hesabın var mı? giriş yap

  • son zamanlarda yerli markaların yaptığı saçma fiyat artışıdır. hemen bir iki örnek verelim:

    mevsimlik ceket

    %100 polyester kaban

    mevsimlik bir cekete 900 tl yazabilmiş, kumaşı beş para etmez kabana da aynı şekilde. eyvallah ekonomi, iplik, pamuk her şey çok pahalandı. fakat yerli markalar her zaman zara, bershka gibi markaların 3’te, 4’te biri fiyat olurdu. şu an ise lcw zara ile neredeyse aynı, 200-300 tl oynuyor. online’da yalandan indirim kuponu yollayıp duruyorlar.

    fiyat bindiriminin sebebi belli ama. “nasıl olsa yabancı turistler bu fiyata da alıyor” düşüncesi. o zaman kim takar vatandaşı. kendi insanına bu kadar düşman başka bir ülke gördünüz mü?

  • sevgili evinde gerçekleşmiş dünyanın en çaresiz mevzusu. şehrin uyuduğu saatlerde, tuvalette kitap sayfası çevirince bile sevgilinin uyandığı sessizlikte sıçmak zorunda kalan bünyenin, çaresizlikten terlikleri yere vurarak bok sesini örtbas etme çabası. adeta bir umuda yolculuk. büsbütün ayrıksı bir antoloji.

  • v yaka dar t-shirt giyer kılları filan çıkar böyle böğründen, eski sevgilisine kaşar der, yeni sevgilisine prenses. serdar ortaç, demet akalın dinler, ''kardeşim'' yerine ''karşim'' diye hitap eder, en sevmediğim: eşofman'ın altına parmak arası terlik giyer. ne kitap okur ne de adam akıllı film izler. direkt gözümün önüne geldi şu an tiksindim sözlük.

  • 90'ların başı, bir yaz gecesi. arkadaş evinde toplanılır. güzel vakit geçirilir, kafalar da çeşitli yollarla güzelleşmiştir. geyik yapmaktan bıkıldığı noktada tv açılır, sesi kısılır, karanlıkta çıt çıkarmadan seyredilir. derken yukarı kattan* bir cam kırılma sesi gelir. burada atlanmaması gereken nokta, ev sahibinin imitasyon katana koleksiyonu olduğudur. ve hepsi de aşağı katta, bulunduğumuz salonun duvarlarında asılıdır. cam kırılma sesinin ardından sanki telepatik uzaylılarmışız, sanki yıllardır bunun için eğitilmişiz, sanki biri bir düğmeye basmış gibi hepimiz sessizce kalkar ve duvardaki kılıçları alırız. gerçek kılıç olmadıklarından keskin değillerdir ama elde çok ürkütücü durdukları da bilinmelidir. psikopat ninjalar gibi karanlığın içinde kılıçları havaya kaldırır, gözümüzü merdivene dikeriz. saniyeler sonra tvnin ışığında şüphelinin ayaklarını görürüz. merdivenden yavaş yavaş iner. başı gözüktüğü anda ev sahibi ışıkları yakar. göz göze gelinir. karşılıklı çok kısa bir donmanın ardından topluca haykırmaya ve adama doğru koşmaya başlarız. adam ışık hızıyla yukarı fırlar ama durmayız. kovalamaya sokak boyunca devam ederiz. ama hırsız akıl almaz bir hızla kaçar. hoş, yakalamak istiyor muyuz, yakalasak ne yapacağımızı biliyor muyuz belli değildir. adamın o an ne hissettiğini canlandırmaya çalışıyorum gözümde. dört adam. dördü de entel kuntel tipler. şortlu, gözlüklü, keçi sakallı, 20'li yaşlarda gençler. ellerinde japon işi kılıçlarla pozisyon almış seni bekliyorlar. hatta içlerinden biri yeniçeri taarruzundaymış gibi allah allah allah diye bağırıyor. "ne kadar postmodern" diyecek zamanı olmuş mudur?

    edit: http://www.hurriyet.com.tr/dunya/12497984.asp

  • tadı damakta kalan oyun.

    hem achievement'ları %100 yapmak, hem de kıyıda köşede kalmış easter egg'leri keşfetmek için oyuna yeniden başlayacaktım, ama öncelikle oyunu sadece mouse ile daha konforlu kontrol edebilmek için ne yapabilirim diye baktım ve aşağıdakileri buldum:

    oyunun prefs.json dosyasını düzenleyerek mouse orta tuşuna envanteri atamak mümkün! öncelikle prefs.json dosyasının yerini bulalım:

    windows - %appdata%\terrible toybox\return to monkey ısland\
    macos - ~/library/application support/terrible toybox/return to monkey ısland/

    sonra her ihtimale karşı dosyanın yedeğini alıp, her zamanki gibi notepad ile açıp dosyanın en sonuna aşağıdaki kodu ekleyelim (*) ve kaydedelim:

    keybindings: {
    skipdialog: "period"
    pausegame: "space"
    overridecutscene: "esc"
    quit: "control+q"
    fastquit: "alt+q"
    showoptions: "o"
    showhelp: "h"
    takescreenshotuı: "shift+control+s"
    esc: "esc"
    inventory: "i"
    inventoryalt: "v"
    map: "m"
    todo: "t"
    showlastsayline: "comma"
    shownextsayline: "m"
    savegame: "command+s"
    loadgame: "command+l"
    showhotspots: "tab"
    }

    bunlar oyunun default tuşları. bundan sonra istediğiniz tuşları değiştirebilirsiniz. örneğin envanteri mouse orta tuşuna atamak için: inventory: "i" satırını inventory: "mousemiddle" olarak değiştirmeniz yeterli.

    mouse sağ tuşuna diyalogları hızlı geçmeyi atamak için ise dosyanın en sonuna aşağıdaki satırı ekleyebilirsiniz:

    rightclickskipsdialog: 1

    kaynak: https://www.speedrun.com/rtmi/guide/iiyrt
    * bu arada yukarıdaki kodlar büyük küçük harf duyarlı olduğundan kaynak sitedeki kodları kullanmanız [ve envantere orta tuşu atayacaksanız, o kodlardaki skipdialog2: "mousemiddle" satırını da silmeniz] lazım, ekşi sözlüğün küçük harf takıntısı bu konularda duvara toslamamıza neden oluyor. f1 aracında saatte 300 km. ile giderken duvara çarpıp ölmek de güzel bir ölüm şekli aslında! [fazla serbest çağrışım =)].

  • bizzat kuzenimin basindan gecti:
    -pardon, ben bir suredir size bakiyorum da, umarim bu sizi rahatsiz etmiyordur.
    -farketmedim.

  • kokusu, yuzunuze kondurdugu gulucukler, attirdigi kahkahalar, gozlerindeki isilti, her zaman sasirtacak olusu, her zaman guvenilir olusu, dans edisi, herhangi bir isi yaparken konsantre olmus hali, sizinle bulustugunda sokagin karsisindan gozlerinizi gozlerinize dikip gulumseyerek adimlarini hizlandirisi, uyanisi, yasami algilayisi, dokunusu. yes, every little thing she does is magic.