hesabın var mı? giriş yap

  • en iyisinin torik den yapıldığı ancak günümüzde bolca palamuttan yapılan mezedir. evde yapmak için ise bir kaç püf noktası ve tarifi ise;

    efendim iyi bir lakerda yapmak için özellikle soğuk suda avlanmış torik ya da palamut kullanmanız gerekmektedir. sıcak su balığın etini yumuşatır ve lakerdanız hoş olmaz. dolayısıyla lodos ta avlanan balıktan lakerda olmaz der ustalar. torik bulmak zor olduğundan en iricesinden palamut alınır yaklaşık 30 35 cm olanlardan. balığın kuyruk kısmından 2 santim, baş kısmından 2 santim ayrılır ve geri kalan parçalar takoz şeklinde kesilir. lakerda yapmaktaki en hassas nokta balığın kanının ve iliğinin iyice yok edilmesidir. bunun için takoz şeklindeki balıkları elinize alıp tam ortasında bulunan kanaldan süpürge çöpü ya da ince bir tel sokarak iliğini çıkarmanız gerekmektedir. bu aşamayı iyi uygulamazsanız balığınızı şimdiden çöpe atın. balıkların iliğini çıkardıktan sonra bir kaba kaya tuzu ( iri tuz ) koyun ve üzerine soğuk su + buz ilave edin. balıklarınızı bu kaba koyun ve suyunu belli aralıklarla yenileyerek 1 gün boyunca buzdolabında kanının akmasını sağlayın. kan balıkta pıhtılaşmaya ve bozulmaya yol açmaktadır. balıkların kanının aktığından emin olduktan sonra bir elek üzerine alın ve suyunun süzülmesini bekleyin. daha sonra bir cam kabın dibine 1 cm kalınlığında tuz koyup üzerine balıkların etli kısımları gelecek şekilde doldurun. balıklar üst üste geliyor ,ise aralara yine mutlaka tuz koyun. balıkları pişirirken nasıl una buluyorsak aynı şekilde tuza bulayıp yine tuzlu kavanozlara balıkları basıyoruz. kavanoza basılan balıklar yavaş yavaş sularını bırakacağından, ara sıra kontrol ederek balıkların bıraktığı suyu dökün. yaklaşık 2 hafta sonra mis gibi lakerdanız hazır olacaktır. daha sonra balıkları tuzdan çıkarın ve yine buzlu suda biraz bekleterek fazla tuzunun gitmesini sağlayın. iki parmak kalınlığında keserek zeytinyağı ve kırmızı soğan eşliğinde servis edin. rakıyı unutmayın hakkını verin.

  • kamerası ile ilgili fazla bilinmeyen bir detayı vereyim de, sonra niye söylemedin demeyin.

    bildiğiniz gibi 15 pro max 5x zoom (120mm) ile gelirken, iphone 15 pro 3x zoom (77mm) ile geliyor. eğer siz "1x'ten 5x'e kadar zoom yapabiliyorsam demek ki 3x'e de aynı şekilde zoom yaparım. pro max daha fazla aralık sunuyor, o yüzden pro max alayım" diyorsanız kazın ayağı öyle değil.

    çok detaya girmeden anlatacak olursam; pro max'in temelde 4 ana focal length'i var. 13mm (0.5x), 24mm (1x), 48mm (2x), 120mm (5x). sensor crop yaparak, yani 48mp'lik sensör'ün sadece belli bir kısmını kullanarak farklı odak uzunluğundaki lenslerin de yardımıyla size çeşitli çözünürlük ve odak uzaklıklarında fotoğraflar sunuyor. yani bu sensör ve lens kombinasyonları ile full çözünürlükte elde edebileceğiniz görüntü sayısı limitli. siz pro max ile 3x zoom yapmaya kalkarsanız olacak olan şey 48mm'lik (2x) odak uzaklığı ile oluşturulmuş görüntüye dijital olarak zoom yapmak olacak. yani aslında 2x ile çektiğiniz görüntüyü dijital olarak büyütmüş oluyorsunuz. örneği daha da çoğaltırsam, 2x'ten bir sonraki native odak uzaklığı olan 5x'e kadar yaptığınız tüm zoom'lar dijital zoom olacak. 2.1x, 2.3x,...3x,....4.9x vs. olay tabii ki basit bir dijital zoom işleminden ibaret değildir, apple bir takım görüntü işleme yöntemleriyle oluşturulan görüntüyü iyileştiriyordur ama neticede dijital olarak yakınlaştırılmış bir fotoğraf elde ediyorsunuz.

    o yüzden 15 pro max'e sahip olmanız, 15 pro'dan "daha iyi" biri kameraya sahip olduğunuz anlamına gelmiyor. sadece 5x odak uzunluğunda 15 pro'dan daha yüksek görüntü kalitesi sunacak olan bir kameraya sahip oluyorsunuz. tam tersi olarak da 15 pro 3x odak uzunluğunda 15 pro max'ten daha iyi görüntü kalitesi sunacaktır, çünkü 15 pro 3x odak uzunluğunu native olarak destekliyor.

