hesabın var mı? giriş yap

  • hem okuyup hem çalıştım. 2006 yılında bir öğrenci olarak elime ayda 1100 lira geçiyordu. tek başıma ev tuttum. okulu dört senede bitirdim. ayaklarımın üstünde durmanın gururunu yaşadım. ailemin de benimle gurur duyduğunu biliyorum. ayrıca ailemin bana saygı duyduğunu fark ediyorum.

    onları mahçup etmedim, zora sokmadım.

    bazılarının zoruna giden, en asil duyguların insanıdır.

  • bu kadınla ilgili şöyle tuhaf bir durum var:

    1987-1994 arasında orhan gencebay'ın kanatları altında 7 albüm yapmış. her albümde orhan ona bir iki parça vermiş. bütün bu albümler orhan'ın müzik firmasından çıkmış. o dönem piyasada tutunabilmiş, belirli ölçüde beğenilmiş. biraz da güzelliği sayesinde popüler olabilmiş. ama tam olarak star olması 1997'de orhan'ı bırakıp serdar ortaç'la çalışmaya başlaması sayesinde olmuş. padişah adlı şarkıyla bir uçmuş tam uçmuş. birkaç albüm boyunca serdar ortaç şarkıları sayesinde milyon satmış. sonra starlığı oturunca sezen aksu, nazan öncel, tarkan, kenan doğulu vs... de el vermiş.

    tuhaf olan şu ki orhan gencebay gibi bir müzik dahisinin elinde 7 senede star olmayı başaramayan sibel can, serdar ortaç gibi müzik tüccarının elinde memleketin bir numaralı kadın şarkıcısı olmuş. serdar ortaç bu kadının imajını nasıl oturtacağını doğru görebilmiş demek ki. ilginç.

  • baba 135 kilo olmuştur. yani yarım dünya diye tabir edilen safhayı atlamış, kendi çapında ufak bir gezegen olma safhasına gelmiştir. bu muhabbetin konu edildiği bir akşam yemeğinden sonra meyve yemek için bir elma alan atrin mutfakta ayakta televizyon izleyen babayla karşılaşır. elmayı alıp babanın göbeğinin yanından yere bırakır ve bu işlemi 2 3 kere tekrar eder...

    baba: napıyosun lan?
    atrin: kontrol ediyorum.
    baba: neyi kontrol ediyosun? yıkasana lan elmayı?
    atrin: dur yahu elma büyük geldi ama mandalin kesin olur.
    baba: ne olur?
    atrin: yörüngene oturur ya..

    babanın gözlerinin yörüngeden çıkmasının akabinde atrin'in elindeki elmayı kapar ve kapıdan kaçmakta olan atrin'in yörüngesine *çot* sesi ile oturtur. hala acıyo lan sırtım.

  • zamanında kapıda olduğumda beni uçağa almak zorunda mı?
    evet.
    geç binince biri yerimi mi kapıyor?
    hayır.
    ben dışarıdayken içeride çılgın bi parti mi var?
    hayır.
    erken binince uçakta beklemek eğlenceli mi?
    hayır.

    benim gibi bir insan için bildiğin ödül gibi uygulama olmuş.

  • ara sıra bu arkadaşların entrylerine bakıyorum da, lan olum sizi o entrylerle yazar falan yapmazlar. bu yazarların %80 nin formattan haberi yok. gelişigüzel entryler döşemişler. yazık la bir de 1,5, 2 yıl bekleyecekler yazar olmak için. size tavsiye gençler o entryleri hemen düzelt butonuna basarak düzeltin. tanım yapın tanım. hee bir de online olmaya bakın, oylama yapın. şahsen ben 30 binli sıralardayken bir baktım yazar olmuşum. sebebi belli online olmam ve oylama yapmam. son şey; siz şimdi '' ah bir yazar olsam neler yazarım neler '' diyorsunuz ya. valla hiç öyle değil yazar olunca görürsünüz. hadi öptüm sizi k.i.b a.e.o. b.y.e.