ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pasaport polisleri ile girilen diyaloglar
-
atina havaalanından çıkış:
polis: nereye gidiyorsun?
ben: istanbul
polis: hayır, bizans
ben: hayır, istanbul
polis: bizans
ben: istanbul
polis: bizans demezsen gidemezsin
ben: istanbul.. baksana, sen istanbul demezsen buradan bir adım bile atmıyorum
polis: hadi git
ben: istanbul demezsen gitmiyorum
polis:...
ben:..
polis: tamam tamam istanbul hadi git
ben: özür dileyeceksin
polis: tamam özür dilerim
atatürk musul ve 12 adayı neden bıraktı
-
atatürk musul'u ve 12 adayı bırakmamıştır. 12 adalar, cumhuriyet kurulmadan çok önce uşi antlaşmasıyla italyanlara trablusgarp yenilgisiyle "geçici" olarak bırakılmıştı. bunun geçici olmasının nedeni adalardaki italyan işgalinden ileri gelmektedir. 10 şubat 1947 paris'te imzalanan barış antlaşması ile oniki ada, sadece adalarda oturanların çoğunluğunun rum olduğu gerekçesi ile yunanistan'a verildi.
musul ve kerkük'e gelince, lozan'da türk tarafı musul, kerkük ve halep için epeyce diretmiştir. netice alınamadığından konferans ikinci bir defa daha toplanmak üzere dağılmıştı. ikinci kez toplanan konferansta da ingilizler ikna edilemedi bu demek değil ki türk tarafı da ikna oldu. konu daha sonra milletler cemiyeti'nde konuşulmak üzere rafa kaldırıldı. ancak diplomatik yönden zayıf olan yeni cumhuriyet bu konuda daha fazla diretemedi. ingiltereyle devletlerarası boyutta 1925 yılında musul ve kerkük’te hak iddaası sürdürüldü. hatta iki devlet savaş pozisyonu bile almıştır. ancak ne hikmetse, aynı tarihlerde şeyh sait isyanı patlak vermişti. ordunun mobilizasyonun önemli bir kısmı bu isyanı bastırmak için harcandı. ingiltere türkiye’ye ırak petrollerinden 25 yıl boyunca %10 pay teklif etti ancak yeni kurulan devletin nakit ihtiyacı ağır bastığından, türkiye bunun yerine 500 bin sterlin nakit para alarak musul ve kerkük’den vazgeçti.
olayın atatürk'le veya ismet paşa'yla bir alakası yoktur. uluslararası ilişkilerde basit bir kural vardır; ekonomik ve askeri olarak bağımsızsanız yayılabilirsiniz. bundan ötesi irredantist hayalperestliğe girer ve toplumlarda tramva yaratır. (bkz: yeni osmanlıcılık) bu tür olaylarda kişilerin karizmasına ya da kültüne bakmak yerine kurumların işlevlerine, içinde bulunduğu duruma, açıkçası devlet aygıtının ne kadar "muktedir" olduğuna, yine o şartlar dahilinde bakmak çok daha faydalı olacaktır.
edit: adaların bırakılması konusundaki tarih karışıklılığı düzeltilmiştir. radmard ' a teşekkürler.
erkeklerden erkeklere tavsiyeler
-
"o kız farklı".
değil abi. o kız farklı değil. sadece, öyle düşünmek senin hoşuna gidiyor o kadar.
bedellilerin 2020'de askere gitmesi
-
yararlı bir şey yapmak tamamen isteklerine bağlı ama istemiyorlar. adam akıllı ilk yardım dersi falan verseler 21 gün mesela hiç yoktan 680 bin ilk yardım bilen insanı topluma kazandırmış olacaklardı, malum felaketler ülkesiyiz, başta deprem olmak üzere. göründüğü kadarıyla silah eğitimi bir gün veriliyor yalnızca ve sadece 3 atış hakkınız oluyor. geri kalan zaman da yürüyüş. ne yapacak bu adamlar savaş çıkınca düşmanı yürüyüşleriyle mi hipnotize edecekler? bakın ne kadar da senkronize hareket ediyoruz mu diyecekler?
dünyanın en tuhaf mahluku
-
nazim hikmet'in kimi insanlari cok iyi anlattigi bir siiri... (bkz: onlar kendilerini bilirler)
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
1947
29 ocak 2024 galatasaray gaziantep fk maçı
-
abi lincoln gelmiş 15 sene sonra plaket veriliyor, sen yayıncı kuruluş olarak yalandan 10 saniye arka planda gösterip tek kelime etmiyorsun, üstüne hemen yayından kesip lincoln taraftarı selamlarken eski kaleci tolga’ya berkan’ın sol kanatta oynamasını yorumlatıyorsun.
