hesabın var mı? giriş yap

  • biz onu imralıya tıkmamış mıydık zaten dediğim haber.

    edit: bu entry, 'dünyanın en değerli böceği kürdistanda bulundu' başlığına, pkk sevici bi arkaşa ithafen girilmiş, önce arkadaş gitmiş sonra başlık taşınmış, gül gibi entry'im piç olmuştur.

  • bir türk geleneği olarak; ıslak mendille el sildikten sonra, masadan başlayıp, ayakkabıdan fayanslara kadar silmek.

  • toplum adeta nefret toplumu oldu. sebebi ise ülkedeki kutuplaştırıcı, nefret söylemi ile toplumu ayrıştıran çakma muhafazar, siyasal islamcı, paratapar siyasilerdir.

  • amatör ruhlu bi' uzaylı. yok efendim şurayı işgal edeyim vay efendim dünyayı ele geçireyim demiyor. geliyor efendi gibi tarlaya inip üçgenini dairesini, efendime söyleyeyim beşgenini çizip gidiyor. gerçek bir uzaylı. evet.

  • 2013'te erasmus yaptığım ispanya'da ev arkadaşım polonyalı bir hatundu. avrupa'nın pahalılığından şikayet ederdi, 1€ 4-4,5 zloty civarındaydı ve kız için üzüldüğümü hatırlıyorum.

    benim içinse iyiydi, hatta ucuzdu lan. 1€ 2,5 lira civarındaydı, lan bu pringles'lar ne ucuz diyip 3'er 5'er alıyordum, ev arkadaşlarım uzaylı gibi bakıyordu bana.

    şimdi, geçen 7 yıl sonrasında, zloty hala 4,5-5 seviyelerinde. arkadaşım için belki hala pahalı avrupa, bilemiyorum.

    ancak benim için avrupa diye bi yer yok, komple kıta iptal.

    herkes kendince geçen yılları özetliyor, bu da benim özetim.

  • sağlık işleriyle ilgili ilk yenilikler ıı. mahmut zamanında başlamıştır.

    bunların başında karantina usulünün uygulanması gelir.

    zamanın avrupa yöntemlerinin alınmasını savunan
    ahmed resmî efendi, avrupa’dan döndükten sonra,
    orada gördüğü karantina usulünün yararlarını anlatmaya kalkınca zamanın ileri gelenlerinden biri tarafından akılsızlıkla azarlanmıştı.*

    islâm dünyasının öteki bölgelerinde de bu karantina sorunu 19. yüzyıl başlarında ulemâ arasında tartışılan bir konu olmuştu.

    mehmet ali paşa’nın fransa’ya yolladığı
    rifâ’a tahtavî’nin anlattığına göre bu sorun tunus’ta malikî mezhebinden olan zeytuna müderrisi
    şeyh muhammed menaî ile oranın hanefî müftüsü
    şeyh muhammed bayram arasında uzun tartışmalara yol açmış, bunlar konu üzerinde risâleler yazmışlardı.

    hanefî müftüye göre karantina şeriat açısından yalnız câiz değil, üstelik vacipti.

    malikî müderrislerine göre ise “karantina tanrı’nın kaza ve kaderinden kaçmaya kalkışmak” demek olduğundan dine aykırı idi

    karantina uygulamasını gerektiren başlıca neden 1831 ve 1833 arasında hindistan’dan gelerek yakın doğu yoluyla avrupa’ya yayılan korkunç kolera salgını olmuştu.

    1831’de istanbul’a gelen amerikalı doktor dekay anılarında bu kolera salgını üzerine yaptığı gözlemlerini yazar;
    avrupa’da çok korkulan bu hastalığa yakalananları,
    bazen bulunduklan evin kapı ve pencerelerini örerek ölmeye bıraktıkları halde, türkiye’de böyle yapılmadığını, sirke vesair maddelerle onları tedavi etmeye çalışmalarını daha insanca bir çaba olarak takdir eder.

    bu vesileyle koleranın ne olduğu, hangi yollarla yayıldığı konusu üzerinde ilk kez olarak kanada’da quebec şehrinde toplanan uluslararası hekimler kongresinde bulunan dr. dekay,
    koleraya yakalananlann kurtarabileceğini istanbul’daki gözlemlerine dayanarak ileri sürmüş ve bu gözlemler kolera üzerine tıp alanında yeni görüşlerin doğmasına yol açmıştır.

    koleranın tıpça niteliği kesin olarak anlaşılıncaya kadar,
    ülkeler arası gezilerde, karantinanın uygulanması için uluslararası anlaşmalar yapılmıştır.
    koleranın avrupa’ya yayılmasında bir köprü durumunda olan osmanlı ülkelerinde karantinanın uygulanması gerektiği için, ıı. mahmut’un emriyle bu yolda
    ilk adımlar atılmıştır.

    ulemâ ve halk arasında karantinaya karşı beslenen olumsuz fikirleri yıkmak amacıyla kitaplar yazdırılmıştır.

    1835’te ilk karantina müdürlüğü kuruldu;
    dârü’l-etibba (hekimler dairesi) adıyla kurulan kuruma fransızca çevirmeni olarak atanan cezayirli hamdullah bin osman adlı zata, karantinanın haram olmadığına dair bir risâle yazdırıldı.

    1836’da takvîm-i vakayi gazetesinde karantinanın faydaları üzerine yazılar çıktı. karantina uygulayan ülkelerden getirilen uzmanlann yardımı ile 1838’de
    sağlık işleri meclisi (meclis-i umûr-ı sıhhi-ye) adı altında bir daire kuruldu.

    ilk uluslararası sağlık kongresi diyebileceğimiz
    bir toplantı sonunda türkçe ve fransızca olarak sağlık işleri nizâmnâmesi hazırlandı.

    daha sonra 1866’da istanbul’da bir kez daha uluslararası sağlık işleri kongresi toplanmıştır.
    türkiye'de çağdaşlaşma

    edit;
    aşağıdakiler de fuzuli isler naziri isimli yazardan:

    karantina, siyasi amaçlarla da kullanıldı.

    mesela 1829 edirne antlaşması'yla eflak ve boğdan'daki işgali kalıcı hale gelen rusya, karantina uygulamasını gerekçe göstererek bölgeye girmek isteyen yabancıları tuna nehri'nin girişinde 15 günlük bir karantinaya almıştır.

    rusya'nın çok keyfi biçimde dilediğine uyguladığı bu karantinanın esas amacı hastalıklardan korunmak yerine bölgeyi dış etkiye kapatma amacına matuftu.

    böylelikle osmanlı devleti ile olan bağlantısını 5 yıl kopardığı eflak ve boğdan'da çok ciddi reformlar yaptılar.

    mesela 1834 yılında ilk romen anayasa'sını hazırladılar. olağanüstü yetkilerle donatılmış rus generalinin memleketindeki valilik görevini rahatlıkla yapmasına alan açmışlar karantina ile.
    karantina gerekçesi de veba imiş tabii.

  • doğru bir bilgi.*
    lakin ağızları çok bozuk oluyor. geçen gün mustafa diye bir tanesine mesaj attım, "gözleriniz de entryleriniz kadar güzel mi?" diye. söylemediğini bırakmadı horonzbu.

  • - pazar gunu seni kilisede goremedim john?
    + olum wilyımlarla göl tarafına balığa gittik, aha böyle böyle lüfer vardı.
    - deme be..