ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uber
-
bir tarafta trafik kurallarına uymayan, yolcuları zerre önemsemeyen, keyfine göre yolcu almayıp müşteri seçen, muayenesi olmayan enkaz gibi araçlarla trafikte terör estiren, neredeyse bütün işlemleri kayıt dışı olduğundan en alt seviyede vergi ödeyen taksi sürücüleri ve plaka sahipleri varken; diğer tarafta temiz kaliteli düzgün ulaşım hizmeti sağlayan ve bunu kayıtlı ve şeffaf bir şekilde yaptığından vergisini düzenli ödemek zorunda olan uber var. ve trafik polis teşkilatımız en sıkı şekilde kimi denetleyip ceza kesme peşinde? uber'in ve uber yolcularının. neden? çünkü toplumu değil, taksi plaka sahiplerini ve o taksileri süren çomarları korumak ve kollamak bunu gerektirir. çünkü sizin güvenliğiniz, trafik kurallarına uyulması, özetle toplumun faydası için çalışmak trafik polislerimizin zerre umrunda değil.
babaların garip huyları
-
durup dururken aslı astarı olmayan yere kendine sıkıntı edecek işlere bulaşması.uzun ama komik diye yazıyorum.
tam bir hafta önce, pazar gecesi iki buçukta uyanıp odama geldi ve direkt:
-senin aklındaki ne? ne zaman evlenip barklanacaksın. senin sonunu hiç iyi görmüyorum.
az çok huyunu suyunu bildiğimden gecenin bir yarısı rüyanda mı gördün demiyorum tabii, babamın bu tarz çıkışları normal geliyor bana.
+ baba o işler öyle kolay olmuyor pek
-bence senin evlenmeye niyetin yok.
+ baba anladım da kimse yok şimdi hayatımda. kendi kendime mi evlenicem?
- kız bulsam evlenirim diyorsun yani?
+ yani, evlenirim heralde.
kalktı gitti.
tek konuştuğumuz bu. aradan pazartesi geçti salı günü akşam eve geldim. elinde bir kağıt neşeyle:
- oğlum bu kız seni seviyor, senden çok hoşlanmış. sen de bak beğenirsen hemen evlenin.
abartıyorsam şerefsizim.işten gelmişim, elinde birinin adının soyadının yazıldığı bir kağıt. baba bu nerden çıktı şimdi diyorum, geçen konuştuk ya diyor. hayır olay nasıl bu hale geldi benden habersiz diyorum, anlatıyor.
iş yerindekilere evlendirmek istediğim bir oğlum var diye konuyu açmış, mesai arkadaşlarından biri de benim de evlendirmek istediğim bir yeğenim var demiş, birbirlerine isimlerimizi vermişler pazartesi günü, adam salı sabahı iş yerinde ''bizim yeğen bakmış facebooktan senin oğlanı beğenmiş, senin oğlan da baksın kızı beğenirse görüşsünler'' demiş.
şimdi tip olarak ahım şahım yakışıklılığım yok fotoğraflarda da kesinlikle fotojenik çıkabilen biri değilim ''kız seni beğenmiş.'' deyince insan bi' kıllanıyor. durumu arz ettim.
- ne kadar kötü olabilir ki, dedi
- beğenmezsen ararım adamı, oğlum yeğenini beğenmedi derim olur biter, dedi
beklentiyi düşük tutarak açtım facebooku, ailecek pc başındayız, kızı arattım facebooktan. ilk tepki benim biraderden geldi:
k-oooooha.
+ abartma lan hayvan herif, diye atarlandı bizim biradere.
sonra bana baktılar. bende bir sessizlik. beklentiyi ne kadar düşük tutarsan tut, gördüğüm, düşük tuttuğum beklentinin de kat be kat altında. öyle sessizce bir otuz-kırk saniye ekrana baktık. babam konuştu yine ilk:
- tabi biraz kilosu var, yok değil.
+ bayağı var baba.
k- tam kışlık
- lan sen sus (biradere atar.) abin ne diyecek bakalım.
+ valla baba, çok da konuşacak bir şey yok sanki. sen adamı ara bizim oğlan beğenmedi de o zaman.
- böyle şeyler telefondan söylenmez, yüz yüze söylerim yarın iş yerinde. sen eminsin di mi oğlum, olmaz diyosun?
+ olmaz baba.
sessizce dağıldılar. çarşamba günü işteyim, o adını arattığım kız ''merhaba nasılsın.'' yazmış facebooktan bana. akşam eve geldim, babam erkenden odasına çekilmiş, uyku moduna girmiş. girdim odasına, koltukta yatıyor gözünü aralıyor ama beni görünce geri kapatıyor, annem de yanında televizyon izliyor.
