hesabın var mı? giriş yap

  • içeriden gelen bilgilere göre cenazeden sonra liderlik mücadelesi iyice ayyuka çıkmış ve iki grubun destekçileri kısa menzilli ve uzun menzilli olarak bölünmüşler.

    gelişmeler oldukça editleyeceğim.

    edit1:
    semerkant ve semerkent kolu olarak bölündükleri söyleniyor.
    ingilizler tarafından desteklendiği rivayet edilen kısa menzilliler "semer kant" adını almışken
    amerika tarafından desteklendiği rivayet edilen uzun menzilliler ise "semer kent" adını almışlar

  • sosyal medya olmaktan çıkıp, ana haber bültenine dönüşen insanlardır. dün 18.15 eskişehir-ankara yüksek hızlı treninde ben de gerçekleştirdim bu eylemi. başlarken bi tedirgin oldum, kavga çıksa, linç edilsem kaçacak yerim yok, 250 km hızla giden trenden de atlanmaz ki diye. bu tedirginlikle başlattım kaydı. herkes sus pus oldu, dinledi. yaklaşık on dakika boyunca kimseden ses çıkmadı. kayıt bitti, bir dakika geçti, hala çıt yok. sonra çözüldü insanlar, kimisi kendi arasında muhabbetine döndü, kimisi ses kaydını konuşmaya başladı. bir sonraki vagona geçtim, orada da açtım kaydı son ses. bir teyze ne olduğunu anladıktan sonra "dinlemek istemiyoruz biz bunları, montaj bunlar montaajjj" dedi. ben cevap veremeden birkaç kişi "kendi adına konuş, dinliyoruz biz" diye susturdular teyzeyi. bitince bir sonraki vagona geçtim, orada bir abla ben dinletirken bir yandan düşmanca gözlerle bakıp bir yandan yüksek sesle oflayıp pufluyordu, karşısındaki yolcu kendisini "şşşşt" diye susturup dinlemeye devam etti. toplam beş vagon boyunca karşılaştığım yegane kötü tepkiler bunlardı. bunun dışında insanlar kaydın trende dinletilmesine şaşırdılar ama tepki vermediler. bilal'in sesini duyunca yanındakine kafasını sallayıp "bak işte bu" diye işaret eden de vardı, "ne dinlio ki bu kız" diye şaşkın şaşkın bakan da. şaşkınlıkla bakanlara "başbakanımızla oğlunun ses kaydı çıkmış da, dinlememiştim, şimdi dinliyorum" diye açıklama yaptım. kimisinden bir karşılık aldım, kimisi anında kafasını çevirdi, karşılık alamadım. sonuç olarak 25 şubat 2014 günü 18.15 treniyle eskişehir'den ankara'ya dönen insanlar arasında bu kaydı duymayan neredeyse kalmadı. gururla bildiririm.*

  • haris:

    avukat. köşkün ikinci adamı. adem tarafından hiç sevilmemesine rağmen bir türlü kovulamıyor. gerekirse tecavüz edilmeye bile razı. mahdum tarafından kaçırıldığında sürekli ağzı bağlanıyor. adem'i öldüren kişidir.

    isim kökeni: insanın en nefret ettiği ama bir türlü kurtulamadığı o şey, (bkz: hırs). cennetin eski bekçisi. şeytan'ın ilk ismi.
    -
    nergiz:

    psikolog. kendini beğenmiş. aslan burcu. zengin avcısı. resimleri çok sever, sanatın güzellikle alakalı olduğunu düşünüyor olsa gerek. hipnoz terapisini baloncuk çıkararak yapıyor.

    isim kökeni: narsisizm kişilik bozukluğuna ismini veren, güzeller güzeli bir avcı. kendine yakından bakayım derken suya düşüp boğulduğu söylenir.
    -
    mahdum:

    1 sayısını sevmeyen, 2 takıntısı olan, kökenlerine aşırı bağlı, her türlü kötülüğü yapmaya müsait kişi. tam adem'i öldürecekken, kibir yani nergiz tarafından öldürülür.

    isim kökeni: oğul. 1'lik inancı olan tevhidin yerine eş koşmayı, 2'liliği vesvese eden iblisin oğlu.
    -
    hızır:

    herhangi bir felakette direkt gelen, adem'in de dikkatini çeken, kendisiyle tıpatıp benzer bir kız kardeşe sahip olan acil tıp teknikeri.

    isim kökeni: birçok dinde yer etmiş, bir kadın olarak da tasvir edilen ilahi kişilik.
    -
    ilyas:

    konuşmayan, konuştuğundaysa ağır laflar eden ve susmak bilmeyen acil tıp teknikeri. şok cihazını kullanmaya pek heveslidir.

    isim kökeni: ölüleri diriltme yetkisi verilen peygamber. dünyada hızır ile buluştuğu gün kutlama yapılır. (bkz: hıdırellez)
    -
    özetle, göndermeleri bayağı beğendim. zekice. izleyiniz fakat öyle kahkaha atmayı falan beklemeyiniz.

  • kurala uymayan gencin sınava alınmamasıdır. bu tip zamanlı işlerde 1 dk ile 20 dk veya 1 saat arasında fark yok. arkadaş buluşmasına gitmiyor sınava gidiyorsunuz, istersen bağdat'tan gel oraya zamanında varacak saatte ulaşmakla mükellefsin.

  • tv sektörü;
    kim milyoner olmak ister yarışmasında reyting getirecek, yapımcının devam etmesini istediği yarışmacılara doğru cevap söyleniyor. bunlar genelde 90 yaşında okumayı geçen hafta öğrendim diyen amcalar, köyden inekleri bıraktım geldim diyen teyzeler, kimsesizler yurdundan kaçtım diyen çocuklar falan oluyor. bakın işte ‘nerden nereye’ diyip reyting almak için. yanlış cevap verirlerse ışıklar kapanıyor, cevap söyleniyor, o soru hiç sorulmamış gibi baştan soruyor spiker. yarışmacıyı elemek istediklerinde saçma sapan bi soru soruyorlar. ellerinde yarışmacının başvuru sırasında belirttikleri hobileri, uzamanlık alanları falan var çünkü. futbol seviyorsa klasik müzikten, tiyatro seviyorsa, güncel siyaseten falan soruluyor hemen eleyip reyting almak için. bunlar da gelen proflar, çok iyi eğitimliler falan oluyor. zaten katılımcıların %80’i cast ajansından oyuncular. yarışmaların tamamı buna benzer. tek önemli şey reyting. her şey ona göre kurgulanıyor. tv de gördüğünüz reklamlar, diziler, haberler, yarışmalar, tartışma programları vs her şeyin çoğu yalan. tv=yalan.

  • genelleme hatasi olarak da bilinir. gozlemcinin birey hakkindaki genel gorus inanis ve kanisini bireyin ozel ve farkli bir diger niteligine genellemesi durumudur.

    ornegin, iyi giyindiysen iyi birisindir. zit olarak kotu giyindiysen tehlikeli birisindir. genel olarak iyi giyimli bir adamindan ilk anda zarar gelmez. ama kotu giyimli birisi ilk anda bile sana zarar verebilir ve tehlikelidir.*

    insanin dis gorununun iyi olmasi karsisindaki insanin davranisini ve kararini etkiliyor mu?
    bunu sosyal deneyde gorelim.

    buyrun:
    business man vs homeless

    ayrica
    zit etki icin
    (bkz: horn etkisi)