hesabın var mı? giriş yap

  • kemal sunal'ın çoğu filmi böyle zaten ama gerek komedi olması gerek popülist olması olayı tolere ediyor. gurbetçi şaban'ın senaristi halit akçatepe. onun da böyle politik hassasiyetlere, stereotiplerden kaçınmaya dikkat ettiğini hiç sanmam.
    filmdeki tek ırkçılık almanlara karşı değil bu arada. göçmenlerin kaldığı evde cezayirli ile yunan kadın kavgaya tutuşunca türkler sebep yokken yunanı dövenlere katılıyor.
    ironik olarak gurbetçi şaban türkleri bir yandan çile çeken, ezilen, sömürülen olarak gösterirken şaban temsilinde istilacı, dolandırıcı, asalak olarak da gösteriyor. öte yandan filmde şaban'ın yenidoğan kızının adının monika koyulması, almanlar gibi kız arkadaşıyla bira içmesi, kaçak işçi çalıştıran patronu alman makamına ihbarla tehdit etmesi, almanlardan sosyal yardım alması, türkçe konuşan hans'a almanların az çocuk sahibi olması nedeniyle ''sizinkilerde hayır yok'' diyerek takılması gibi olumlu ögelerle almanları kategorik olarak kötü gösterme cürmünü bir nebze savuşturduğunu söyleyebiliriz.

  • kadın 4 çocuğunu bırakıp başka adama kaçıyor, ondan da hamile kalıp karnında bebesiyle üçüncüye koşuyor. bütün bunları öpüşmeden yapıyorsa vay babasının kemiğine.

  • eğer gerçekleşirse öğrencilerin en sevdiği virüs corona virüs olur.

    2 gün sonra gelen edit:beklenen oldu öğrenciler çok mutlu*

    1 yıl sonra gelen edit: lanet olsun,virüsü batsın.tüm öğrenciler okulların açılmasını istiyor artık.

  • ayrılan insanların yitirdiği en önemli değer, saygı oluyor. artık saygı duymadığım, önemsemediğim bir insanla yeniden yakınlaşmayı anlamsız buluyorum.

    eğer eski sevgilisiyle yeniden başlayacaksa insan, birbirlerine hala saygı duyup duymadıklarını iyi tartmalı. bunu açıkça konuşmalı. birbirlerini artık ne kadar önemsediklerini sorabilmeli.

    saygının olmadığı ilişkilerde laçkalık başlıyor. 7 kere ayrılıp 8 kere barışan insanlara dışarıdan baktığımda saygı duymuyorum, çünkü birey olarak kendilerine saygıları yok.

  • evden çıkarken o modemi kapa bak zararlı ışınlar yayıyormuş, sonra annenin beli ağrıyor.` : ben de bu dişim niye ağrıyor diyorum`

  • "bizim gibi kadınları çok takdir ediyorum ben. çalışıp kendi parasını kazananları." beyanatıyla beni acı içinde bırakmış olan kadın. gören de 12 saat fabrikada çalıştı, kadın haliyle çocuk okuttu, dimdik ayakta kaldı sanır. kadınlığı bebek taklidi yaparak ifade eden birinin, "tek taşımı kendim aldııım" hezeyanı kadının tek başına ayakta durabilmesi mevzusunda ne kadar muhatap alınıyor bilmiyorum ama ben kendisini muhatap almak yerine, onu övmek yerine fabrika işçisi emekçi ablaları överim, onların arkasına takılırım.

    abla yemin ederim içimi parçaladın ha, kadınlığın gururusun yemin ediyorum. reklam müziği ve yabancı müzisyenlerden alınmış bir tavırla müzik yapmak ne kadar zor, ne kadar zorlu bir iş. "o beni prenses peri sanıyoooooo." diye şarkı yapıyorsun arkadaş. alternatif kitleden bazı insanlar da "ya bu herhalde değişik ya, iyidir destekleyelim." diyorlar da kendine yer buluyorsun. bir de işte "biz böyleee tek başımızaaa, dimdik ayaktaa kaldık yaaa, çok süperiizzz, gideyim iki panda dansı yapayım, daha da özgürleşeyim." tripleri, bak 15 yaşında kardeşim var, o yapsa "ya git be" derim.

    bir de kendini överken fazla ego kusmamak için yanına aldığı, "bizim gibi" örneğindeki diğer kadın da sertab erener ha, o yani. kendisini sertab erener gibi biriyle eş değerde başarılı görüyorsa, panda dansına devam etsin bence.

  • istanbul'dan zimbabwe aranir...

    - alo mosamba orda mi?
    - kim?
    - mos.. oha ya adam turk cikti
    - ...

  • kendimi suçlu hissettiğimden yaptığım öneri. destek görürse de çok mutlu olurum.

    dün orada o kadar çevik kuvvet bulunmasının nedeni biz beşiktaş taraftarı'nın ve rakip bursaspor taraftarı'nın arasındaki yıllardan beri süren husumet. bizi birbirimizden korumak için gelenler şehit oldu dün gece. makam sahipleri suçlu hissetmiyor, biz hissedelim.

    tüm beşiktaş ve bursaspor taraftarı tribünde birlikte otursun vodafone arena'daki bu maçta. hiçbir polis mesaisini bu maç için harcamasın. hem bilet gelirleri polisimize aktarılsın hem de şehit olan polislerimiz bir hiç uğruna değil, bizim dostluğumuzu tesis uğruna şehit olmuş olsun.

    bunu ulaştırabileceğim, yönetimden tanıdığım kimse yok. tek elimden gelen burada başlık açmak. belki bunu birilerinin görmesini sağlayabiliriz. biz de böylece bu suçluluk duygusundan biraz olsun kurtulmuş oluruz.