+ baba kızın dayısına söylemedin mi sen bugün, kız bana mesaj atmış.
- söyledim oğlum bişe yok onda atabilir ya arkadaş olarak. o kadar şey oldu sonuçta aranızda.
+ baba sen adama oğlum kızı beğenmedi diye net olarak söyledin mi söylemedin mi?
annemden çekindiğine eveleyip geveliyor. benim odaya geçtik. söylememiş, adam salı sabahı yeğenim senin oğlanı beğendi, senin oğlan da beğenirse görüştürelim deyince sevinçten benim oğlan kesin beğenir, oldu bu iş emin ol demiş adama. çarşamba sabahı da o dediğinden cayamamış, benim oğlum da senin yeğenini beğendi demiş.
+ e şimdi ne olacak?
- ne yazmış kız sana?
+ merhaba nasılsın yazmış.
- iyiyim sağolun siz nasılsınız yazsan eline mi yapışır oğlum?
aynı akşam yazdım, çıktım.
perşembe oldu, kız da kezbanın önde gideni. normalde herkesle konuşmazmış ama arada dayısı olunca bi' oturup kahve içebilirmiş, müsait olduğu gün haber verirmiş bana.sahi nelerden hoşlanırmışım, en sevdiğim yemek hangisiymiş, o en çok pembeyi severmiş... yazmış da yazmış. okuyorum, okuyorum cevap vermiyorum. perşembe günü de öyle geçti,
cuma sabahı bi' baktım ''ya yazmayacaktın madem, babana neden aşık oldum dedirtiyosun.'' demiş.''oha öyle mi demiş gerçekten.kusura bakmayın o an boşluktaydım, boş bulundum hoşlandığımı söyledim ama inanın bir ilişki yürütecek durumda değilim psikolojik olarak, gerçekten özür dilerim.'' yazdım. kız kapak fotoğrafına ''beş kuruşluk adamları musallat ettik ömrümüze'' diye kapak resmi paylaşmış facebooktan. bu kadar kolay mıydı falan yazıyor. tekrar özür dileyip artık yazışmamızın da bir anlamı olmadığını söyledim.
cuma da öyle geçti. cumartesi günü işe gittim, işten geldim, arkadaşı babama bozuk atmış iş yerinde, babam da benimle konuşmuyor şimdi.
down sendromlu diye bebek aldırtmak
-
haklı ve doğru bulduğum, benim ahlâk kurallarımda yeri olan durumdur.
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
türkiye'de yaşayan bir birey iseniz can güvenliğiniz hakkında bilgi almak ve olası tehlikelerden korunmak için: http://turkey.usembassy.gov/
edit: @diplomasi uyardı; "sitenin bile can güvenliği kalmamış" :)
erasmus programından dolayı 1 milyon bebek doğması
-
sadece başlığa göre entry yazanları göstermiş haber.
adamlar erasmus programı sırasında hamile kalmışlar demiyor, bu sayede tanışıp evlenmişler diyor. ayrıca iş bulmaları da daha kolay oluyormuş bu programa katılanların.
edit: ayrıca doğum kontrol tekniklerini de biliyorlardır emin olun. akıllara gelene bak ya. evet millet erasmus'a gidip hamile kalıp okulunu falan bırakıyor, bir siz akıllısınız amk.
bikinili kızıyla yüzen slip mayolu laik baba
-
slip mayosunun içinde din ve devlet işlerini birbirinden ayıran babadır.
laik ne alaka amk.
fatih altaylı'nın mülteci insanlara çöplük demesi
-
çok doğru demesidir.
insanın da çöp olanı vardır, mesela aktroller.
parası neyse verelim biz de bu çöpleri afganistan'a dökelim.
afganistan'da aşık oldukları afganlar bunları sabahtan akşama kadar badelerler, tam bir win-win siçueyşın olur.
vodafone'un ferhat ceylan'ın işine son vermesi
-
şerefsizliğin daniskası! evde kal diye ayak yapacaksın, mesajlar atacaksın insanlara, uygulamamızdan işlem yapın diyeceksin, şirinlik yapacaksın. sonra kendi çalışanın, timsah gözyaşlarını yüzüne vurunca adamı kovacaksın. özür dilemek yetmez. vodafone bedel ödemeli!
hayata dair gülümseten detaylar
-
sabah otururken farkettim. amcanın biri denizde ellerini birbirine yapıştırmış. " bak böyle kenara kollarını açacaksın aynı zamanda ayaklarını da çırpacaksın" diye kollarını aça aça yanındaki kendi yaşlarındaki teyzeye yüzmeyi anlatıyor. öğretmeye çalışıyor kendince ama teyze maalesef beceremiyor, batıyor batıyor çıkıyor.
yarım saat kadar sürdü bu çaba , çok büyük uğraşıların ve teyzenin beline kadar gelen suda bi kaç boğulma tehlikesi atlatmasının ardından "amaaaan bişey öğretmiyorsun sen" diyerek çıktı denizden duşa gitti teyze, amca da çıktı ardından gülümseyerek geldi yandaki şezlonga oturdu bi sigara istedi. verdim bi tane çıkartıp, yakarken de,
- eşiniz mi hanımefendi ? dedim
+ evet dedi.
