ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
resozluk
-
update: antik'te ve yeni sozlukte duzgun calisacak sekilde guncelledim.
===== nedir? =====
sozlukteki basliklari (genelde sahis isimlerini) google images'ta aramaktan yoruldugum icin yazdigim eklenti. google chrome, firefox ve opera icin versiyonlari var. o an okumakta oldugunuz basliga ait buldugu ilk resmi getirip sag frame'e ekliyor.
===== nasil kurulur? =====
google chrome:
https://chrome.google.com/…gcnbjjamjgckfelmga?hl=tr
firefox:
1.4 versiyonunun yanindaki sari "add to firefox" butonuna tiklayin.
https://addons.mozilla.org/…ons/?page=1#version-1.4
opera:
sag ust kosedeki yesil "ınstall" butonuna tiklayin.
http://userscripts.org/scripts/show/73550
internet explorer versiyonunu sagolsun togan hazirladi: (bkz: #18763415)
bu kismi yalniz operacilar okusun:
opera icin, bir klasor olusturup, resozluk.user.js dosyasini bu klasore kaydedin, ardindan, araclar -> tercihler -> gelismis -> icerik -> javascript secenekleri penceresini acip, kullanici script klasoru bolumunden biraz once olusturdugunuz klasoru gosterin ve opera'yi yeniden baslatin.
http://www.resozluk.com/
tecavüzün sadece türkiye'de olduğunu sanan insan
-
(bkz: chainard sen misin?)
tamam ulan anladık. türkiye'deki tecavüzlerin sebebi malum din, malum parti ve malum şahıs değil. heryerde oluyo.
edit üzerine gelen edit: başlık sahibi yazara sormak istediğim şey;
birincisi eleştiri yaptığı için eleştirdiğin insanlar tecavüz hakkında ne düşünse veya ne tepki gösterse sen bu başlığı açma ihtiyacı duymazdın? yazdıklarına göre tepkisiz kalması gerekiyor ki bu normalleştirmedir.
ikincisi tecavüzlere tepki göstermeleri için sadece türkiye'de mi yaşanıyor olması gerekmekte?
senin o beğenmediğin 'sanrı insanı' tecavüze tepki göstermek için ülke,coğrafya,ırk,dost ayırt etmez. yobazlar, örümcek kafalar ise anasını bacısını hocalara, geri kalanları da kendilerine helal gördükleri için tepkisiz kalırlar.
sevdiceğin fak badisi olduğunu ayrımsamak
10 haziran 2015 rte deniz baykal görüşmesi
-
meclis başkanı, seçilen milletvekilleri arasında en yaşlı üye olduğundan dolayı meclisi açacak deniz baykal'la cumhurbaşkanı'nın görüşmesidir. hürriyet'in dediği gibi "sürpriz görüşme" falan değildir.
edit: gelen mesajlar üzerine sürpriz görüşmeymiş.
edit2: gelen mesajlar üzerine süpriz değil sürpriz
edit3: "hükümeti kurma yetkisini istediği milletvekiline verebiliyor malum.. lan yoksa..."
edit4: gelen mesajlar üzerine başka gelen mesajları yazmamalıymışım
japonların yaptığı inanılmaz karmaşık tatlı
-
bir çileğin başından geçenler isimli kısa film tadında bir eser olmuş.
tanım:çilekli tatlı.
kadının bedelli askerlik yapan erkeğe bakış açısı
-
türkiye'de askerlik, insan onurunun hiçe sayıldığı, er kişide kalıcı hasara yol açan bir olay olduğu için, imkanı olup da bedelli askerlik yaparak kendini bu cehennemden uzak tutabilen erkeklere saygı duymalıdır.
kadının bedeni üzerinden kimliğini ve toplumsal rolünü tanımlamak ne kadar çirkin ve çağdışı bir yaklaşım ise, erkeği de askerlik yapıp yapmaması üzerinden tanımlamak ve hatta yargılamak o ölçüde çirkin ve çifte standartçı bir yaklaşımdır.