bunlar ufak detay gibi görülebilir ama değil. büyük beceriksizlik. kim sikler tolganın galatasaray’ın dizilişi hakkındaki yorumunu maçı izleyen galatasaraylılar arasında allahaşkına. beceriksizsiniz. her alana yansıyor bu beceriksizlik sonunda işte.
thanksgiving.epicm.org
-
bana ne kadar selanik göçmeniyim diyen kız varsa hepsine tek tek baktım..vicdansızlar.. hadi kiminiz izmirlisiniz eyvallah da lan çankırı, çorum, kırşehir ne lan..
merkeze uzak lüks ev vs merkeze yakın eski ev
-
merkeze yakın nispeten eski evde yaşayan biri olarak, merkeze uzak lüks evi tercih edeceğim kıyaslamadır. her ne kadar merkezi bir yerde yaşanıyor olsa da, trafikten, gürültüden ve keşmekeşten asla kurtulamazsınız. en kaliteli zamanın evde geçirildiğine inanan biriyim,bu açıdan sakin ve huzurlu bir ev ortamı, hayatınıza olumlu yönde katkı yapacaktır. altınızda araba olduğu sürece mesafeler azalır zaten. dikkat edilmesi gereken tek nokta, evinize gidiş yolunun kilit trafik güzergahında bulunmamasıdır. oturacağınız muhiti buna göre seçerseniz, yolda geçireceğiniz süreyi minimuma indirgeyebilirsiniz.
hıdrellez
-
"bu gece beş mayısı altı mayısa bağlayan gecedir. bu gece hızır'la ilyas'ın buluştukları an gökyüzünde bir çift yıldız tokuşur. yıldızın birisi yalp yalp ederek mağrıptan, öteki pervazlanıp dönerek maşrıktan gelir, tokuşurlar. tokuşur tokuşmaz da büyürler, çoğalırlar, yeryüzüne top top ışık olur sağılırlar.
tam bu sırada da yeryüzünde ne varsa, o an için durur, ölür. damarlardaki kan durur. yeller esmez, sular akmaz, yaprak kıpırdamaz kuşların, böceklerin, kanatları kalkmaz. her şey, kirp diye kesilir. ses durur, uyku durur. çiçeklerin açması, otların büyümesi durur. tekmil canlılardaki, cansızlardaki devinme, yaşam durur, ölür. bir an için her şey ölür.
işte bu anda bir insan gökteki yıldızların tokuştuğunu, tokuşup yeryüzüne sağıldığını görürse, işte bu an bir insan akan suyun kirp diye kesildiğini görürse, tam o an, ne isterse olur. isterse, isteği hiçbir vakit olamaz bir istek olsun, olur...
eğer beş mayısı altı mayısa bağlayan gece hızır'la ilyas buluşmazlarsa, buluştukları an dünya ölmezse, bir daha çiçekler açmaz, bir daha doğanlar doğmaz, doğuranlar doğurmazlar. onlar buluştuklarında topraktaki her şey birden ölür, sonra, bir an sonra yeniden daha gür, daha canlı, yaşam yenilenir, fışkırır."
yaşar kemal
belçika'da evlerinden çıkartılan türkler
-
gorunuse gore eksicilerin bir hayali gercek oluyor! belçika hükümeti, düşük bedelli sosyal konutlarda yasayan vatandaslarinin yurtdisinda kendi adlarına kayıtlı mal varligi olup olmadıgıni takip etme kararı aldi. mal varligi olması durumunda bu tahsis edilmiş ucuz kirali sosyal konutlardan cikartma ve 35,000 euroya kadar para cezası vermeyi kararlastirdi.
hadi taze taze citir link
al abi bu daha sicak link
bu su demek ki o evlerde oturan gurbetçiler turkiye'de adlarına mal edinemeyecek!
bir gecede 270 liraya fırlayan el dezenfektanı
-
zor zamanda kenetlenen türk milleti bizi yine hiç şaşırtmadın.
dekolte giyinmek kanunen suç
-
tck md.1225/z "göğüs dekoltesi tamamıyla açık, sütyen giyilmeksizin, toplum içinde kendini gösteren kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır"
pınar altuğ
-
bu istikrarını koruyabilirse aşağı yukarı 2 yıl sonra sıra bana da geliyor hayırlısıyla...