hesabın var mı? giriş yap

  • aklıma direkt “acaba yediğimiz paketli gıdalar nasıl üretiliyor?” sorusu geldi. ve iyice tiksindim. tam da diyete girmiştim bugün. gerçekten iyi oldu bu video. sosisin yapılma sürecini izledikten sonra ağzıma sosis vurmamıştım. bu da onun gibi oldu. tamam belki bizim yediklerimiz fabrikada üretiliyor ama bu onların hijyenik olduğunu göstermez. en basitinden sürekli içtiğim kahve bile sıkıntılı. çünkü çoğu kahveci makinelerini iki ayda bir temizletmeleri gerekmesine rağmen senede bir falan yapıyor bu işlemi. neden? çünkü güzel ülkemde bu işlem bile çok pahalı. tabi bu bahane değil, sen bir bardak kahveye minimum 40 tl alıyorsan, temizliğini de yaptırmalısın.
    sonuç: dışarıda bildiğiniz bir yer değilse yenilen-içilen her şey yüzde doksan antihijyenik ortamlarda yapılıyor.

  • anlamadığınız şey tam olarak nedir?

    bu ve tayfası; gidip karikatürler üzerinden para kazanan sayfa ve siteleri dava etseler, kimse ses etmez. "haklısınız" der hatta.

    ama bu adamlar bunu yapmıyor ki?
    radyoloji sitesindeki bir forumda bir kullanıcı karikatür paylaşıyor. ve onu dava ediyorlar.
    radyoloji sitesindeki bir yazıda, karikatüre yer veriyorsun diye dava ediliyorsun.
    kişisel bir blogda 65 yaşında bir kadın iyi bayramlar karikatürü paylaşıyor ve 33binlik oluyor bir anda.

    edildiğin davanın tutarı da öyle 50-100 lira değil. 33 bin lira.

    yani bu ve tayfası diyor ki; sizin radyoloji sitenizin 5 senede kazandığı 3-4bin lirayı, benim karikatürüm sayesinde kazandın. şimdi bana para ödeyeceksin.

    bunun adı telif kovalamak falan değil arkadaşım. bırakın artık kendinizi kandırmayı.

    tüm içeriğini, parasını karikatürlerin telifli eserlerinden kazanan adamları dava edersen haklısındır.
    ancak konusu, kazanç yöntemi vb. hiçbir şeyinin senin karikatürünle en ufak bir bağı bile olmayan siteleri/blogları/forumları dava ediyorsan sen kötü niyetlisindir.

    berlin'de hamurunuza, suyunuza ne katıyorlar bilmiyorum.
    ancak bu insanların avukat masrafı yapmalarına, adliye adliye koşturmalarına, ülke içindeki bin tane sıkıntı arasında bir de sizin 30bin liralık telif davalarınızla uğraşmalarına vesile oldunuz ya. umarım bunun acısı sizden çıkar. umarım.

  • (bkz: 17 ağustos 1999) depremi ile hatırlanan nesildir.

    bizzat sakarya' da izlemiştim tutulmayı. o gün çok sıkıcıydı, ve evdeyken çokta ürkmüştüm, zira gündüzde bu kadar karanlıkta kalmak açıkçası pek de iyi bir etki bırakmadı. sonra günler geçti, uyuduk ve çığlıklar ardı ardına koptu...

  • ingiltere basbakaninin kendi tarihine sahip cikmasidir. bbc'ye yaptigi aciklamada sunlari soylemis:

    "ama bunlar sanıyorum ecdadımızı televizyon ekranındaki the tudors’daki gibi zannediyorlar. biz öyle bir viii. henry bilmiyoruz. o henry’nin ömrü 30 yıl at üstünde seferlerde geçmiştir. ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. bu konuda ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gereken kararı vermesini bekliyoruz. bu değerlerle oynayanlara milletçe gereken dersin hukuk içinde verilmesi gerekir.''