- yüzmeye merak saldı heralde dedim gülerek,
+evet ama yeni değil 51 yıl oldu merak salalı dedi...
meğer amca evlendikleri sene dubalara kadar yüzmüş sonra küsmüş teyze buna, beni bırakıp gittin diye, amca da gönlünü almak için sen gidebilene kadar ben de gitmiycem artık dubalara demiş. öpüşmüş barışmışlar. 51 yıldır yaz tatilinde oldukları her allah'ın günü teyzeye yüzme öğretmeye çalışmış. teyze yüzmeyi öğrenememiş, amca da bi daha dubalara gidememiş hiç.
51 yıl.
sabırla. öyle kenarda teyzeyle yüzmüş.
hiç sıkılmadınız mı diye sordum. döndü duş alan teyzeye baktı.
- sıkılmaz mıyım da, baksana şuna, dubalara gidersem gene küser diye korkuyorum dedi gülerek...
olm aşk diye bişey var lan. buluyo insanlar. nerde bilmiyorum ama var. moralimizi bozmayalım hiç...
21 temmuz 2021 alanya barlar sokağı
-
mülteci ve arap aşıklarının gözüne sokulması gereken sokaktır. neredesiniz sevgili polyannalar? hani renk ve kültür çeşitliliği? ortadoğu bataklığına doğru adım adım çekiliyoruz. oyna devam mı?
edit: mesaj kutumu dolduran sevgi pıtırcıkları var. daha 2 gün önce alanya'daydım. arapça'dan başka dil konuşulmuyor. boş yapmayın.
edit 2: burası müslüman ülkesi beğenmeyen yunanistan'a, almanya'ya gidebilir diyen şeriat aşıkları var. 128 milyar yıl dahi geçse ben buradan gitmeyeceğim. atalarımın binbir zorlukla geri kazandığı bu güzel ülkeyi sizin gibi bedevi aşıklarına peşkeş çekmeyeceğim. bu ülkeyi karıştırıp, iç savaşa sürükleyip isviçre'deki banka hesaplarına güvenip kaçanlar olacaksa baştan uyarayım gittiğiniz yerde huzur bulamayacaksınız.
17 mart 2024 ts fb maç sonu olayları
-
valla ben çok koyu galatasaraylıyım ve çok net trabzonun puanı falan silinmeli, 5 yıl falan fenerbahçe maçlarında seyirci olmamalı. bu nasıl bir kin ve nefrettir. bu sadece bir oyun soğutmayın bizi.
tayyip erdoğan-ssg ses kaydı
-
az önce haber sitelerine düşmüş bomba kayıt. inanılır gibi değil.
erdoğan: bunlar bir alem diğerleri bir alem. böyle tek tek arayıp konuşacaksın. sedat bak şu anda ben yani
ssg: buyrun başbakan’im
erdoğan: fas’ta ınternet kafedeyim burada
ssg: evet efendim
erdoğan: şimdi bahçeli’nin bütün konuşmalarının başlıkları sol framede ..
ssg: anlaşılmıştır efendim şimdi... tamamdır
erdoğan: ve orada sürekli olarak da, yok yolsuzluk operasyonları, yok bizim bilal, yok mu kardesim başka konu..açsanıza iki anket..
ssg: anlaşılmıştır efendim
erdoğan: bak yeni başlık açıldı biz konuşurken şimdi
ssg: tamam efendim, anladım efendim şimdi hemen.
erdoğan: ya anladım diyorsunuz da işte yani hayret ya böyle bir şey de, hala bunlar ya ne gerek var.
ssg: eee tamam ee emriniz olur efendim anlaşılmıştır şu an.
erdoğan: hemen şey yapmanız gerekiyor.
ssg: şimdi yapıyorum, şimdi yapıyorum efendim,
talimatı kanzuk'a iletiyor:
kanzuk: ham, hum, efendim (yemek yiyor)
ssg: kanzukçum ya çok acil şu bahçeli’nin başlıklarını şeyet ne olursun.
kanzuk: tamam çektik abi.