tsk kendini modernize etmediği müddetçe, "vatanı korumak" mottosuyla askere uğurlanan er kişinin kocaman adam olduğu halde yerden izmarit toplamasını, kompleksli üstlerinden azar işitmesini ve psikolojik tacize maruz kalmasını "vatana borcunu tamamlamak" olarak tanımlayabilen bir kadın, yaşadığı çağın gerisinde kalmış, dar fikirler arasında sıkışmış ve insan onurunun, hak ve adalet duygusunun, eşitliğin; cinsiyetçi tabulardan ve dogmalardan çok daha üstün ve kutsal olduğunu kavrayabilecek kapasiteden yoksun kalmıştır. ciddiye alınmamalıdır.
tavadaki yengecin etrafındaki sebzeleri yemesi
-
bu yengeçte şu anki halimizi gördüm.
yanan bir tava üzerinde ölecek olan fakat her şey yolunda gibi yemeye devam eden bir yengeç. aynı türk halkı, her şey berbat fakat keyfe devam.
makyaj yapmayan kadın
-
aynaya baktığında kendi yüzünü değil, birtakım boyalar ve hilelerle yaratılmış sahte bir sureti görünce mutlu olanlar tarafından kendine saygısı olmamakla itham edilen kadındır.
m. kemal atatürk'ün karlsbad hatıraları
-
mustafa kemal atatürk'ün tedavi için gittiği karlsbad'da askeri, siyasal, sosyal kavramlarla ilgili görüşlerini belirterek tarihi olaylar üzerinde değerlendirmelerde bulunduğu; 1918 temmuz ayını kapsayan toplam 5-6 defterden oluşan anılarıdır. eski yazı ve fransızca yazılan bu anıların birinci sayfası 30 haziran 1 temmuz tarihi ile başlıyor. anılarda tedavi süreci, türk ailelerle çeşitli otellerde görüşmeler, memleket sorunları, sosyal konular, askerlik ve savaşlar hakkında konuşmalar vardır.
atatürk'ün 28 temmuz pazar günündeki anılarının sonu şöyle bitiyor."karlsbad'da geçen günlerimin anılarını bütünüyle ve olduğu gibi bu deftere geçiremedim. bunun iki nedeni var, birincisi yeterince yazı yazmak için vaktim olmadı. ikincisi ise, her düşündüğümü, her yaptığımı, yani bütün fikirlerimi ve hayatımla ilgili sırları bu deftere nasıl emanet edebilirdim. hatta bu yazdıklarımı bile bir gün, ihtimal pek yakın bir günde yok etmeyecek miyim? şimdiye kadar hep öyle olduğu içindir ki, anılarımı toplayan bir derlemem yoktur."
yok edilmemiş olan anı defterlerini, 1931 yılında tarih çalışmaları sırasında çankaya'daki köşkün kütüphanesinde bulan afet inan, bu defterleri atatürk'e gösterdiğinde onun çok duygulandığını ve ileride yayımlayabileceğini söyler. defterlerden yalnızca altıncı defter bir sayfa olarak viyana'da yazılmıştır. diğer defterler ise günü gününe tutulmuş hatta dr. vermer'in uygulayacağı tedavi ve alacağı ilaçlar da saatleriyle birlikte not edilmiştir.
türk tarih kurumu yayınları arasında olan kitabın bir bölümünde atatürk ve dr. vermer'in ilk görüşmesi şu şekildedir:
"doktor gıda sorununu düzenlerken ekmek konusundan da söz edildi."
"tabii beraberinizde un getirdiniz" dedi.
"hayır" dedim. "
"o halde burada ekmek bulamayacaksınız, çünkü hükumet yalnız yerlileri doyurmakla zorunludur, yabancıları değil."
atatürk; "öyle ise doktor, benim burada oturmaklığıma imkan yoktur. hemen yarın memleketime döneyim. bizim memleketimizde yabancılar yerlilerden daha çok harcamada bulunmaktadır. ben de hükumetim katında yabancılara ekmek verilmesine engel olunmasını önereyim."
"dr. vermer bu sözlerden sonra ekmek sorununun halledilmesi için gerekli kolaylığı sağlayacağını söyledi.'
evine verilen 3 milyon euro'yu reddeden vatandaş
-
bende 85 yasinda olsam satmam evimi. 3 milyon euro'yu o yastan sonra öhöömm neyse. ama 30'lu yaslarimda boyle bir teklif gelse evimi satar sulalemi de yaninda promosyon olarak veririm. hic vatan millet duygusu kasamam bu konuda.