hesabın var mı? giriş yap

  • 14 yaşımı yeni bitirmiştim sanırım. gitmeden birkaç sene evveldi işte. akşam geldi eve, çeketini çıkardı, koltuğa yerleşti. dizinin üstüne elini vurarak kucağına çağırdı beni. gittim, boynuna doladım kollarımı, çektim içime kokusunu. "canım" dedim, "canım babacığım."

    "benim kızım büyüdü, kocaman kız oldu. sevgilisi de olacak değil mi kızımın artık?" dedi.

    gözlerini dikti gözlerime garip bi gülümsemeyle baktı. utandım, şaşırdım. daha önce hiç sevgilim olabileceğini söylememişti çünkü bana. ya da bunları konuşabileceğimizi düşünmemiştim sanırım.

    "benim kızımın sevgilisi olacak. el ele gezecek, çok sevecek birilerini. ama benim kızım düzgün insan seçecek. düzgün adamlarla sevgili olacak. değil mi güzel kızım? her önüne gelene güvenme. her önüne gelene inanma emi canım kızım? yalan söyleyenler olur, kandırmaya çalışanlar olur. benim akıllı kızım uzak tutar böyle insanları kendinden dimi güzel kızım?"

    yutkunduğumu, kafamla onay verdiğimi ve tekrar sarıldığımı hatırlıyorum. annemin de bize bakarak kıs kıs güldüğünü...

    acaba diyorum, kızıyor mudur bana? öfkeli midir? üzülüyor mudur halime. oysa ben hiç üzmek istemezdim onu. ona layık bi evlat olamadım belki... belki çok hata yaptım, yanlış insanları sevdim, yanlış yollarda yürüdüm, yanlış kapıları çaldım, yanlış evlerde uyudum, yanlış yerlerde uyandım, yanlış dostluklarım oldu, yanlış kalplere girdim, yanlış insanları kalbimin orta yerine oturttum... kızıyor mudur bana? üzülüyor mudur halime? mutsuzluğumu görüyor mudur? acıyor mudur bana ya da merhamet mi ediyordur? bilmiyorum... tek bildiğim şey; babamla ilgili o kadar az şeyi tutuyorum ki hafızamda. aklıma gelen birkaç sahne ve konuşmadan biridir bu... keşke diyorum. hep keşke... babamın dizinde oturup, boynuna sarıldığım günde kalsaydım keşke...

  • amerikan değil, afrika aksanı ile konuşan, muhtemelen sokaklarda büyümüş, görmüş, geçirmiş, güzel yürekli abimizdir.

    özetle:

    [kalabalığa] siz cep telefonu ile kaydedenler, gerçek korkak sizsiniz. bunu da kaydedin.

    [kavga edenlere] bakın, nasıl gülüyorlar. siz mutsuzsunuz ve onlar bundan zevk alıyorlar. arkadaşım dediğin adama bak, sen kavga ederken delirmesi gerekirken gülmekten ölüyor.

    bu arada çocuklardan bir tanesi, diğerinin gelip ona dokunduğunu ve kavganın nasıl başladığını anlamadığını söylüyor.

    [kavga edenlere] kendini savunuyorsun ama ne için kavga ettiğini bilmiyorsun bile. sen şeytana uydun kardeşim, etrafına bak ve kimin seni yanlışa yönlendirdiğini bul.

    [kalabalığa] kaç yaşına gelmişsiniz, neredeyse yetişkin olacaksınız, buna uygun davranın. bu şekilde bir yere varamazsınız.

    [kavga edenlere] hala gülüyorlar. siz üzgünken gülen hiç kimse sizin arkadaşınız değildir. caddenin ortasında bunun bir oyun olduğunu düşünüyorsunuz ama değil, bu gerçek. sizin ailenizi tanıyorum, annen baban buralara gelmek için çok çabaladı, onları mahcup etme. şimdi el sıkışın, siz el sıkışmadan buradan ayrılmayacağım. bak, hala gülüyorlar, onlar sizin düşman olmanızı istiyorlar.

    bu arada etraftaki çocuklar salakça gülmeye devam eder ve adama çirkin derler.

  • durumumuz yoktucular için özet:

    kahramanımız sabah geç kaldığı için son derece rüküş bir şekilde dışarı çıkıyor ve ağzına kadar dolu olan bir minibüse biniyor. burada göğüslerinden gözünü alamadığı bir genç kız tarafından direk muamelesi görüyor ve gencimiz asal sayı sevdiğinden 17 dakikalık bir macera diye bunu bize anlatıyor.

    yeditepeli kız sana sesleniyorum. herkese tutunma.

  • ortak arkadaşların olduğu durumlarda, "bu dosyaları silmeniz bazı programların çalışmamasına sebep olabilir" şeklinde bir uyarıyla karşılaşılabilir.

  • milyonlarca yıl önce lav taşlarından oluşmuş, daha sonra suların çekilmesiyle günümüzdeki hallerine dönüşmüş epey yüksek, yükseklik korkusu olanları altına işetecek kadar yüksek kayalıklardır.

    esas konu bu kayalıklara vaktiyle ilkel vinçler yardımıyla, başlangıç orta çağda falan, kompleks manastırlar inşa edilmiş olmasıdır. bizdeki peri bacaları gibi mağara döneminde ve sonrasında bir yerleşim olmamıştır. ayrıca peri bacalarının yüksekliği bunların yanında cüce kalır.

    bugün de keşişler ve rahibeleriyle hiçbiri müze değil, sadece gezilmesine izin verilmiş, manastırlardır. zaten manastırların da az bölümü ziyarete açıktır.

    gerçekten büyüleyici bir görkeme sahipler.
    içinde, muhtemelen papaz veya rahibelerin şımarttığı cana yakın kediler vardır. doya doya sarıldım birine, hem de hiç ses etmedi. :)