    bu sebepten dolayı, çok fotoğraf çeken biriyseniz 77mm ya da 120mm'den hangisini daha çok kullanacaksanız onu seçmenizde fayda var. aksi takdirde 2x'ten büyük odak uzunluklarında çektiğiniz fotoğrafların görüntü kaliteleri iki kamerada da farklı olacaktır. ben şahsen 15 pro'nun 3x zoom'unu tercih ederim, çünkü 2x'ten 3x'e gidene kadar kameranın dijital olarak zoom yapacağı sadece 1x'lik bir aralık var. yani objektif tarafından desteklenen native odak uzukluğuna hemen ulaşıyorsunuz. daha sonra da 3x objektif devreye girip 3x'den büyük odak uzunlukları bu kamera tarafından oluşturulacak. 15 pro max de ise 2x den 5x'e varana kadar olan devasa aralık tamamen kayıp. tüm yükü 2x kamera almış durumda ve 5x'i günlük hayatta kullanabileceğiniz senaryo sayısı limitli.

    edit: özetin de özeti şu. iphone 15 pro, 3x zoom ile iphone 15 pro max'in 3x zoomundan daha kaliteli fotoğraf çekerken, iphone 15 pro max, 5x zoom ile iphone 15 pro'dan daha kaliteli fotoğraf çekiyor. (örnek) hangi odak uzunluğu ile daha çok fotoğraf çekecekseniz onu alın.

  • bulaşık makinasıyla mekanik bi ilişkisi vardır.

    debe editi: daha önceki debelerimde bu olay yoktu ama bi konuda dikkat çekmek istiyorum. doğal güzellik iztuzu yandaşa peşkeş çekiliyor.direnelim.saygılar.

  • genelde yazarlar unlu rom markasindan bahsetmis ama bu markaya adini veren unlu korsan captain henry morgan'dan hic bahsedilmemis. captain morgan gallerin fakir bir koyun'de dogduktan sonra bir sekilde gemici olur ve yolu karayip adalari ve civarina duser. korsanlik yapar yillarca o donemin en gelismis 2 deniz gucunden biri olan ingiliz armadasina zor gunler gecirtir bolgedeki ticari gemi ve sehirleri yagmalar . donemin britanya krali kendisi ile bas edemeyip anlasma yolunu secer ve captain morgan britanya donanmasin'da amiral ve sir unvani alir. isminin unlu bir rom markasina verilmesi hakkinda ise gercekligi bilinemeyen soyle bir rivayet anlatilir. savasta hayatini kaybeden morgan , onemli bir sahsiyet oldugu icin ulkesinde gomulmek ister o donemde gemi yolculuklari aylar surdugu icin cesedin bozulmamasi icin bedeni karayip adalarin'da yaygin olan rom ficisinda saklanir .gemi ingiltere topraklarina gelince'ye kadarda basindaki nobetci gemiciler ficidaki rom'u bitirir ve cesedi bozulur.

  • org - 100 lira
    şövale+tuval+boya+fırça – 200 lira
    flüt+trampet+mandolin+melodika – 150 lira
    çocuk kitapları – 100 lira
    kostümler – 200 lira

    çocuğunun yeteneksizin allahı olduğunu fark etmek paha biçilemez…

    hep bir yeteneğim olduğuna ve bunun ortaya çıkarılamadığına inandım. ailemin beni ehil ellere teslim etmediği için bu yeteneğimin güdük kaldığından ve zaman içinde yok olduğundan işkillendim hep. oysa bugün belki bir virtüözdüm, belki bir ressam ya da çok okunan bir yazardım. belki balettim kim bilir, ama olmadı işte malın teki olup çıktım.

    istedim ki aynı şey çocuğumun başına gelmesin, doğumundan itibaren gözlem altında tutayım, yeteneklerini anında keşfedip geliştirilmesi yolunda adımlar atayım. bunun için yukarıda saydıklarımı ve daha fazlasını alıp yığdım eve. müzisyen mi olacak, resme mi ilgi duyacak, yazıyla mı iç içe olacak yoksa drama yeteneğini mi gösterecek bizlere diye bugüne kadar uğraştım.

    kolay değil, 2 yaşında çıktığım bu yolda bugün 3. yılımıza girdik ve ben bisikletini ters çevirip, eliyle tekerleklerini çeviren ve bundan delicesine haz alan çocuğuma baktıkça…

    vasat altı bile olabilir. oysa ben 7 yaşında ilk konçertosunu yazarsa ne yaparız diye uyku uyuyamıyordum lan, ödülüm bu mu olmalıydı? bisikletinin cıyaklayan kornasını eline alıp salonun ortasında bağırarak koşan bu çocuk benim mi allahım? ya cama oturup dışarı su sıkan bu çocuk?

    o ebeveyn benim, org isteyen varsa söylesin...