    "bir bisikletli herhangi bir şeritten, hız sınırlarına uyarak, herhangi bir araç olarak gidebilir"

    bunu girizgah olarak bugünlük böyle bırakmak isterim. aklımda yığınla, kural, bunların yorumlanması, yaşadığım anılar, tehlikeli anlar, bunlardan çıkardığım dersler, hatta trafikte olabilmeyi bir şekilde bir yaşam türünün hayatta kalabilmesiyle bağdaştırdığım tespitler var. bunları gün geçtikçe yazacağım. atıyorum bisiklet yolları üzerinde hayatım boyunca bir şeyler diyebilirim buna eminim. hatta örneğin bir tanesini diyerek bitireyim;

    bunu sözlüğün belki de muhtelif başlıklarda onlarca kez yazmış olmalıyım, lise ve üniversite gençliğine daha çok geliyor bu. orta yaşı geçmiş adam, kadın bunu öğrenmese de olur, daha çocuk yapmaz zaten, emeklidir bilemiyorum.

    bisiklete binmeme bahanenizi, avrupa'da, filmlerde gördüğünüz, bisiklet yollarının burada olmamaması olarak gösterdikten sonra o bisiklet yollarında birer yaya olarak yürümeniz dünyanın en ahmakça, en salakça hareketi.

    sevgiler, saygılar ve de merhaba.

  • hocanın kendi öğrencisi. bize yargılamak düşmez. öteyandan kendi hocanı da trollesen yayınlamak için izin almalısın. ayrıca hocanı trolleyeceksen bu tüm taraflar için eğlenceli olmalı. celal hocanın bu trollemeden eğlendiğini düşünmüyorum gördüğüm kadarıyla yoran bir trolleme olmuş.

  • twitter'daki bilgilere göre yumruğu atan herif sorgudan sonra salıverilmiş. ışid militanları salınıyor, ramazanda sigara içen adamı öldürseler n'olacak. tv'de bile haber olmayabilir maalesef.

    hepiniz geberseniz de rahat etsek artık ya.

  • bizim burada bi tantunici var, adam rica etti direkt bizi ara, yemeksepetinden söyleme diye, 2-3 kez öyle yaptım, hep çok sipariş var diyor, geciktiriyor, tekrar yemeksepetine döndük, 10 dakikaya getiriyor ibne. size komisyon bence %50 olmalı, ibne çakallar.

  • unutmayın ki e-5'te zaman göreceli akar. bu nedenle minibüsün içinde beklemekten iskelet olmuş kızınızı görebilirsiniz.